Paris’te Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi’ne gerçekleştirilen saldırıda sanatçı Mir Perwer, (Mehmet Şirin Aydın) Emine Kara, Abdûrrahman Kızıl, katledildi. Tetikçinin, ‘’hedefim Kürdlerdi, önceden tespit ettim’’ Açıklaması, yapılan planın seçilmiş, kullanışlı bir tetikçisi olduğunun itirafı oluyor. Ayrıca olayın görgü tanıklarına göre katil biri kadın üç kişi ile birlikte ayni sokağın yan caddesine arabayla geliyor. Diğer üç kişi ve araba henüz ortaya çıkarılmadı. Dolayısıyla bu cinayetin de MİT organizeli Ömer Güney gibi ruh hastası bir piyonla açıklanması kimseyi inandırmıyor. Şayet sadece yabancı düşmanlığı, ırkçılık sorunu olsa katilin, geçtiği sokaklarda Araplar, Zenciler ve diğer yabancıların yanında Kürdler devede kulak kalıyor.
3 Kürdün öldürüldüğü ve 3’ün ise yaralandığı dolayısıyla Kürd kurumlarına yönelik bu saldırılarda Fransa ile Kürd ilişkileri hedef alınsa da Fransa hükümetinin sorumluluğunu ıskalamaz. Fransa’ Devlet Başkanı Emmanuel Macron, Kürdlere desteğimiz devam edecek, açıklaması sonrası bu tip kriminal tetikçiler üzerinden Kürdlerin hedeflenmesi dikkat çekicidir. O nedenle olay bütün teferruatıyla aydınlatılmalıdır. Ayrıca yaralılar için ilgili telefonlar aranmasına rağmen Ambulansların beş on dakika mesafede olmasına rağmen yarım saatten geç müdahale edilmesi kan kaybından kaynaklı ölümleri artırması da sorgulanmalıdır.
Kürd hareketine gelince ne yazıktır ki geçmişteki provokasyonlardan hiç ders alınmış gibi görünmüyor. Eğer gerekli dersler alınsaydı, ilk günkü yürüyüş Fransa Devlet Başkanından Başbakanına, İçişleri Bakanından Belediye Başkanlarına Kürdlerin yanında olduklarını belirtmeleri ve içişleri Bakanı ilgili makamların olay yerine gelmeleri dikkate alınarak daha akıllı ve planlı yapılırdı. İşgal altında olan Kürdler, her yerde Kürdleri öldüren Türk ve İran rejimlerin terörist olması gerekirken, bir Kürd hareketin, (PKK) terörist olarak damgalanması ve Kürdlerin potansiyel olarak hedeflenmesi düşündürücüdür.
Kürd Kurumları kendilerine yakışır bir şekilde Fransızları ve diğer Batılı güçleri ortaklaştırarak Yüzbinlerin katılımı ile mitingler, yürüyüşler gerçekleştirmeliler. Ankara, Tahran Terör devletlerin sınır tanımayan saldırılarına ortak cephe almak Kürdlerin temel politikası olmalıdır. Çünkü Kürdler Batının yardımı ile özgürlüğüne kavuşacak.
Batı devletlerin Kürdlere yönelik bütün ihanetlerine rağmen bunu söylüyorum. Kürdistan’ı dört barbar rejim arasında bölen, parçalayan onlardır. İşgal altında kurtulmasından da sorumluluk sahibidirler. Çünkü Kürdistan ve Kürd Milleti dünyanın en gerici, en ırkçı, işgalci vahşi rejimleri tarafından kuşatılmıştır. Kürdlerin en köklü düşmanı bu işgalci rejimlerdir. Kürdlerin toprakları üzerinde oturuyorlar. O nedenle Kürdlerin tek yolu Batı ile ilişkileri pekiştirmekten geçiyor.
Siyaset Ateştir. İyi Anlamazsan, Doğru Yönetmezsen Kendini Yakarsın.
Kürdler vurucu, kırıcı marjinal bir grup aklı ile Ulusal Özgürlüğünü savunamaz. Kürd çoğunluğu Fransa/Paris ve diaspora genelindeki gösterilerde yeterince olgun davrandı. Ancak Paris’te on-on beş gencin fevri, öfkeli davranması da engellenebilirdi. Kaldırım taşlarıyla güvenlik güçlerine saldırmak, cam pencere, pano kırmak Sadece Kürdlere zarar verir. 10 binden fazla Kürdün arasında çok sayıda provokatörlerin olduğu açıktır. Kürd çoğunluğu dikkat etsede, onlarca gencin dolduruşa getirilmesi engellenmeliydi. Otobanlar eylemleriyle yenilen Terörist Damgası halen devam ediyor. Ayni yanlışlar yapılmamalıdır. Kürd düşmanların, Sömürgeci, işgalci ve katliamcı niteliklerine rağmen PKK hareketine terörist damgasını vurmayı başarmışlarsa örgüt yönetimi suçu kendinde aramalıdır. Tabi Kürd tarafın eksiklerini belirtirken Fransız güvenlik güçlerin güç kullanması yaralı, öfkeli insanlarımızı daha çok tahrik etmiş ve şiddetin sokaklara yayılmasına sebep olmuş ve katkıda bulunmuştur. Ancak bu durum her yerde terör estiren işgalci Türk devletini sorgulamaktan alı koymamalıdır. İşgal altında kurtuluş mücadelesi veren terörist olamaz. O nedenle herhangi bir Kürd hareketine terörist muamelesi yapılıyorsa bu durum bütün Kürdleri ilgilendiriyor, çünkü hedef haline getiriyor. Bu gerçeği böyle anlamayan her Kürd ve her devrimcinin sorumluluk bilinci eksiktir.
Terörizm’ den kurtulmak için Fransa ile hedef haline getirilen Kürdlerin ilişkisi doğru yönetilmelidir. Paris’te ikinci katliamın yapılması Kürd ve Fransa ilişkilerini hedef haline getirmiş. Kriminal tetikçiler, ırkçılar üzerinden gerçekleştirilen Paris Saldırısı, Türk istihbarat çete planlı bir organize olduğu bir çok çevre nezdinde belirtilmesi dikkate alınmalıdır. Fransa devleti, Türk Osmanlı yayılmacılığın önünü kesen önemli bir AB ülkesidir. Libya, Doğu Akdeniz Politikasında Erdoğan’ rejimini boşa düşürmesi Erdoğan rejimini bir hayli saldırganlaştırdığı unutulmamalıdır. Fransa Devlet Başkanı Macron, Erdoğan’ın Rojava ve Federe Kürdistan işgal saldırılarını durdurması için uğraş vermesi önemlidir.
Paris-Ankara çelişkisi Erdoğan rejimini hedefleyen bir çelişkidir. O nedenle Erdoğan, Macron’u ve Fransa’yı ABD ile birlikte tehdit ediyor. Devletler arası çelişkileri, görmeden, anlamadan saldırıların nerden geldiğini anlayamazsınız. Fransa ABD önderliğindeki Koalisyon güçlerin etkin bir kuvvetidir. ABD ile birlikte Kürdlerin kendi geleceğini belirlemesi ve devlet kurma hakkını savunması için cesaretlendireceksin. Dostluk ilişkilerin kalıcılaşması, diplomasinin önemsenmesi ulusal geleceğin belirlenmesinden tayin edici bir rol oynar. O nedenle yaşananların muhasebesi doğru yapılmalıdır.
[email protected]
Mehmet Kobal
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.