Frantz Fanon,''Sömürgecisini alt edemeyen kardeşine düşman kesilir ve gücünü ona göstermeye çalışır.'' belirlemesiyle Kürleri özetlemiş. Kim tahayyül edebilirdi ki, Hayri'lerin, Kemal'lerin Mazlum'ların bağımsız Kürdistan için kurdukları PKK'nin bugünkü yöneticileri Şengal'i Güney Kürdistan'dan koparmak ve Bağdata bağlamak için IŞİD'in Şii versiyonu olan Haşdi Şabi ile birlikte çalışsın? Kuzey Kürdistan siyasetinin görevi, işgal altında kurtulmuş parçalarla dayanışma içinde olmaktır. Destek sunulmuyorsa sorun çıkarılmamalıdır. Gerillayı Peşmerge ile çatıştırmak intihardır, ulusal kırılmadır. Aklı başında her Kürdün ve dostlarının karşı duracağı bir ihanettir. Peşmerge ve Gerilla kuvvetleri ulusal çıkarlar doğrultusunda yönetilmelidir. Gerilla, kardeşlerine saldırmamalıdır. Gerilla ordusunu kötü yönlendiren ve yanlış hedeflere saldırtan siyasi elitler, ne yazıktırki, yaşananlardan ders almamış görünüyorlar.
Şengal'i Federe Kürdistan'da koparma politikası İran idam cumhuriyetin para militer güçleri olan Haşdi Şabi ve Hizbullah çeteleriyle işbirliği yapılması ve Federe Kürdistan'a karşı cephe alınması, hasım gibi davranılması terk edilmelidir. Ulusal birliğe, bağımsızlığa hizmet etmeyen bu yanlış politikalar Kuzey Kürdistan'ı ölüm sesizliğine gömdü. Kuzeyin yenilgisi, Ekim 2019’da yaşanan Grê Spî, Serê Kaniyê' ve Efrin işgaline basamak yapıldı. Cemil Bayık, Murat Karayılan Gerillaları Peşmergeye karşı hasım gibi yönetmemeli.Yapılan saldırıları durdurmaları ve çatışmaları engellemeleri gerekir. Cemil Bayık'ın, Federe Kürdistan yönetimi ile basın üzerinde anlaşma çağrısında bulunması yanlış bir davranıştır. Kırk yıldır dağda siyaset yapan sayın Bayık ve Murat Karayılan, ihtilafların, gerginliklerin basın yolu ile kimlerin işine yarayacağını anlamamaları vahim bir durumdur Şu sıralar batı devletlerin bölgesel menfaatleri ile Kürdlerin devletleşme ihtiyacını birbiriyle çatıştırmak istiyen İran ve Türk rejimleri, umutlarını Kürdlerin iç çatışmasına bağlamış görünüyorlar. Milli davranış bozukluğundan arınamayan, öngörüsüz siyasetçiler ve sorgulayıcı olmayan takipçilerde bu karmaşada izlenecek ortak stratejiden çok düşmanın çatıştırmacı gündemiyle sürükleniyorlar. Ne yazıktır ki, Kürd halkı, yenilgilerinden ders almayan retorikçi, Kürd siyasi yöneticilerin harcama malzemesi haline getirilmiş. Şengal'i Irak'a bağlama politikası, İran'ın, Federe Kürdistan'ı parçalama planı olduğunu hangi ahmak bilmiyor? Şengal Kürdistandır. Kürdistan'ın kalbidir. Ezidi toplumu, dilini, Kültürünü milli geleneklerini sürgün edildiği her yere götüren, yaşatan Kürd ulusun kimyasıdır. Kürdler, ulusal kurtuluşuna hizmet etmeyen örgüt ve siyasi yöneticilere tavır almalı ve teşhir etmelidir. Kerkük, Efrin ve Hendek yenilgilerinden ders almayan siyasetçilere güvenmemeli ve şüphe ile bakmalıdır.
Kürdlerin topraklarını, ulusal, siyasal temsil hakkını gasp etmiş bölgenin işgalci rejimleri, Irak ve Suriye'yi ön karakol haline getirmişler. Savaşı Federe Kürdistan topraklarına ve Güneybatı Kürdistana taşırıyorlar. Geillayı yanlış politikalarla kırımdan geçiren, ulusal kurtuluş stratejisiyle yönetemeyen siyasi elit, Güney Kürdistan hükümetine, halkına sorun çıkarmamalıdır. Federe Kürdistan statüsüne saygılı olmalıdır. İran ve Türkiye tarafından Kürd ulusunun bağımsızlık özlemlerine karşı kullanılan paravan örgütlere karşı mücadele etmelidir. PKK'nin içine sızdırılmış ajanlar, Sülemaniye ve çevre yerleşimlerinde gelişen şiddet eylemleri sosyal medya ve basın yayın organları üzerinde savunmaları, provoke etmeleri açığa çıkarılmalı, cezalandırılmalıdır. Hendek kırılmasından ders alınmalıdır.
