Belki de ilk defa insanlık tarihinde coronavirüs hastalığı bütün kalıpları, sosyal statüleri aştığı gibi tabiat ile insanoğlunun arasındaki kompleks dengelerin de yeniden gözden geçirilmesini mecbur kıldı.
Hayata tutunabilmek için sosyal izolasyona mecbur kalmış herkes bugünleri bir nebze olsun anlamak için dönüp kendi aynasına bakabilecek mi.? Yada dünyanın global bir köye dönüştüğü günümüzde, küresel boyutlu savaşlardan, hastalıklardan bahs ederken son onyılda yaşanılanlara kısaca bakılması gerekmez mi.?
2011 yılından beri Suriye’de küresel ve bölgesel güçlerin de dahil olduğu bir iç savaş yaşanmaktadır bugüne dek bir milyonu aşkın insan yaşamını yitirdi, altı milyona yakın insan yerinden yurdundan oldu, güpe gündüz çocuklar bombalanan beton yığınlarının enkazlarında kalırken, yaralı annelerin ağıtları yeri göğü inletirken biz ne yaptık ey insanoğlu.?
Yine Ortadoğu coğrafyasının her tarafına zehir saçmış, insanları diri diri yakan yüzyılın utancı Daech terör örgütüne ne demeli.?
Musul’da, Şengal’de yapılanları özellikle de Ezidi Kürd insanının yaşadığı tahribatları unutmak mümkün müdür.?
Peki kısa zaman diliminde korkunç bir askeri güce ve lojistik desteğe sahip olan iki ayaklı Daech virüsü kimin eseriydi.? Kimlerden destek aldı, korundu kollandı.? Ne hikmetse bu soruların cevapları bir türlü verilmedi muamma.!
Hadi diyelim ki Kara Afrika’sında kabileler arasında yaşanan iç savaşları, açlıktan, yoksulluktan yaşamlarını yitiren insanları kanıksadık, iyi güzel de şu Yemen ellerinde yaşanılan insanlık trajedisini nasıl izah edeceğiz.? Bir tarafta ABD, Arabistan, Mısır diğer tarafta İran bu güç dengeleri arasında Yemen ülkesi bir savaş arenasına dönüştürülürken açlıktan ölen çocukların notu insanlığın hanesine kare leke olarak yazıldı.
Yeni silahların test edildiği, savaş baronlarının ve silah tüccarlarının fütursuzca kazanç elde ettikleri bu barbarlık karşısında küresel boyutta insanlık alemi ne yaptı.?
Belki unutmuşuzdur.! Yeteri düzeyde güvenlik önleminin alınmadığı, çalışma koşullarının sağlanmadığı yanıbaşımız Soma’da 301 madenci emekçi insan göçüğün altında kalarak öldüler sahiden hatırlayanınız var mi.? Peki göbekleri yağ bağlamış bu ocak patronları hak ettikleri cezayı aldılar mı bileniniz var mı.?
Yetmedi Türkiye Cumhuriyeti devletinin bilgisi dahilinde gün ortası Kürd coğrafyasında hendekler, çukurlar eşildi eştirildi. Evet Kürd ana çocuğunun cansız bedenini günlerce buzlukta saklamak zorunda kaldı. Olağanüstü hal uygulanırken Kürd filintalar bodrum katlarında katl edildiler. Kim kimler bu vahşete karşı durabildi.? Barışın elçisi cesaret sembolü güzel insanımız Tahirimiz vardı onuda bu hengamede yitirdik.
Bununla kalındı mı hayır Kürdler haspelkader Rojava’da bir düzen kurmuş göreceli olarak Suriye’deki duruma nazaran daha güvenlikli bir ortam sağlamışlardı. Başta Kürd siyasetinin kendi hatalarından olmak üzere yine küresel güçlerin özellikle de ABD ve Rusya’nın onayı ve bilgisi dahilinde Türkiye çapulcu terörist çeteler ile birlikte bu güzelim topraklara saldırırken insanlığın vicdanı çoktan kabuğuna çekilmişti. Türk ordusu tarafından 72 savaş uçağıyla bu kadim topraklar bombalandı, barışın sembolü zeytin ağaçları yakılıp yıkıldı.
Afrin işkal edilirken, Kürd kanı su gibi akıtılırken güneş balçıkla sıvanmıştı da suskunluk postuna bürünmüş insanlık bu gerçekleri görmüyordu.!
Dünyanın öbür ucunda Amazonlarda, Brezilya’da yüzbinlerce hektar orman yakıldı, yada yaktırıldı. Bu gizemli tabiat harikasında yaşayan onca canlı hayvan da haliyle yandı kül oldu. Allah’ın dilsiz kulları diye bildiğimiz onca canlı yanıp tutuşurken gölgesi kadar ateşten uzak duran insanoğlu pir û pak mıydı.?
Taki coronavirüs’lü günlere geldik Çin’den başladı dört bir yana dağıldı. Bilim insanı bu öldürücü virüse çare ararken hepimiz bu hastalığa bulaşmamak için kendi iç dünyalarımıza haps olmuş bulunmaktayız. Doğrudur bu virüs herkese bulaşmada sınırları aşsada yanlız tedavi yöntemlerinde yine imkan ve olanakları olanlar, statü ve etiket sahibi olanlar ve materyal zenginler toplumun diğer kesimleriyle kıyaslanmayacak derecede vip tedavi görürken geri kalan çoğunluk halk zümresi ise kendi kaderlerine terk edilmiş olacaklardır.
Çivisi çıkmış bu dünyada sosyal adalet ve hakkaniyetli bir düzen kurulmadığı sürece egolarımız bizlere hükm etmeye devam edecek tabiat ile insanoğlu mücadelesi ve gizemi de sürmeye devam edecektir.
Şimdi soruyorum insanoğlu mu.? Virüs mü küresel boyutta daha tehlikeli hangisi.?
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.