Evvela siyaset bilimi, 14. yüzyılda, eş anlamlısı politika ve hedefi iktidar olan bir yönetme biçimi olduğunu belirtmek gerekir. Keza Fransız ihtilali sonrası ulus devletlerin kurulmasıyla Dünya’da yaygın bir yönetim anlayışı olarak savunulur. Siyaset formulasyonu kişi, sınıf ve ulusların eğitim, kavrayış düzeylerine ve yönetilenlerin yöneticilerini sorgulama boyutuna göre biçim alır. Siyaset Türk devlet türü anti demokratik rejim ve ülkelerde baskı, katliam ve savaş malzemesi olarak kullanılır. Kimi devlet, organizasyon ve ülkelerde ise barış, demokrasi içinde insanca yaşama ve yaratma hizmeti olur. Siyaset dava insanları için sınıfsal, ulusal kurtuluş mücadelenin ve toplumu aydınlatmanın temel alındığı bir araçtır. Devrimci siyaset, kölenin efendiye, sömürgenin sömürgeciye isyanı için yapılır. Kürdler bu amaçla siyaset yapar.
Özgürlük siyaseti, asırlık direnişiyle kurtuluşun şafağına gelmiş bir milletin ulusal bağımsızlığını lidere bağlamak, pazarlamak değil, bağımsızlığın alt yapısını inşa etmeyi hedefleyen özverili bir mücadelenin, doğru yol göstermenin adıdır. Yani kürd özgürlük davasının, olağan ve sıradan amaçların çok ötesinde ve en üst katındaki bir ideali, milli devrimi hayata geçirme inancıdır. Siyaset, çağın bilimini, tekniğini temel alan ve olmayanı yaratmak için yapılır. Kürd milli devrimi adına konuşuyorsan, donanımlı olacaksın, o ağırlığı taşıyacaksın, dürüst olacaksın, ideallerin olacak. Kürdlerin ne düşündüğü ile ilgili olacaksın.
Siyaset Kürdistan'ın düşman işgalinden kurtulması için yol gösterme ve halkı doğru yönlendirme becerisidir. Kimdir kürdlerin düşmanları? Diyarbekir Mahabad, Efrin, kimin işgali altındaysa odur. Kürdlerin emperyalistleri Türkiye, İran, Irak, Suriye devletleridir. Eğer ABD, Rusya, İngiltere ve AB devletleri olsaydı kürdler yüzyılın katliamlarını yaşamayacaktı, bağımsızlığını daha erken kazanacaktı. Çünkü bölgenin despot, sömürgeci rejimleri burjuva demokrasisine yabancılar, demokratikleşemezler. Bu ülkelerde gelişen bütün Etnisite ve toplumsal hak arayışları kitlesel katliamlarla bastırılıyor. Demokrasi, adalet ve evrensel hukuk norumları despot islamcı rejimlerin doğasına aykırı bulunuyor. O nedenle değişimleri ya darbe, yada Irak, Suriye benzeri olacak.
Elbette Batı devlet yöneticileri, suçsuz değiller. İngiltere Dışişleri Bakanı ve partnerleri kürdlere borçlu olduklarını söylüyorlar. Çünkü kürd milletine tarihsel haksızlık yaptılar siyasi ve fiziksel olarak ağır cezalandırdılar. Kürdistan'ın bu duruma getirilmesinden sorumlular. O nedenle Kürdistan ve kürdleri, Türk, Fars, Arap devletleri arasında parçalama suçunu kabul etmeleri yeterli olmuyor. Kurdukları o çadır devletleri ya değiştirecekler, yada kürdlerden uzak tutacaklar. Doğal olarak batı medyası, gazeteci ve aydınları gecikmelide olsa devletlerini Kürdlere gerekli desteği vermedikleri için eleştirmeleri, sorgulamaları çok değerli ve yerinde bir davranıştır.
