Bu konuda Öcalan ile ilgili hayati derecede önemde olan elimizde üç önemli kaynakta belge bulunmaktadır.
Birincisi; Öcalan‘ın Türkiye ilk gelişinde kendisini sorgulayan Albay Atilla Uğur’un sorgu videoları.
İkincisi: Öcalan’ın Savcı ve hakimlere verdiği resmi ifadelerin altında imzası buluna belgeler.
Üçüncüsü ise: Ceza evinde zaman zaman avukatlarına verdiği geniş kapsamlı her konuda yaptığı şahsi değerlendirmeler. Bu üç konuda da elimizde yeterli derecede belge ve dokümanlar vardır. Bu belge ve dokümanlara baktığımız zaman, PKK ve Onun emrinde bulunan siyasi kuruluşlar Öcalan’ın siyasetini ve stratejilerini hayata geçirmekler uğraştıklarını görmekteyiz. Bu dizi yazımızın son üç yazımızın bu sağlam belge ve dokümanlarından oluştuğunu bunun için tarihi belge olduğunu bilmenizi isteriz.
Öcalan: “Amerika bizi ve Türkmenleri ezdi. Barzani ve Talabani’yi devlet yapmaya çalışıyordu.
Amerika 40 yıldır Kürtler üzerinde Barzani’yi yüceltmeye destek çıkıyor. Barzani ve Talabani beni kesinlikle istemiyorlardı.
Irak’ta Başbakan Yardımcısı kanuna göre Kürt olur. Amerika yardımcıyı destekler ve öne çıkarır.
Irak’ta bir Kürt Devleti’nin kurulması bütün çevre ülkeleri etkiler. Amerika’nın Irak’ta Saddam’ı devirmesi için Kuveyt destek veriyor. Benim buraya gelmemde Amerika çaba gösterdi ve Yunanistan’ın da bariz desteği vardır. Bu da Amerika ve Yunanistan’a Türkiye ile 50 yıl daha bunun politikasını yapma imkanı sağlayacaktır. PKK olarak Amerika ile ilişkilerimizi geliştirmek için Akın (K) Kâni Bulan tarafından teklifler götürüldü. Amerika bizim tekliflerimize ılımlı yaklaşmadı. Amerika’dan Şam’a Senatör eşi Bayan Portır 1996 yılı içerisinde geldi. Bizimle görüştü. Mesajlarımı kendisine ilettim ve Amerika’ya mesaj yolladım. İlişkileri geliştirmek istiyordum. Bu ikisinden mesaj gelmedi. Daha sonra bunlar K.Irak’a gittiler. PKK’dan en uzak duran, mesafeli olan ülkedir. Ama üst düzeyde bir politik olay olarak değerlendirilip bir politika çizgisi belirlemektedir. Eski bir büyükelçi olarak Irak’ta çalışmış bir diplomat son günlerde benim yanıma geldi. Mesajlarımı anında ABD ve İngiltere’ye bildireceğini belirtti. ABD’de Akın Derneği iyi işliyor. Ayrıca Kâni’nin enformasyon bürosu var. ABD’deki kuruluşlar Kürt politikasında raporlar düzenlemek için çalışıyorlar. Ermeni lobilerini çalıştırın diye çok uğraştık. Ancak olmadı. Yunanistan’la da bu konuda çok tartıştık.
Washington (Barzani ile Talabani) anlaşması bu sefer çok ciddidir. 1992’deki uygulanmamış olabilir. Ancak bu sefer çok ciddidir. Anlaşma temelinde benim bertaraf edilmemdi. Çünkü PKK mirası ile boşluğu doldurma, böylelikle Türkiye’nin kızıp savaş açmasını önlemiş oluruz şeklinde bir politika izlenmiştir. ABD bununla aynı zamanda Türkiye’nin dayatmalarını gözönüne almıştır. Buna Türkiye’nin çıkarları ile ABD’nin stratejik çıkarları temelinde yaklaşılmıştır. ABD politikalarını Kürtlere yönelik olarak anlaşmayı kalıcı, köklü bir oluşum ile işler hale getirmek için kullanacaktır.
