Ben daha ortaokul öğrencisi iken Şivan’ın sesiyle tanışmıştım. İlk dinlediğimde büyülenmiştim. O günden bu güne severek onu takip ediyorum. Bir gün (eleştirel yönde) onun hakkında yazı yazacağımı aklımın ucundan bile geçirmiyordum. Demek ki insan hayatında her şey olabiliyor.
Bu yılın başından beri Şivan Perwer ile ilgili mesaj mahiyetinde bir kaç video basın ve sosyal medyada paylaşıldı. İlkini geniş kapsamlı Kürt sanatçıları tarafında \"Kürt birliği sağlamak\" amacıyla Avrupa da verilen konserler dizisi esnasında Şivan\'ın yaptığı konuşmalarda; Abdullah Öcalan\'ı \"Kürt halk önderi\" diye takdim etmesi, diğerini ise, NRT TV\'ye verdiği röportaj ve bu röportaja gelen eleştirilere verdiği cevaplar oluşturmaktadır.
Bize göre Şıvan\'ın bu açıklamaları içerisinde, Kürlerin tüm sosyal katmanlarını kapsayacak yeni bir toplumsal oluşumla “Kürt mili birliğinin oluşturması”” için Kürt halkının tüm toplumsal sosyal katmanlarında oluşan önemli bir çok şahsiyetlerden oluşan bir çalışmayı yürütmekte olduğumuz yeni bir çalışmaya ciddi risk içerdiği için, buna bir kaç bölümlük yazı ile hem Kürt halkını uyarmak, bilgilendirmek ve hatta kendi açıklamalarının içerdiği tehlikelere dikkatini çekerek geniş bir şekilde Şivan’a cevap vermeyi gerekli gördük ve hatta vazife bildik.
Bu videolara baktığımda, 40 yıla yakındır Şivan’ın Avrupada olmasına rağmen müzik sanatının dışında toplumsal siyaset ve kültürel yönde fazla da bir gelişme ve ilerleme göstermediği hemen anlaşılıyor ve bu konu nedeniyle -sanatsal olarak- bir Şivan Perwer hayranı olarak gerçekten üzüldüğümü belirtmek istiyorum. Bilhassa Kürt ulusal kurtuluş mücadelesinde ve Kürt siyasetinde sağlam belge ve kanıtlara dayanarak Kürt halkını kendisine feda edercesine düşmanla işbirliğine girip, yenilgiyi kabul etmiş bir müflis olan Abdullah Öcalan’a yeniden dönüş yapması, ben ve aklı başında Kürt halkının ezici bir kesimi tarafından üzüntülü tepki ile karşılandığını Şivan’ın bilmesi gerekir.
Benim açımda konun en önemli tarafı ve üzücü yanı Şivan’ın bu davranışı, bana tarihteki meşhur “Bersisa olayı”nın hatırlatmasıdır. Bundan dolayı gerçekten çok çok üzüldüğümü belirtmek isterim ve kendisine çok yazık olmuştur derim.
İlk başta burada önemli bir not düşürmek isterim; Kürt ve Kürdistan milli mücadele davasında Şıvan Perwer\'in ömrü boyunca verdiği mücadelede kendilerinin iyi niyet ve samimiyetinde zerre kadar şüphe etmediğimizi belirtmek isterim. Amma ve lakin!
Tüm bu söylediklerimin açıklamalarını, yazacağım ileriki makalelerde bulacaksınız İnşallah!
Şimdi ilk önce, Şivan Perwer’in konumuzla ilgili söylediklerini kendi anlatım üslubuyla aşağıya alıyorum, ondan sonra tüm söylem ve iddialarını bilimsel ve tarihi toplumsal gerçeklere uygun, saygı ve nezaket çerçevesinde teker teker cevaplamaya çalışırız İnşallah’u Taala!
Şivan’ın 1. Videosu
“Toplumsal hayat dönem dönem değişikliklere uğrayarak ilerliyor. Başlangıçta insanlar vahşiydiler. Küçük gruplar kurdular ve birbirleri ile savaşmaya başladılar. Sonra devletler ve imparatorluklar kurdular, Sümerler, Firavunlar(mısır), Yunanlılar ve Roma gibi. Sonra sonra feodalizm başladı. Derebeyliklerle insanlar topraklarına bağlandı. Her yerde ağalar çıktı, insanları çiftçilikle topraklara bağladılar. Sonra Avrupa’da burjuvazi gelişti. Burjuvazinin gelişmesi ile dil ve iktisat gelişmeye başladı. Burjuvalar feodaller ile savaştı. Feodaller gidince, ulus devletler kurulmaya başlandı. İlkin Fransa’da başladı. 1790’da Robes Pierre ve Danton kraliyet yerine ulus bir devlet kurdular. Sonra Bonapart geldi. Ulus devlet dalga dalga yayıldı. Çin devlet oldu, Japonya devlet oldu. Keşifler oldu Kristof Kolomb, Americo Vespucci, Vasco Da Gama. İspanyol zorbaları, İngiliz zorbaları. İngilizler dünyayı dolaştılar ve keşifler yaptılar. Avusturalya şu an İngilizce konuşuyor keza yeni Zelanda. Kanada ve Amerika İngilizce konuşuyor. Latin Amerika İspanyolca konuşuyor. Kürtler Avrupa’daki o asaleti ve o ulusal gelişmeyi alamadılar maalesef. Şeyhlik, ağalık, seyitlik ve beylik ve aşiretlerle kaldılar. Aşiretler devlet olmazlar. Ne dediğimi anlıyor musunuz? Bazen bunları söylediğimde, -benim tarih bilgim var-, Şivan şeyhlerle, ağalarla kavga ediyor diyorlar. Baba, devlet olamazlar. Devlet ulusa fikir ve yolla olur. Kürtler ulusçu olmazsa devlet olamazlar.”