Ortadoğu'da dört sömürgeci rejime ve bağlantılarına karşı gelişen toplumsal özgürlük mücadeleleri, kürdlerin milli dinamikleri üzerinde gelişiyor. O nedenle kürdler, ağır katliam ve soykırımlardan geçiriliyor. Türk devletin kürd politikası çok çarpıcı bir örnektir. TC'nin bütün yasaları kürdlere karşı çıkarılıyor. Buna karşın Türk, Fars, Arap solcularından ve halklarından kayda değer bir dayanışma görünmüyor. Özellikle son yirmi yılda işgalci egemen ulus solcuların, anti emperyalist politikası, şövencedir, kendi devletinin işgalini hedeflemiyor. Yani işgalci Türk ordusu Kürdistan'dan def ol siyaseti yerine ABD Türkiye'den defol politikasıyla hedef şaşırtıyor. Kürd millet bağımsızlığını hasır altı ediyor, Kürd ulusun kendi geleceğini belirleme ve ayrı devlet kurma hakkını ipotek altına alıyor. Bu sahtekâr, karşı devrimci politikaların, devrimcilik, marksizm ve emek sermaye çelişkisi adı altında genelleştirilerek piyasaya sürülmesi bir aldatmacadır.
Hiçbir toplum Kürdler kadar eşit haklar temelinde barışçıl yaşamayı benimsemedi. Hiçbir millet kürdler kadar direnmedi, savaşmadı, katledilmedi. Birinci dünya savaşından sonra Kürdistan'ı dört diktatör, islamist devlet arasında bölüştürmeyi çıkarlarına uygun gören emperyal güçler, bugün tersini uygun görmesi, islami teröre karşı kürdlere destek sunması neden telaşlandırıyor? Ankara, Tahran rejimlerin, kurulacak Kürdistan devletini ikinci İsrail olarak propaganda etmesi, Kürdlerin doğru yolda olduğuna işarettir. Uluslararası Koalisyon eski sözcüsü Brett Mc Gurk,''Türkiye, DAİŞ'in tüm ihtiyaçlarını karşılıyor, belgeleri mevcuttur.'' açıklaması, Türk yöneticilerini telaşlandırmış gibi görünüyor. Türk işgal ordusu ve paralı çeteleri Batı kürdistan, Rojava'da çıkarılacaktır, kuzey Kürdistan'da askeri zorla barınıyor, yıkıyor ve talan ediyorlar. kalıcı olamazlar. Güney Kürdistan hükümeti ve Irak merkezi hükümeti, Türk devletin hava bombardımanlarına cevap vermeli, Birleşmiş Milletlere, (BM) taşımalıdır. Yirmi yıl önceki Irak, Yedi yıl önceki Suriye, bugünkü Türkiye'den daha kötü yöntilmiyordu. Türkiye bölge devletleri içinde Suriy'den sonra fiilen savaşın içinde olan ikinci devlet pozusyonundadır. Onlarca islamcı terör örgütleri ile direkt işbirliği halinde olan Türkiye bütün imkânlarıyla Kürdlere karşı savaşıyor.
Bölgenin diktatör işgalci devletleri korku ve kitlesel şiddet dışında yönetme biçimlerini tanımıyorlar. Farklı etnisite ve inançların eşit haklar temelinde barış, demokrasi içinde yaşamasını ırkçı, eğilimlerine, totaliter sistemlerine aykırı buluyorlar. Kürd yerleşimalanlarını harabeye çevirmekten imtina etmiyorlar. Birleşmiş Milletler, (BM) ''ulusların kendi kaderinin kendileri tarafından belirleme prensibini kürdler özgülünde işletmemesi uluslararası adalet, hukuk ve evrensel insan hakları için bir skandaldır.
Kürd politik partileri, otoriteleri ulusal kurtuluş potansiyelin ihtiyaçlarına göre organize olursa, dünya kamuoyu kürdlere olan haklı sempatisi doplomatik, politik işbirliği BM'nin kararını değiştirmede etkili olur. Anti işgal politikası kürdleri vucuda getiren, işgalciyi çıplak bırakan tek ortak paydadır. Bağımsızlık mücadelesi, partilerin ideolojik formulasyonlarına göre yorumlanırsa yenilgiler kaçınlmaz olur. Kürdistan kurtuluş stratejisi partilerin grup menfaatlerini yarıştırmada ciddi kırılmalara götürdü. 50 milyonu aşkın kürd nüfusun işgalci devletler tarafından yönetilmek istememesi halen kürd siyasi liderlerince doğru değerlendirilmiyor. Siyaset, bütün kürdlerin işgal altında kurtulması için yapılmalıdır. Bağımsızlık mücadelenin başarılması, siyasi hareketlerin birbirlerine yakın durmasıyla alakalıdır. Ulusal birlik, diplomatik faaliyetler, ideolojiler üstü bir akılla yapılması kürd toplumun işgal altında kurtulması için gereklidir.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.