Aslında sizlere kardeşlerim diye hitap etmek isterdim, neylersiniz ki gönül rıza göstermiyor, onca yaşanandan sonra, yaralarımız bunca kabuk bağlamışken, kardeşlik hukukumuzun fazlasıyla yaralı oluşundan ötürü öncelikle komşuluk ilişkilerimizi yerli yerine oturtmamız gerekir ki zaman içerisinde tekrardan birbirimize sarılıp yürekten kardeş olabilelim.
Ey komşular sizlerin de çok iyi bildiğiniz gibi Kürdistan coğrafyasında yüz yıllardır istilacı konumundasınız. Bakın Mahabad'tan Hewler'e, Amed'e, Qamışlo'ya bu topraklar üzerinde biz Kürtler her türlü sömürüye, zulme rağmen kendi ulusal benliğimizi yaşatmışız tarih birliğimiz var, ortak dilimiz var, kültürel birliğimiz var, sayısal çoğunluğumuz var demem oki bizler bu toprakların asli sizler ise sonradan göçebelerisiniz.
Biz sizleri ağırlamakta kusur etmedik, aşımızı ekmeğimizi paylaştık, koruyup kolladık bu nedenle de vicdanen rahatız. Ama gelin görün ki sizler ise misafirlik adabını zaman içerisinde unutup, her türlü hileye hurdaya baş vurup bizi mağdur ettiniz gibi başımıza hükümran kesilip sömürgeci oldunuz.
Yıllar yılı dilimizi yasakladınız, Kürdistani kültürümüzü dejenere edip özümüz ile oynamaya kalkıştınız, filinta Kürd çocuklarını katl ettiniz, aşımızı ekmeğimizi bizden çaldınız peki sormazlar mı adama kardeşlik hukukunda bunlar yazar mı ey istilacı komşular.?
Doğrudur bizler sustuk sizleri insan belleyip yaşananları sineye çektik belki birgün kardeşlik hukukumuz gerçekten söze gelir diye umud ettik maalesef gün be gün siz zalimlerin zulmü kat be kat artarak hayatı bizlere yaşanılmaz kıldınız.
Vakit geldi komşular herkes kendi evine, artık rahat bırakın bizleri de bizde evimizde kendi vatanımızda huzur bulabilelim.
Gönül isterki sizler de medeni uluslar gibi adabınızla çeker gidersiniz de bu kadim topraklarda insanlarımızın yaralı yürekleri ağıt ve zılgıtlarla bir daha sınanmasın.
Sözün özü şudur ki Ortadoğu da' ve tek tek ülkelerinizde barışın ve huzurun sihirli anahtarı Kürd sorununun çözümünden geçer. Bundan en çok fayda görecek olan yine siz işkâlcilerimizsiniz
Tarih size bu bağlamda altın tepsi üzerinde müthiş bir fırsat daha sundu yirmibeş Eylül'de Başur Kürdistan'ında yapılacak olan bağımsızlık referandumuna destek olamıyorsanız hiç olmasa savaş baronlarına, çetelere uyup köstek olmayın.
Şu kadarını iyi bilmenizi isterim ki biz Kürtler asla düşmanımıza boyun eğmeyiz yüz yıllar da geçse bu halk özgürlük mücadelesinin ateşini söndürtmeyecektir.
Kısadan hisse içimden geçenleri yolculuk esnasında yazıya döktüm umarım bir faydası olur...
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.