Federe Kürdistan'ın resmi bir bölgesi olan Şengal bölgesi, yanlışlarından ders almayan siyasi elitin İran'a hizmet eden politikasıyla Irak'ı ortak haline getirdi. Şengal Kürdistan'dır. Ezidi Kürdlerin coğrafyasıdır. Şengal, Saddam Hüseyin'in, 1975'te Ezidi toplumunu asimile etmek için Arap ailelerine maaş bağlayarak yerleştirdiği bir tarihe sahiptir. Gerilla yönetimi bu yaşanmış tarihçeyi doğru değerlendirmezse Gerilla ve halka ağır zarar verir, izole olur. Sömürgecilerin terörist gösterme politikasına hizmet etmiş olur. PKK yönetimi, bir defa olsun yaşananlardan ders çıkarsın artık. Biz Kürdleri aptal yerine koymaktan vaz geçsin. Kürdleri, milli bilinç ve duygularından kaynaklı sahiplenme hassasiyetinden pişman etmesin. Kürd bayrağı ve ulusal sembollerin taşınmasını talimatlarla yasaklamasın. Milli değerlerini reddeden bir ulusal kurtulus hareketi nerede görülmüş? Kürd siyasi yönetimi, yaşanan yenilgilerin muhasabesini doğru yapmaldıdır.
ABD seçimlerinden sonra Kürdistan'ın, işgal altında kurtulma ihtimali iç polemik ve sorumsuz davranışlarla heba edilmemelidir. Batı devletleri eskide olduğu gibi Kürdlerin ulusal özgürlüğüne karşı durmuyor artık. Dünya kamuoyu Kürdlerin kendi toprakları üzerinde devletleşme talebine ve farklı inanç gruplarıyla barış içinde yaşama kültürüne saygı duyması doğru yönetilmelidir. Kürd Milletinin, geleceğini belirleme ve kendini yönetme ısrarı Ortadoğu ve Kürdistan'ın jeografik, jeopolitik değişimi için önemli bir potansiyel olarak kabul ediliyor. ABD hükümetinin Trump'tan Biden'e geçen yönetim değişimi, AB ile birlikte işgalci teokratik rejimlerle ilişki seviyesinin nasıl olacağını yeniden aktüel hale getiriyor. Fransa, Almanya Dışişleri Bakanları Neo-Osmanlı ve pantürkizmin yayılmasına karşı birlik çağrısı yapıyor. Trump, hükümetinden sonra ABD ve AB yönetimleri Akdeniz, Kafkasya, Ortadoğu gibi bir çok sahada ortak strateji izlemeyi tartışıyor. Batı medyası 21.yüzyılda elli milyon Kürdün kendi topraklarında ana dili ile eğitim alamadığını ve çağ dışı rejimlerin askeri işgali altında yaşadığını konuşurken, Kürd medyasının iç çatışmayı konuşması bir akıl tutulmasıdır. Kürd siyaseti, diplomasisi bu haklı sahiplenmeyi üç dört yılda değerlendiremezse, keza işgalci bölge devletlerin kendilerini birbirleriyle çatıştırma politikasını boşa çıkarmazsa ağır yenilgiler kaçınılmaz olur.
Kürd Hükümeti Ne Yapıyor?
Güney Kürdistan hükümeti, parti yöneticileri, otuz yıldır çok önemli fırsat ve imkânlara sahip olmalarına rağmen devletleşmenin temel dinamikleri olan Peşmergeleri nizami bir ordu haline getiremedi. Milli siyaseti, kurumları oluşturamadı. Ulusal ekonomiden güvenliğe çift başlılık bir türlü giderilemedi. Peşmerge ve halkın kahramanca direnişi ile işgal altında kurtarılan Kürdistan'i bölgeler bu çift başlılıktan dolayı yeniden işgal altına alındı. Federe Kürdisan yönetimi, iç çelişkilerin belirleyiciliğini sadece dış etmenlerle açıklaması bir yanılsamadır. Milli siyasetsizlikten kaynaklı derin problemleri hamasetle, başka konuları gündeme getirerek sorun çözülemez. Güney Kürdsitan liderliği, hükümet yöneticileri, ödenmeyen maaşlardan dolayı yaşanan protestolarda yakınma hakkına sahip değildir.