Türkiye'ye dayalı büyüklük derken bu eşittir imparatorluk değerinde bir şey diyorum. Bu çok önemlidir, mesela İsrail Ortadoğu'da şey olmak için büyük gayret içindedir diyorum. Çünkü o da büyük ve stratejik düşünüyor. İngiltere, Rusya şu bu fazla şey etmeden diyorum, İradem elimden alınmadı, (bunların hepsini hiç bir zorlama olmadan kendi) isteğimle yapıyorum
Ben burada neden bu kadar kıyamet koparıyorum, anlamanız lazım. Batı budur. Yıllarca Türkler üzerinde her türlü oyunu oynamıştır. Kıpçakları, Peçenekleri birbirine kırdırmıştır. Karakoyun Akkoyunlu'lara da aynısını yapmıştır. Batı durmuyor. Batı daha o zamandan durmuyor elçilerini gönderiyorlar. Birbirlerine kırdırıyorlar. Dolayısı ile Kürt olayı üzerinde çok kapsamlı duruyorlar. Attıkları adımlar da küçümsenemez. Kesinlikle çelikten güçlü bir Türkiye kuralım. Bunda en ufak bir şüpheniz olmasın. Bazıları benim için iradesi elinden alınmış diye işliyorlar, kesinlikle öyle değildir, bu benim istediğim bir yaşamdır.
PKK'yİ Türkiye sevgisiyle donatalım
Bütün oyunlara rağmen sonuç alıcı şeyler olacak. Türkiye'nin bu sürecinde ben olumlu rol oynayacağım.Sonuna kadar gerçek emek verenlerin, gerçek yurtseverlerin Türkiye'si ile yürüyeceğim. Açık söylüyorum ben Türkiye'ye zarar verenlerin aleti olmayacağım. Bakın PKK da büyümüştür. Bunların hepsini Türkiye sevgisi ile donatalım diyorum.
Ben, Türkiye ile birlikte çalışmayı, Avrupa ile iş yapmaktan çok daha önemli bulurum. Bu ustalıkla olmak zorunda, bazılarını birden bire karşıma alsam olmaz çünkü bunlar güçlü. Bu kullanmak isteyenler, yani bu adamlar tehlikelidirler, dengesizdirler.
Kürtçülüğün bu durumuna Mustafa Kemal de karşı çıkmıştır. Beni onlarla aynı kefeye koymamanız lazım.
Ben hep sırat köprüsünde politika yaptım. Bunlar beni neden harcamak istediler, bana küçük bir yer mi bulamadılar. Mesele o değil mesele benden kurtulmak içindi. Çok önceden beri benden kurtulmak istiyorlardı.
(Avrupalılar) Bizi hep Türkiye'ye karşı kullandılar
Şu anda hazırlığımız tam şu anda bana göre diğerleri panik şeyine girdi. Hiç çekinmemelidir. Devlet olarak alet ol demiyorum. Oranın kitlesi hazırdır. Bütün alt yapısı hazırdır. İran'da ve Kafkasya'da da hazırdır. Onlar Türkiye'yi nasıl zorladılar biliyorsunuz. Şimdi bunlarla Türkiye dünyayı zorlar. Bu bir müjdedir. Büyüyen Türkiye'den herkes kazanır. Bizi hep Türkiye'ye karşı kullandılar. Biliyorsunuz en sonunda işte mecliste böyle bir cüretkârlığı yapabildiler. (Merve Kavakçı olayını anlatıyor) Refah ve İran'ın durumu budur dikkat etmek lazım.
İran ve Irak'ta kullanacağınız güç oluruz
Benim disiplinli bir görev anlayışı içinde olduğumu sanırım siz biliyorsunuz. İran'daki kitle çok önemlidir. İran'ın ipi şu anda tutuldu. ABD orada iki kişi çalıştıramaz ama biz ayaklanın desek yapacak bir kitle var. Bu Irak için de böyledir. Elbette bu adamlar boş durmayacaktır. Biz Türkiye olarak hemen oraları etki altına almalıyız. Bunu ben yapacağım.
Türkiye'nin büyük gücü olacak. Kardeşim Ferhat kod Osman'ı İsfahan'a çekmeye çalıştılar. 93'ten beri ben bunlarla mücadele ediyorum. Cuma'yı (Cemil Bayık) kontrol altına almak için çalıştım. Talabani'nin onların üzerinde çok çalışması vardı. Bir Kani'yi, bir Mahir'i kontrol için çalıştım. Bunları sıradan bir gelişme olarak görmeyin. Avrupa, PKK üzerinde kendi modelini kurmuş, ben onlara fazla geliyorum. Şimdi Cumhuriyetin en sağlam dayanağı ayaklardan biri olacağız. Bu ayaklar üzerinde Ortadoğu'yu titretebilecek bir konuma dönüşecektir. Lider ülke Türkiye olmalıdır.
