Bakur Kürdistan'ında bugün ki siyaset sosyolojisinin flu fotoğrafını daha iyi anlamak için altmışlı yıllardan günümüze üç jenerasyonun toplumsal realitelerini ve süreçlerini doğru okumak gerekir. Yaşanan tarihi paradigmayı üç zaman diliminde yani altmış seksen arası, seksen ikibin arası, ikibinden günümüze üç periyot ta ele alınırsa Bakur'daki siyasal kültürel bilgi kirliliğini görmek açısından önemli olacaktır.

Sol kulvarda esen rüzgâr ve öğrenci eksenli toplumsal eylemler dünyanın birçok yerinde güçlü kitlesel aktiviteleri mobilize ederken Bakur Kürdistan'ındaki yansıması bu boyutta olmamıştır. Daha ziyade varlıklı ailelerden, aşiretlerden, gelenekçi kökenden gelen Kürdistani aidiyeti iliklerinde his eden, nicel olarak az nitelik olarak kaliteli bireyleri ön plâna çıkartı. Deyim yerindeyse kişilikleri marka olmuş az sayıda şahsiyet Kürt sorununu farklı platformlarda değişik formatlarda dile getirerek sönük Kürdistani bilinci ve duruşu kitleselleştirmek istediler. Bunda kısmen başarılı da oldular.

Özelliklede yetmişli yıllarda siyasetten kıraç olan Kürdistan coğrafyasında düşünsel sivil politik tartışmalar tavan yapmıştır. Bunda Başur Kürdistan'ında gelişen ulusal karekterli mücadelenin yaratığı pozitif etkiyi göz ardı etmemek gerekir. Bireysel bazda herbiri dünyalara bedel, liderlik vasıflarına vakıf şahsiyetler binbir acıyla sınanmış Kürd siyasetine yeni bir soluk katılar. Bu münasebetle o günün koşullarında bizlere bu onurlu mirası bırakanlara şükranlarımı sunuyorum.

Ne acıdır ki devlet konseptinin sistematiği içerisinde yapılan 12 eylül ihtilâli mihenk taşı olduğu gibi birçok toplumsal travmanın, kırılmanın da başlangıç ve bitiş noktası olmuştur.
Şüphesiz ki seksen ihtilâli Türkiye ve Kürdistan 'da korkunç tahribatlar yaratı askeri cuntanın eliyle toplumun büyük bir çoğunluğuna yaşatılan zulmün, reva görülen işkencelerin yaratığı travmaların etkisinden halen daha birçok insanın kurtulmadığını görmekteyiz.

Yanlız eylül ihtilâlinin Kürdistan'daki karşılığı ap ayrıdır. Devlet bu darbe ile birlikte adeta Kürd halkının genleriyle oynadı, Kürd ulusunun tarihi aidiyet bağlarını makasla keserek derin bir boşluk yaratığı gibi, biz Kürtler de akıl tutulmasının yaşanması için bizzatihi devlet eliyle her türlü olumsuzluk gündelik hayatta dayatıldı.
Siyasal arenada yaşanan karmaşa derinleştirilerek ipe sapa gelmez deforme bir jenerasyon üzerinden esasen Kürd halkının yarınlarıyla oynandı. Kürd sosyolojisinin temel taşlarından olan geniş aile kavramı, özgür birey, adeta hipotek altına alınarak bugün yaşanan siyasal bilgi kirliliğinin zemini oluşturuldu.

Acı olan şudur ki derin devlet aygıtı forme ettiği bir anlamda hiçleştirdiği tipler ve artifisiyel örgütler üzerinden direkt Kürtlere nüfuz etti. Toplum diliyle söylenmesi gerekir ise üniter Türk devlet projesine maşa olan bir sürü kişiliksiz Kürd oldu.
Özcesi şudur seksen ikibin arası Kürtlere karş süregelen devlet politikası Kürd toplumunda her türlü bilgi kirliliğini en üst seviyeye çıkartarak bugün birçoğumuzun mustarip olduğu çelişkilerin ve çatışmaların sebep ve sonuçlarını yarattı.

İkibin den bugüne Bakur Kürtlerinin realitesini olduğu gibi okumak gerekir. Birkere Üniter devletin Kürtler üzerinde yaptığı psikolojik, kültürel ve fiziki tahribatlarla üç adım önde olduğunu kabul etmemiz gerekir. Bunun diğer karşılığı Kürd siyaseti sınıfta kalmıştır dahası toplumu üç adım geriden kör topal takip etmektedir.
Devlet ve vesayet siyasetinin el birliğiyle ezberci, güdülen tanımlanması zor şiddet eksenli bir zümre yaratıldı. Kürtlerin siyaseten aydınlanma çağı olan yetmişli yıllardaki çok seslilik politik entelektüel tartışmalar niteliğini yitirerek tek tipçi slogancı bir yapıya dönüştü. Bu yüzden Kürd siyaseti makul ölçülerde alternatif oluşumlar yaratmadığı gibi, sürekli olarak aynı yerde patinaj yapmaktan öteye adım atamıyor.

En kötüsü de bugün Bakur 'da Kürtlerin tam olarak neyi istediklerini kestirmek vede hangi metod ve yöntemlerle politik hedeflerini realize etmek istediklerini anlamak hiçte kolay değildir. Esasen derin devletin ve derin Kürtlerin ulaşmak istediği nokta da buydu. Kafa karışıklığı ve akıl tutulması üniter devletin ömrünü uzattığı gibi, vesayet siyasetinin de beslenme kaynağı oldu.

Peki ne yapılabilinir eğer Kürt siyaseti üzerindeki korku imparatorluğunun kirli, yamalı gömleğini yırtıp atabilse vede topluma güven verecek bir duruş sergileyebilse bütün kirli oyunlar boşa çıkacaktır. Bunun içinde dinamik yenilikçi kadroların sivil siyaset içerisinde cesurca bir adım öne çıkmaları gerekir.
Ayakları yere basan realisable projelerle politik bir vizyon hedeflenirse Kürd ulusu bu kısır döngü siyasetten er yada geç kurtulacaktır.