Bir kaç gün önce evinden çıktıktan sonra, bir daha eve dönemeyen, yapılan aramalar sonucu cesedi yaşadığı köye yakın bir derede bir çuvala konulmuş olarak bulunan 8 yaşındaki Narin Güran'ın akrabaları oldukları savıyla kamuoyuna bir duyuru yapıldı. Duyuru, 8 yaşındaki bir çocuğun vahşice katledilerek çuvala konulmuş cesedinin yaratmış olduğu acı ve üzüntü ile hiç alakası olmayan, daha çok bir aidiyetin (ideolojik ve dinsel) bir parti ve yada kendilerini devletin kurumsal bir parçası olarak görüp hareket eden bir üslup ve lisan ile yazılmış olduğunu hayretler içinde okumuş olduk. Bu duyurunun, çok sevdikleri evlatlarının acılarla dolu üzüntü ve feryatlarını hiç yansıtmıyor. Ayrıca bazı somut ve ciddi iddialarla suçlanan bir kısım aile fertlerinin suçlanmasına da "dış güçler parmağı" olduğunu söyleyebilecek kadar komik olan bu duyuru acılı bir ailenin kamuoyu mesajı olabilir mi?
Duyurunun içinde sıklıkla üzerine vurgu yapılarak "devletimiz" "resmi kurumlarımızın yapacakları açıklamalara itibar edin" gibi ifadeler, olayın sanılandan çok daha derin ve karanlık işlerin yürütüldüğü sır küpünün beklenmedik bir şekilde, bu küçük kız çocuğun cinayeti ile delinerek yara aldığını gösteriyor. Bu küçük kızın kaybolması ile, konunun bütün insanların konu üzerinde durmasını, üzüntülerini ve dualarını adı geçen küçük kızın bulunması için sarf edilmesinden hoşnut olmadıklarını gösteriyor. Kamuoyunun küçük kızın akıbetiyle ilgilenmesini "üzüntülerimizi bildiriyoruz" Bu nasıl bir açıklama diye insan sormadan edemiyor? Güran ailesi adına olduğu iddia edilen ve kamuoyuna sunulan duyuruyu sizlerle de paylaşıyoruz:
"Aziz milletimize; 21 Ağustos günü kızımız Narin Güran'ın kaybolması nedeniyle günlerce ülke gündemini meşgul ettiğimizden dolayı Güran ailesi olarak üzüntülerimizi bildirmek istiyoruz.
Devletimizin tüm birimleri bu süreçte tüm imkânlarıyla olayın çözümü için seferber olmuştur. Gerçeklerin gün yüzüne çıkması için uğraşmaya da devam etmektedir. Kızımızın cansız bedeni nasıl bulunduysa olayı çözeceğine, kızımız Narinin fail veya faillerini bulacağına, bulunacak fail veya faillerinde en ağır ceza ile tecziye edileceğinden hiç şüphemiz yoktur.
Yalnız bu süreçte aile fertleri olarak acı ve keder içerisindeyken görsel ve yazılı medya da merhume kızımız Narin suiistimal edilerek gerek Güran ailesine gerekse de şu an şüpheli olarak tutulan aile fertlerinin kişilik haklarına acımasız saldırılar ve iftiralar ile mesnetsiz ithamlar da bulunulduğu medyayı izleyen dostlarımız tarafından bizlere bildirilmektedir.
Ayrıca ilgi ve alakası olmadığı halde bu olay nedeniyle Kuran kurslarına ve Yüce dinimize saldırılar yapılmaktadır.
Diyarbekirimiz de asırlarca yaşamını sürdüren kimi zamanda yöneticiliğini yapmış Gevranizade ailesinin fertleriyiz. Ülkemizin değişik coğrafyasında binlerce Güran ailesi ve yeğenleri yaşamaktadırlar, büyük ekseriyetiyle de vatanına ve milletine bağlı fertlerdirler.
Aile fertlerimizin kendi kızlarımızı öldürmelerini tahayyül edemiyoruz, ancak böyle bir durum varsa bile bir kişi yüzünden koca bir ailenin karalanmasını bir takım dış güçler ve onların yerli uzantılarına bağlamaktayız. Aile fertlerimizin bir kısmının yaşadığı Tavşantepe Mahallesinin stratejik ve coğrafi konumu da ayrı bir etkendir.
Devletimize bağlı tüm güçlerin bu oyuna gelmemelerini istirham ederiz. Maalesef bazı muhafazakar yazarlar dahi hiç inceleme yapmadan aileyi vatan düşmanlığı ile itham etmektedirler.
Sadece ailenin çok küçük bir kısmının yaşadığı, olayın vuku bulduğu Tavşantepe Mahallesinde yapılan seçim sonuçlarını tetkik ederlerse bu beyanları nedeniyle mahcup olacaklardır. Seçim neticeleri de ailenin iddia edildiği gibi diktatör olmadığının en büyük ispatıdır.
Şu an olayın sıcaklığı devam etmekte olup, olaylar açığa çıktığında fail veya failler bulunduğunda iftiralar atarak kişilik haklarımıza saldırılar yapan kişi ve kişiler hakkında yasal işlem yapılacaktır. Maddi ve manevi tazminat haklarımızı mahfuz tutmaktayız.
Bu süreçte hakikatin tezahürü için uğraşan tüm devlet büyüklerimize, bunca baskılara rağmen bizim suçsuzluğumuza inanarak bizden desteklerini esirgemeyen dostlarımıza teşekkürü bir borç biliriz.
Ülkemizde ki tüm siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının acımızdan siyasi malzeme yapmamasını da mahkemenin neticesini beklemelerini istirham ederiz.
Devlet yetkilileri dışında yapılan hiçbir açıklamaya da itibar edilmemesini önemle arz ederiz." Nasıl bir açıklama?
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.