Bütün Kürtleri Türkiye ile bütünleştireceğim
İleride çok daha net bir formül söyleyeceğim. Bu savunma bütün kalınlıklarına rağmen, bir çözüm platformuna dönüşecektir. Mutlaka olacak.
Yalnız PKK'yİ değil, bütün Kürt kitlelerini genelde Türkiye ile bütünleşmeye çağıracağım. Bunun için onların beynini yavaş yavaş getirmem lazım. İşte bu harika bir yaklaşımdır.
Misakı Millici olmak aktüel bir konudur
Misakı Millici olmak aslında aktüel bir konudur. Hem Irak'taki parça meselesi var. Sevr'in aşılması olayıdır. Sevrciler de gerçekten vardır. Onları da kesinlikle küçümsememek gerekir. Mesele sadece silah değil biliyorsunuz, ideolojik ve politik hazırlık çok önemlidir. Bizi yani beni kullanmak istiyorlar.
Her türlü hakareti kabul ederim
Mükemmel Cumhuriyet sentezine doğru gideceğiz doğuda. Pırlanta gibidir. Ürünlerini yakında göreceksiniz. Eğer orada yüz yıllık bir kazanımı vermezsek önce beni kessinler. Her türlü hakareti kabul ederim. Cumhuriyete en güzel taze kan nasıl ki, Ulusal Kurtuluş Savaşında verildi, yine biz vereceğiz. Bu çok önemlidir. Bunu, bu heyecanı duymamı şeye bağlamayın, yani ne Şam ne Roma. Zaten ben Şam'da yaşamadım. Hasta gibiydim. Bunu ileride size gösteririm. 17-18 sene kaldım, iki kelime Arapça öğrenmedim. Ben bu anlamda Türkiye'den kopmadım. Şimdi iğne ucu kadar fırsat da olsa onunla kazandığım duygu düşünceler hiçbir şeyle değiştirilemeyecek kadar güçlüdür.
Yani yapılacak iş çok büyüktür. Türkiye'nin güvenliği ve Cumhuriyetin esenliği için diyorum. Heyecanım bu yüzdendir.
Kritik noktadayız.
Vahim bir duruma geldiğim çok açık.
Yani Anayasa temelinde bu gücü oturtacağız. Cumhuriyetin en sağlam bir gücü olacak. Ben, bunu kendi ellerimle yapacağım. Yani bu Cumhuriyete en bağlı doğu insanı olacak.
Yüz yıl, iki yüz yıl kopmayacak insanı yaratacağım.
Tekrar söylüyorum, Türkiye kazanacak, mahcup olmayacağız. Ben ne yapayım işte kavga olur. Okuyorum tarihte de hep olmuş Selçuklularda, Oğuzlarda sel gibi kan akmış. Korkunç vurmuşlar birbirlerini. Ama sonra birlikte devlet kurmuşlar. Benim hedefim aslında hep güzel bir Türkiye idi, ama ufak hatalarım oldu, sonunda çok vahim bir duruma geldiğim çok açık. Bundan dolayı en büyük acıyı ben çekiyorum. Yani aslında bu topraklara benim kadar sarılacak adam yoktur. Şimdi bu şans toprağa girerse yazık olmaz mı?
Halk Barzani-Talabani'den nefret ediyor
Bu Misakı Millici bir yaklaşımdır. Orada bana göre pek Arap ve İran etkinliği yoktur. Yani Türkmen ve Kürttür. Yani bu Barzani Talabani konusunda halk bunlardan gerçekten nefret ediyor. Halkın bizimkilere olağanüstü ilgisi olduğunu biliyorum. Ufak bir destek olsa bunları dışlatma, bunları bırakma olur. Kısa bir süre sonra buradaki kitlenin dört dörtlük tutulmasıdır. Bunlar çok tarihidir ve bana göre de gizli kalmalıdır. Orada ufak bir yönlendirme ilişkisi olabilir. Bu Barzanileri, Talabani'leri güçlendirmeye hiç gerek yok. Yavaş yavaş gereksiz adamları zayıflatalım. Yani demokrasinin önünü açık tutalım, oraların üzerinde oynayan zaten birkaç aşiret adamıdır. Biz, biraz köprü olacağız. Oradaki kitle ile Türkiye arasında bunu yapacağız. Bundan hiç şüpheniz olmasın. Yani programı siz kendiniz belirleyin. Çeşitli şekillerdeki insanları eğitelim, getirip içine koyalım. Zaten son zamanlarda bine yakın İran'lı geldi, iki üç bine yakın Suriyeli Kürt var. Bu ne demek artık klasik örgütler bitiyor. KDP, YNK bitiyor. Yepyeni bir dönem açılıyor. Ve buna her gün yeni bir güç katılıyor. Biliyorsunuz ABD beş bin Kürdü aldı götürdü eğitmek için bunları boşuna mı yaptı. Dünyada herkes bunu yapmak istiyor.“
Geldim devlete katıldım.
