Sömürgeci faşizm, dünyanın hiç bir yerinde bu kadar açıktan meydan okuyarak gelmemişti bir halkın üstüne, tank ve helikopterlerle; hem de dünyanın gözleri önünde insanlıkla alay edercesine... Hiç bir uygarlık yaratamamış bu devlet ve en son iktidarı AKP, pişkin, pişkin bu zemheri ortasında kadın, çocuk demeden katliamlar yapıyor. Başbakan’ı, cumhuru her gün insan midesini bulandıran yalan üstüne yalanlar uyduruyorlar herkesin gözlerinin içine bakarak. Ne bir yiğitlik ne de bir mertlik kaldı. Faşizm hiç bir zaman bu denli hem suçlu hem güçlü olmamıştı. Dünyanın en kadim halklarından Kürd halkının antik dili ve kültürü yok edilmek istenirken, mahalleler, ilçeler harabeye çevrilirken ses seda yok, üç maymunu oynuyor herkes.
HDP\'ye de seslenmek lazım. Tarihsel sorumluluğunuzu bilmek zorundasınız. Ya destekliyorsunuz bu direnişi ya da desteklemiyorsunuz. Yani kararlı olun... Desteklemiyorsanız açıkça nedenlerini ortaya koyarak \"desteklemiyoruz\" deyin ki bu vahşet dursun… Belki geçici bir yenilgi olur ama bu kadar acı ve yıkım yaşanmaz. Destekliyorsanız kararlı olun ve sömürgeciye açıktan lanet okuyun ve desteğinizi kararlıca gösterin. Ya da bu tarz bir direnişin yani Özyönetim istemenin anlamsız olduğunu, bunun zaten belediyeciliğe tekabül ettiğini bu arz-talebi \"FEDERASYON yapın\" önerisinde bulunun Ulusal Harekete; Özyönetim\'in bir şey ifade etmediğini belirtin. Veya başka bir tavır başka bir opsiyon, başka bir konsept ile tavır koyun, yeter ki birlik ve kararlılıkla olsun. Örneğin destekliyorsanız dünya kamuoyuna dönük toplu bir basın toplantısıyla tüm HDP vekilleri Diyarbakır’da bir binaya yerleşin, \"Halkımızı buradan temsil ediyoruz ve FEDERASYON ilan ediyoruz\" deyin, üstüne de \"Kürdistan Bölge Parlamentosu\" adını koyun. Yani kararlı ve dürüst olun. Toplu olarak ne istediğinizi bilin ve açıkça belirtin. İrade ve doğru ifade sahibi olun. İkircilikli davranmayın, çünkü halk ve tarih karşısında ciddi bir sorumluluk sahibisiniz. Bu halk size kendisini temsil hakkını verdi; şayet bu temsil gücüne sahip değilseniz, Türk devletinin o kırmızı koltuklarına yapışmayın, her gün halkınızı katletme emirlerini verenlerin gözlerinin içine bakmayın, o parlamentonun Kürdleri de temsil ediyormuş gibi yapmayın. Bu bize acı ve ıstırap veriyor. Beceremiyorsanız yapacak başka bir şey var; onurluca istifa edip evlerinize gidin. Çünkü yaşanan katliamları ve yıkımları hiç bir vicdan sahibi kabul edemez. Türk sitemi tüm parti ve kurumlarıyla bu savaşın arkasındadır. Çünkü sömürgecilik yapısaldır. O halde onu değiştirecek tek şey Kürdistan cephesinde ulusal birlik ve ona uygun ulusal tavırdır. Geçmiş isyanlarda ki o kahredici durum yaşanıyor adeta ve tarih tekerrür ediliyor. Bir kısmı direnirken bir kısmı seyirci kalıyor. Dersim, Agiri, ve diğer isyanlarda böyle olmuştu. Yani sömürgecilik isyana erken doğum yaptırıp katliamlar yapıyor.
Bir televizyonda naçizane bir önerim olmuştu. Neden dilimizi eğitim dili yaptıracak hiç bir ulusal tavrımız olmadı diye. Her sınıf ve tabakadan halkımızın milyonların katılımıyla, güçlü sivil itaatsizlik eylemleriyle \"ANADİLİMİZİN EĞİTİM DİLİ OLMASINI İSTİYORUZ\" Biçiminde dünyaya sesimizi duyuracak yürüyüşler yapsaydık. Hem dünyanın çok daha desteğini alırdık hem de bu kadar yıkım yaşanmazdı. Anadil bizi var edendir, ulus olmanın birinci nedeni ve seni sömürgecilikten ayıracak tek unsurdur.
Direnenler ölesiye en saygın biçimiyle direnirken ezici çoğunluk nerdeyse seyirci. Hiçbir toplum faşizme karşı böyle çaresiz olmamıştı. Kandil habire direnişe çağrı yaparak meydan okuyor, fakat çok şey değişmiyor. Çünkü kim başlattıysa bu kış koşulları da direnişçilerin aleyhinedir. Her şeye rağmen direnenler direniyor, ya ezici çoğunluk ne yapıyor? Bu açıdan HDP’ye büyük sorumluluk düşüyor, kararlı bir tavır koyması gerekiyor. Kürd halkına vekil olmanın çok kolay olmadığını biliyoruz. Ya hakkını verin, yada istifa edin…
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.