Kürdistan bölge yönetimi, Irak merkezi hükümetle Federatif ortaklığını işçi, işveren çelişkisinden çözüm odaklı bir strateji ile yönetmelidir. Türklerin topraklarını bombalamasını merkezi hükümetle birlikte Birleşmiş Milletler, (BM) ve iligili uluslararası kurumlara şikayet etmeli bir çözüme kavuşturmalıdır. Güney Kürdistan halkı Ankara'nın Tahran'ın, saldırı ve bombalamalarına sesiz kalmamalı, kitlesel eylemlerle protesto etmelidir. Federal hükümet halkın can, mal güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Kürdistan Federe Hükümetinin halen partiler üstü işlev görmemesi devletleşme aklına işaret etmiyor. O nedenle 2018'de IŞİD işgali altında ağır bedeller karşılığında kurtarılan Kerkük, Kürdistan'i bölgeler yeniden işgal altına alındı ve kazanılan mevzilerden geri adım atıldı.
Çünkü küresel güçlerle olan ticari, diplomatik ilişkiler, stratejik, siyasi vizyonla bir milli siyaset oluşturulamadı. Sömürgeci bölge devletleriyle geliştirilen hesapsız ve çarpık ticari ilişkilerle yetinildi. Dolayısıyla Kürdistan bağımsızlık referandumunda olduğu gibi Ankara, Tahran ve Bağdat'ın düşmanca kuşatması ve iç ihanetin muhasebesi yeterince bilince çıkarılmadığı ancak yenilgi sonrası görüldü. Ve ne yazıktır ki, halen o ortak hukuk ve akılla sorunlara müdahale edilmiyor. Oysa Kürdistan'ın jeografik ve jeostratejik konumu ortak aklı ve milli savunma stratejisini bir zorunluluk haline getirmiş. Kimi küresel güçlerin, Kürdleri bir tarafıyla bölge rejimlerin saldırılarına haiz bırakması, diğer tarafıyla kendilerine ihtiyaç duyacak pozusyonda tutması Putin ve Trump'un, zımni anlaşmasıyla, Ankara üzerinde sürdürülen son dönem politikaları olsada tehlike devam ediyor.
Türklerin gazı Kürdlere karşı galeyana getirilerek alınıyor. Kemalist Cumhuriyetin 1923 İttihatçi Terakki politikası, 21.yy'da Türk siyasal islamın rövanşı ile retorik ediliyor. Kıbrıs, Akdeniz, Libya ve Karabağ'da elde edilmeyen ''zafer'' Kuzey, Güneybatı ve Federe Kürdistan, yerleşimleri, toprakları işgal edilerek sağlanıyor. Güney ve Güneybatı Kürdistan otoritelerin resmi temsiliyet statüsüne sahip olması ve siyasi parçalanmışlığının fiilen işlevsiz kalması hazmedilmiyor. Özellikle Güneybatı Kürdistan'ın siyasi, askeri, ekonomik ve diplomatik olarak dünya devletleriyle ayni masada ulusal geleceğini belirleme hakkını sağlamış olması ciddi bir başarıdır. Kürdistan Federe devleti zaten yirmi yıldır bu resmi temsiliyeti yaşıyor. Fakat ortak hukuksal bağlayıcılığı sorgulanmayacak şefaf demokratik işleyiş beklentisinin vucuda getirilmemesi ciddi bir eleştiri konusu olmuş.
Kürdistan'da yaşanan protestoların, şiddet ve silahlı saldırılara dönüşmesi bölge rejimlerin istihbaratlarını ve paramiliter güçlerini akla getiriyor. Görülüyor ki, partiler üzerinde sürdürülen yönetim fikri iç istikrarsızlığı önleyemiyor. Çift başlılık, işgal altında kurtarılan toprakları ve bağımsızlık Referandumuna evet diyen ulusal iradeyi koruyamıyor. Fars,Türk, Arap işgalcilerin oluşturduğu sömürgeci statiko Kürdlerin milli siyaset ve güvenlik boşluğu üzerinde duruyor. Devlet imkânlarına sahip Kürdistan Federe hükümeti ve olumlu gelişmeler kaydeden Güneybatı özerk yönetimi, ortak bir akıl, hukuk ve strateji ile Kürd ordusunu vucuda getirmesi bütün Kürdlerin temel talebi haline gelmiştir.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.