Bu temelde ‘ben geldim devlete’ katıldım diyorum.‘Geldim bu siyasi rejime katıldım’ yani, ‘bu demokrasiye katıldım’ diyorum. Ben bunu daha önceleri de çok istedim. Daha Roma’da iken Sayın Tayfun Talipoğlu’na söyledim. ‘Git söyle bana bir yeşil ışık yakılsın’ dedim. ‘Beni burada bunlarla uğraştırmayın’ dedim. Kendisi şahidimdir. Genelkurmaya söyleyin beni fazla ezmeyin lütfen. Eylülde zaten ateş kesmiştim, ‘bunlardan kurtulmak istiyorum’ dedim. Devletin tekliğine, ülkenin bütünlüğüne dair tezlerim de vardı. Hepsi yazılı, belgeli. Ben bunları şimdi söylemiyorum ki, beni ateşe attılar, ne yapayım.
Benim için hizmet önemlidir
Ben sadece şunu başardım sağ olarak buraya geldim. Elçilikten çıkarken getirdiler ‘bir tabanca al’ dediler almadım. Alsaydım ölmüştüm. Ben biliyordum beni öldüreceklerdi Kenya’da. Benim buraya sağ olarak ulaşmam bana göre başarıdır. Beni kesin imha etmek istiyorlardı, bu çok nettir. Bu noktadan sonra benim için hizmet önemlidir.
Devleti tanımadan ona karşı çıkmaya yeltendik
Devlet eğer beni tasfiye etmek istese idi önceden yapardı, başka yollarla yapardı. Bu Türk solundan avukat Ercan Kanar vardı. Dedim siz neden bu kadar az oy alıyorsunuz, çünkü siz devleti tanımıyorsunuz. Eğilimini bilmiyorsunuz. Bu CHP de dâhil böyle. Devleti tanımamışsınız. Bu benim de hatam. Yani biz devleti tanımadan devlete karşı çıkmaya yeltendik. Ne kadar tanıyorsun devleti, neyine karşı çıkıyorsun. Ben bile devleti daha yeni yeni kavrıyorum. Daha Türkiye Cumhuriyeti’ni ben yeni tanıyorum.
Önüme ne sürüldüyse...
Yani işte ütopik dedim ya, ben yetmişlerde devleti nereden tanıyacağım. Önüme ne sürüldü ise gençlikte o işte. Bu çok acı bir şey yani. Bu çok hazin bir durum. Bizimkilere demek istiyorum. Binlerce, on binlerce insan tanımadıkları devletle karşı karşıya gelmiş. Dediğim gibi biz bu devleti anlamadan yıllardır savaşıyoruz sözde. Neyine savaşıyoruz aslında kendi kendimizi vuruyoruz, farkında değiliz. İnsan önce devletini tanır, sonra particilik veya siyasetçilik yapar. İşte biz bu tarihi hatayı işledik. Devletini tanımadan siyaset yapılmaz. İşte Refahyol bilmem ne. Gerçekten bizim en büyük hatamız bu. Kaldı ki o durumda iken biz devleti de tanıyamazdık. Ama hala devleti tanımadan demokratlık taslamak olur mu? Ben Avukat Ahmet’e de dedim, sizin bu sahte demokratlığınızla bir yere varılmaz. Devlet beni isterse idam etsin, devletin ciddiyetini esas alıyorum. Ben bundan sonra bu yoldan yürüyeceğim.
Akıllandım, devletimle çıkış yolu arıyorum
Mustafa Kemal ta o zaman diyor ki, Arap dışarıda kalsın. El Cezire komutanı Halit Paşa’ya söylüyor. Kürtleri diyor mutlaka alacaksın, Araplar dışarıda kalacak. İngiliz ve Fransızlara karşı Kürtler savaşacaklar diyor. Yani Kürtleri çok net bir alma şeyi vardır. Bugünlerde aynen 20’leri yaşıyoruz. Aynı şeyler sahneleniyor. Bunlar o zamanki gibi boş durmayacaklar. Türkiye aleyhine yine çeşitli ittifaklar gelişebilir. Üzerimizde oynadılar. 90’lardan sonra bu etki daha büyüktü. Mesela Kani gibi diyelim. Mesela Rusya’daki Mahir Velat gibi tam bir kukla. Yani böyle her birisinin etrafında dev gibi güç oluşturdular. İşte Ferhat (Kardeşi Osman Öcalan) bile öyle olacaktı. Cuma (Cemil Bayık) Talabani’nin şeyinde kalacaktı. Bu benim yüz akımdır. O zaman kararımı güzel verdim. Devletle demokratik birliktelik istedim. Bu yüzden Türkiye bundan kuşku duyamaz. Bu yaptığım baskı ile bütün yolların kesilmesi ile ilgili bir olay değildir. Ben aklımı başıma aldım ve devletimle çıkış yolu arıyorum.
