Savaş koşullarında en son istifa etmesi gerekenlerden biri olan Sayın Ayna aktif Kürt siyasetine nokta koyduğunu deklare etti. Kimimiz bu kararı alkışlarken, kimimizde mücadeleden kaçma olarak algılıyoruz. Sayın Emine Ayna\'yı bildim bileli hiçbir gün savunmadım, hiçbir gün alkışlamadım ve hiçbir zaman politik çizgisini anlayamadım, hata o agresif sekter, korku imparatorlukları üzerine inşaa olmuş ironili gülüşlerinden çoğu zaman rahatsız olduğumu da belirtebilirim.
Bir dönemler Kürt legal siyasetinde savaş konseptinin en keskin savunucularından birisi olarak en önlerde duruyordu sözüm ona şahinler kanadını temsil ediyordu.
Bütün bunlara rağmen medeni cesaretinden ve sade duruşundan dolayı saygı duyduğum fakat mesafeli durduğum bir politik şahsiyetti.
Bugün değişen ne oldu da Sayın Ayna siyaseti sonlandırdığını söylüyor, sayın Ayna\'ya bu toplumsal kimliği kazandıran Kürt ulusal mücadelesi değil miydi? Öyleyse Sayın Ayna\'nın beslendiği kaynağın ve politik geleneğin esasen irdelenmesi gerekmez mi?
Düne kadar ajitatif laflarla vatan kurmalardan, öz yönetimlerden bahs edeceksiniz ve bu yapının en tepe noktasında bulunacaksınız. Hergün başka bir yerde öz yönetim ilanında bulunup, bu mücadelenin de Türkiye\'deki kardeşliğin ve demokrasinin mayası olduğunu iddia edeceksiniz, dahası hiçbir zaman olmayan barış kelimesinin önüne \"inadına barış\" diyeceksiniz ve ansızın ülkede yaşanan trajediyi fark edip siyaseti bıraktığınızı söyleyeceksiniz. Dağ fare doğurmuş da haberimiz yokmuş meğer.
Bu yüzden günah keçisi Sayın Ayna değildir. Esas istifa edende Sayın Ayna değildir. Türkiye\'deki legal Kürt siyaseti iflas etmiştir. Kendi politik potansiyelini ölçüp biçmeden hareket eden, sürekli kendisiyle çelişen ve çatışan bir hareketin geleceği nokta ve yaratacağı politik kişilikte böyle olur.
Halbuki BDP ve HDP\'nin elindeki belediyeler aracılığıyla lokal düzeydeki çalışmalara öncelik verilseydi, insanlarımızın ihtiyaçları giderilseydi, kendiliğinden spontane öz yönetim gerçekleşebilirdi.
Bu anlamda Sayın Ayna temsil ettiği misyon icabı hangi başarıya imza atmıştır tartışılmalıdır.
Hal böyleyken ulusalcı yada daha yapıcı kesilen diğer Kürt politik bileşenlerine ne demeli!!! Sayın Burkay\'ın her ekrana çıktığında ilk etapta Kürt hareketini eleştirmesinin bir mantığı varmıdır? Hayatı boyunca bir kedisi olmayan ve sürekli karnından konuşan birisinin Kürt siyasetine verebileceği ne olabilir? Kürt hareketini iyi niyetle elbette eleştirebiliriz yanlız öncelikle dostmudur? düşmanmıdır? bir türlü bir yerlere oturtamadığımız Türk devletini beş on kez eleştirdikten sonra Kürt siyasetini eleştirebilmeliyiz. Bunun içinde öncelikle beyinlerimizde yarattığımız korku imparatorluklarından ve yüreklerimize vurduğumuz ketlerden kendimizi arındırmamız gerekir.
Ji bona wi ez be xeybet dibejim, ez ne Kurmancim, ez Kurdim, azad difikirim serbilindim...
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.