Devleti tanımadan desteksiz atıyoruz
Ben avukata dedim yani devlet isterse burada nefes aldırmaz. Avrupa’dan çekinerek adım atmaz dedim. Onlara şunu da söyledim “devletin işleyişini bilmiyorsunuz, gerçekten devleti tanımıyorsunuz, bu devleti sizin de iyi anlamanız lazım, barışın, devamlı devleti anlayarak iş yapın, devleti anlamadan ileri geri konuşmanız beni de zorlar” dedim. Tanımadan bilmeden desteksiz atıyoruz.
Ortadoğu’da devlet adına çalışma
Öyle bir takım şeyler oluşturdum ki Amerika da 40 yıl uğraşsa, Avrupa da 40 yıl uğraşsa, İngiltere 150 yıl elde edemedi, Rusya’sı da dâhil hiçbir büyük gücün yapamadığını yapacağım onların yıllardır yaptığını tersine çevireceğim.
İşte burada ilkeli olmak zorundayız, onlara karşı adeta bir militan gibi tavır geliştirmek zorundayız. Bu sadece ordu görünümlü olmaz. Açık söyleyeyim başka bir devlet olsa bunlara müthiş yatırım yapar hem de “aferin, çalış” der. Ben yapmıyorsunuz demiyorum. Kendi boyutumla ilgili konuşuyorum. Onun için diyorum ki, biz Irak’ta büyük çalışmak zorundayız. Bir sürü geniş amacı olacak o çalışmaların. Devlet burada yalnız başına askeri olarak iş yapamaz. Ama biraz önce taşeron dediniz, başka bir ad da verebilirim, yani orada çok ciddi organizasyonlara ihtiyaç var. Lübnan bile küçücük yerdir neler var. Irak muazzamdır, petrol ve dünya kadar su, Dicle ve Fırat’ın sularının gittiği yerdir. Yüzlerce yıldır üzerinde savaş yürütülen yerdir. Şimdi en kritik sürece giriliyor. ABD’si, İngiltere’si ve yakında da Rusya’sı hepsi içindedir.
Misak-ı Millici olmak
Misakı Millici olmak aslında aktüel bir konudur. Hem Irak’taki parça meselesi var. Hem Misakı Milliciyim deniyor, o halde burada Sevr’in aşılması olayı vardır. Sevrciler de vardır. Onları da kesinlikle küçümsememek gerekir. Mesele sadece silah değil, biliyorsunuz ideolojik ve politik hazırlık çok önemlidir. Karşı güç şu anda bizi çok büyük kullanmak istiyor. Korkunç beni kullanmak istediler. Biz bunu önleyebiliriz diye düşünüyorum.
Beni öldürseniz de saygı duyarım
Beni öldürseniz de şimdi saygı duyarım. Size saygı duyuyorum, hiçbir zaman sıkılmadım. Ben milli güvenlik hocası binbaşıdan bahsetmiştim. Halen üzerimdeki etkisi çok büyüktür. Devletin ta kendisi oydu işte. O benim için kutsal bir varlık gibi idi. Demek istediğim devleti şahsında temsil eden hiç kimseye karşı olmadım.
Ordu işlerin ipini bırakırsa devlet kalmaz
Ben burada ordunun fonksiyonunu her zaman dile getirmişimdir. Ordu bu işlerin özünü, ipini Allah etmesin bu sivillere bırakırsa ortada devlet kalmaz. Bana göre son yılların değerlendirmesinde herkesin derin bir eksikliği var. O da ordu üzerindedir. Ben onun üzerinde epey yoğunlaştım. Ve yalnız günümüz için söylemiyorum. Ordu konusunda hala büyük bir aydınlatmaya ihtiyaç var. En başta bu Türkiye siyasi çevreleri, partiler ve kadroları açısından. Benim kişiliğimde de ordunun çok büyük etkisi vardır. Ta ortaokuldan sonra askeri okula gitmek isteğim, yaşımı düzelttirme başvurun filan böyledir. Ama kabul edilmemişti. İlkokulda iken Aziz isminde bir arkadaşım ile köyde ağacın üzerine çıkmıştık. Yirmi yedi Mayıs yeni olmuştu. Ben ona dedim ki biz askeri okula gitmeliyiz sen karacı olmalısın ben havacı olmalıyım bir darbe de biz yapmalıyız. Netice itibarı ile Türkiye realitesinde ordusuz olmaz. Savunmamı biraz da bu eksenli hazırlıyorum. Aslında duruşmalardan sonra biraz imkânlarım açılırsa benim ordu ile yapabileceğim büyük işler vardır.
İlk üyelik başvurum Ülkü Ocakları’nadır
Bunlar çok kötüdür. Ben Erbakan’ı da dinledim otuz yıl önce mimarlar odasında. Benim ilk üyelik başvurum ülkü ocaklarınadır. Ben ilk üyelik şeyim Ülkü Ocakları’nadır. Ama almadılar. Ben komünizmle mücadele derneğine de gittim Korkut’u dinledim. Ben Ankara’da önce onları dinliyordum, daha sonra devrimci oldum. Yargıtay Başkanı Öktem’in cenaze törenine katıldıktan sonra solcu oldum. Yani o zaman durumlar farklı idi. Şimdi elimdeki güç inanılmaz boyutlarda ve ben bu gücün yaratıcı uygulamasının ustasıyım. Hem güç çok büyük hem onu kullanma yöntemleri olağanüstüdür. Yarın ordu görecek neler yapacağım, devlet, ordu hiç endişe etmesin.
Ordu kişiliği benim için saygı duyulacak tek kişilik
Ben orduyu sadece askeri hiyerarşik bir yapı olarak görmüyorum. Kültürü, felsefesi ve en başta da kişiliği çok kapsamlıdır. Ordu kişiliği benim için saygı duyulacak tek kişiliktir. Bunu söylerken hayranlıktan tutun, müşfikliğe kadar her şey vardır. Ben burada değilken de Orduyu hep örnek gösteriyordum.
İçimizde sapık adamlar oluk oluk kan akıttılar
Bu konuda bana şimdi biraz kolaylık sağlanmalı. Ben fazla bir şey istemiyorum diyorum size. Yani hata yaptım, ciddi hatalarım oldu. Ama gerçekten o kadar kötü birisi değilim. Yani gerçekten vatanı için, devleti için, onun yüceliği ve büyüklüğü için gerçekten bitmiş bir insan değilim. Devletin gerçekten özüne ters düşmüş değilim. Binlerce insan da öldü yetmişlerden beri. On binlerce insan gitti bizim içimizde de sapık adamlar oluk oluk kan akıttılar. Binlerce bizim insanlarımızı ve askerleri katlettiler. Anlamsızdı. Ben şiddet yüzde 95 hata idi demiştim. Şimdi avukatlar gelmişler buna karşı çıkıyorlar ve o yüzde doksan beşe de sahip çık diyorlar. Ben bunu yapamam.
Şehit yakınlarının ellerini öpeyim
Şimdi bu şehit yakınlarına gideyim hepsinin ellerini öpeyim diyorum, oğulları gibi hareket edeyim. Diyeyim işte ben de sizin oğlunuzum, bana ne isterseniz yapın, bu durumdayım ve bunu en büyük ahlak ve fazilet örneği olarak sayıyorum. Bizim bunu yapmamız gerekir. Durumun bu olması gerekir Türkiye’de. Başka yaklaşımlar batının emperyalist ve klasik yaklaşımı olur.
Arkadaşlara söyleyeceğim olduğu gibi Türkiye ile birlikte yürüyün diyeceğim. Şehit yakınlarına size karşı büyük üzüntü içindeyim, size karşı kendimi ezik hissediyorum, kendimi doğru iş yaparak kanıtlamak istiyorum diyeceğim. Zordayım, bana elinizi uzatın.
O doksan üçten sonra değerlendirmelerime bakılırsa hep “aman ben zordayım, bana elinizi uzatın” diyorum. Bu çok açıktır, bu hatasını itiraftır. Bir yanlışı itiraftır. Benim derdim af falan değildir. Benim derdim bu büyük oyunu şahsım üzerinden oynatmamaktır. Zaten bir yerimden kendimi bunlara kaptırmışım ama artık oynatmayayım. Yani fazilet hatada ısrar etmemektir. Benim aslında bakarsanız aman ben zordayım bana elinizi uzatın dediğimi görürsünüz.
Türkiye, Irak’ta 1 numarada yer almalı
Irak’taki durum benim ölümümden falan çok önemlidir. İsyan da sanırım Temmuz’a doğru geliştirilecekmiş. Güneyden kuzeye dayandırılarak. Biz onu halletmeliyiz. Orada çatışma büyüyecek, bu yüzden bu durumda Türkiye 1 numarada yer almalıdır. Çünkü orada gücümüz dev gibidir.
İşte Misak-ı Milli’den nasıl koparıldı, nasıl nefessiz bırakıldı, Kürt isyanı ile birlikte, şimdi aynı olay daha derin çünkü bunun şimdi Kafkasya’sı da var
‘Türkiye ile yürüyün’ diyeceğim
Mesele benim idamdan kurtulup kurtulmamam değil, mesele gerçekten tarih elden gidecek, bir tarih yazacağız, gerçekten Ulusal Kurtuluş savaşı düzeyinde olacak, şimdi Ulusal Kurtuluş sürecine yakın koşullardayız. Tehlike ve olanaklar itibarı ile diyorum. O koşullarda boğuşuyoruz, kazanmamız için yurtseverliğimizi göstermenin zamanıdır. Arkadaşlara söyleyeceğim olduğu gibi Türkiye ile birlikte yürüyün diyeceğim. İddiaların, eylemlerin çoğunu kabul ediyorum.
Asılsam bile size teşekkür edeceğim
(Türk) Devletin hizmetinde dev gibi demokratik bir çalışmayı şimdi yapabilirim. Şimdi bunu yıkmaya çalışıyorlar aslında. Asılsam bile size her zaman teşekkür edeceğim.
Doğru işle kendimi kanıtlamak istiyorum
Ben bazı şeyleri geldim Ankara’da önümde buldum diyorum. Geldim devleti tanımıyorum, Kürdü tanımıyorum. İsterseniz bir gün televizyona çıkalım, eğer bütün Türkiye ayakta alkışlamadı ise ne derseniz deyin. Bu Cumhuriyeti yeniden nasıl yapılandıracağız. Dev gibi bir Kürt sorunundan en başarılı bir şekilde çıkabilmek küçük bir şey midir? Şehit yakınlarına size karşı büyük üzüntü içindeyim, size karşı kendimi ezik hissediyorum size karşı kendimi doğru iş yaparak kanıtlamak istiyorum diyeceğim.
Genelkurmay’ın çerçevesi bizim için yeterli
İstediğim fazla bir şey değil, yasal çerçeve genişletilirse, yani dikkat ediniz ben burada bir şey istemiyorum, bir siyasi taviz istemiyorum, ben yetki, rütbe bilmem ne istemiyorum.
Ekonomik çıkar istemiyorum. Genelkurmay Başkanı söyledi bir çerçeve var, başka bir şey istemiyoruz. O çerçeve bizim için yeterlidir.
Devlet bana hizmet imkanı veririse...
Bundan sonra bir damla kan dökülmesi haram diyorum. Bu duruşma bitince isterse sonuç ne olursa olsun, tekrar söylüyorum bu sadece siyasi bir olay falan değil çok kapsamlıdır. Burada ben oyun oynamayacağım. Eğer bana devlet hizmet imkânı verirse çok açık söylüyorum inanılmaz gelişmeler ortaya çıkacak. Ben dün şeyi söyledim, yani doğudaki halkın Cumhuriyetin taze bir kanı haline getirilmesidir. Beğenmediyseniz bu modeli ne yaparsanız yapın diyorum.
Yapacaklarımız Kemalizm’e aykırı değildir
Atatürk’ün 20’lerde çok güzel düşünceleri var. O çok iyi biliyor ki, isyanlar gelişirse dış müdahale de kesin gelişecek. O zaman Cumhuriyet diye bir şey kalmaz. Ayrıca İç Anadolu’da 10’a yakın isyan var. Bunların hiçbirisi milliyet isyanı değildi. Bu isyanlar bastırılırken özel olarak “Kürdün ezilmesi” diye bir şey yok. Bizim yapacağımız işler Türkiye’nin bölgede büyük sıçrama imkânına kavuşması anlamındadır. Yapacaklarımız Kemalizm’e aykırı değildir.
Öcalan: “Atatürk olsa bizi desteklerdi”
Atatürk şu anda olsa bizi desteklerdi. Yapacaklarımız ve bu söylediklerimiz bana göre, Kemalizm’in en çağdaş yorumudur. Ben iliklerime kadar demokratik cumhuriyet kokuyorum. Hatam, yanlışlarım ne olursa olsun bu böyledir. Biz emek vermişiz. Bizim dede Fransızlara karşı at sırtında savaşmıştır. O meşhur Karayılan, bizim Urfa sınırında, Fırat’ın öbür yanındadır.
Benim yapacağım hizmet...
Mustafa Kemal Atatürk o dönemde“Kürt mutlaka bizim sınırlarımız içinde kalmalıdır” demiştir. Mesela Malazgirt’te Alparslan’a Silvan’daki Kürt aşiretleri yardım etmiştir. Yavuz Sultan Selim ve Atatürk’ün mücadelesinde de öyledir. Şimdi benim yapacağım hizmet ile bu dördüncü olacaktır.
Gerçek Atatürkçülük budur
Cumhuriyetleşmemiz aslında büyük güç verecektir Türkiye’ye. Benim hatalarım var. Uzun süreli eylemler ve çatışmalar, en fazla beni mahvetmiştir. Ama şimdi Cumhuriyetleşme imkânı var. Biz kimsenin yapamayacağını yapacağız. Ağalığı, şeyhliği yıkan Cumhuriyetçiliği başka nasıl yapabiliriz. Atatürk milliyetçiliği bu değil mi. Sonuna kadar en gerçek Atatürkçülük budur.
Cumhuriyetleşmek aslında Türkiye’ye büyük güç verecektir. Benim birkaç hatam var. Uzun süreli eylemler en fazla beni mahvetmiştir. Ama şimdi şahane bir Cumhuriyetleşme imkânı var. Biz kimsenin yapamayacağını yapacağız. Ağalığı, şeyhliği yıkan Cumhuriyetçiliği başka nasıl yapabiliriz. Atatürk milliyetçiliği bu değil mi! Sonuna kadar en gerçek Atatürkçülük bu değil mi!
Atatürk kişiliğini çözelim
Atatürk kişiliğini çözelim. Zamanında eleştiri yapmışız ama büyüklüğünü her zaman söylerim. İyi bir Atatürkçülük kopyacılık demek değildir. Bana göre iyi bir Atatürkçülük, günümüzde katkı sahibi olmakla mümkündür. Bu katkı, yeni Türkiye’nin kazanımlarının üzerine birkaç daha güç koyacaktır. Bunu yaparsak, şehitler ve yakınları bizi affederler. Ben iğne ucu kadar kendisini yaşamamış bir adamım. Elli yaşına gelmişim.
Atatürk’e derin saygılar
Ben Cumhuriyetin kuruluşunu büyük bir kazanım olarak görüyorum. Kurucusu Atatürk’e en derin saygılarımızı, şükranlarımızı dile getiriyoruz. Minnettarlığımızı dile getiriyoruz.
Laik Cumhuriyet en büyük aydınlık
Biz ilk başta Cumhuriyeti, devleti tanıyabilecek durumda değildik. Şimdi bile birçok siyasetçi ve liderin ne kadar cumhuriyetçi oldukları veya cumhuriyeti ne kadar tanıdıkları tartışmalıdır. Laik Cumhuriyeti net olarak kim tanıyor. Sanmıyorum ki benim kadar derinliğine anlasınlar.
Laik Cumhuriyet benim için en büyük aydınlıktır, özgürlüktür. Buna zaten karşı çıkamam. Bu benim Cumhuriyetim.
Kürtlere Atatürk’ü yeniden tanıtmalıyız
Dünya çapında ilk kez ulusal kurtuluş mücadelesi verilerek bir Cumhuriyet kurulmuştur. Atatürk’ün tek endişesi bu eserini korumak istemesi idi. Biliyorsunuz o dönem Almanya’da bile Cumhuriyet kurulamamıştı. İtalya’da yoktu. Ama Osmanlı artığı bir devlet yapısından bir Cumhuriyet çıkarmak çok önemlidir. Bana göre Kürtlere Atatürk’ü yeniden tanıtmamız gerekiyor. Kurtarıcı diyoruz ama Kürtlere dincisi, tarikatçısı, Kürtçüsü hepsi düşman.”
Devam edecek
İrtibat ve yorum için; [email protected]
PKK’nin Sahibinin Dilinden: BİZ TAŞERONUZ!
Yazılı kaynağın adresi
https://www.ulusal.com.tr/gundem/aydinlik-ocalanli-acilim-surecini-sarsacak-yazi-dizisine-basladi-h19409.html
Görüntülü video kaynağın adresi:
https://www.youtube.com/watch?v=gyWe5s2yqwg&t=4716s
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.