“40-45 yıldır yaşayan bütün Kürt liderlerini gördüm, kim nereden gelmiş kim kimdir? Bir zamanlar Kürtlerin ulusalcılığı ilerlememişti. Araplarda da böyleydi, Kürtlerde de böyleydi. Türkler farklı bir şekilde başladılar. Kürtlerde bazı dini meseleler çok ağırdı. Aleviler, Sünniler, Ezdiler arasında. Her kesimin kendine göre şeyhleri, önderleri vardı. Bu önderler yalnız toplumsal önderler değillerdi, ayrıca dini önderlerdi. Onun için baktığın zaman Dersim mücadelesinde Seyit Rıza diyorlar. Diyarbakır mücadelesinde Şeyh Sait-şeyhtir-. Mahabatın liderine Kadı Muhammed. Hep böyle gitmişler. Hepsinden farklı rahmetli Qasımlo biraz farklıydı, çünkü aydın ve okumuş biriydi. KOMELA onların partisinin lideri de Şeyh İzzedin Hüseyni’ydi o da şeyhti. Sonradan Marksizm düşüncesi Kürdistan’a yayılınca, halk çocukları ayaklandı, aşiret ve şeyhlerin çocukları değil. Abdullah Öcalan halk çocuğudur. Bir aileden, bir aşiretten değildir. Ne ile ayağa kalktı, ilim ve edebiyle. Zekasıyla, okumasıyla ayağa kalktı. Eğitimliydi. Siyaset okumuştu.
“Bizim başlangıcımız beraberdi. O zamanlar DDKD (DDKO) vardı. Devrimci doğu kültür ocakları, Kürt okumuşları toplanıyordu. Kürdi bir yapıdaydı. Sonra Azadi çıktı. Sayın Kemal Burkay. Kawa çıktı. Yekitiya Niştimanperweran çıktı. Onlar KDP’ye daha yakındı. Öyle çıktılar. Özgürlükçü Yurtseverler olarak Öcalan ve arkadaşları çıktı. Onlar farklı bir yol izlediler. Dediler ki bu iş kavgayla olur. Bazıları otonomi, bazıları demokratik, bazıları federalizm diyordu. Türkiye de kemalizm fikriyle, -Mustafa Kemal çok milliyetçi bir adamdı- Atatürk ilk başta Türkiyede feodalizmi yok etti. Türklerin birliğini sağladı. Milli bir ruhla. Bundan dolayı Türkler Atatürk’ü çok severler. Şeyhliği, beyliği, ağalığı kaldırdı. ve Türklerin bir devleti vardır dedi.
“Öcalan Marksizm ve ulusalcılık fikirlerini birleştirdi. Felsefeyi iyi okudu. Politikayı iyi okudu. Kimsenin onun kadar tarih ve felsefe bildiğini zannetmiyorum.” (…)
“Benim düşüncem ve inancıma göre öncelikle milletin içinden bir halk çocuğu Öcalan çıktı.”
“Ama Ortadoğu’nun yapısı ve durumu maalesef böyle bir liderin başarılı olup, amacına ulaşmasına izin vermiyor.”
Şivan’ın 2. Videosu
“Geçmişte bir röpartaj vermiştik. Biz kendi bilgimiz ve fikrimizce sorularına cevap vermiştik. Tabi dünyada insanının herşeyi bilmesi mümkün değildir. İnsan ilerledikçe öğreniyor. Bu sefer insanlar şöyle suçlamaya başladılar. Şivan bilmem kimden bahsetti, şeyhtir dedi. Evet şeyhtir. Şeyh değil mi? Doğrusu şeyhtir. Onun dönemi şeyhlik dönemiydi. Kürdistanın durumu öyleydi. Hizmetkar ve saygıdeğer bir şeyhti ve halkına hizmet etmişti.”
“Şeyh Said hepimizin piridir. Sizin dedeniz değildir. Bütün kürtlerin dedesidir. Anladığı ve imkanları ölçüsünde halkına hizmet etti. Başını da verdi. Bizim büyük bir şehidimizdir. O da Seyit Rıza da İhsan Nuri, Qazi Muhammed, Simkoye Şikaki size söyleyeyim, Qasımloye nemir, Şerefkendiye nemir, Mam Celal gibi 50 yıl Kürt milletine hizmet etmiş biri,”
“Zorluk ve çile çekmiş biride ölümsüz Barzani. Barzani mele(imam) değildi. Barzani büyük bir Kürt general ve mareşaliydi. Bunlar bizim tarihimizdir. Bu kişilere karşı her zaman boynumuz eğridir, saygımız vardır.”
“Ama toplumu yorumladığın zaman insanın karşısına başka şeyler çıkıyor. Eğer insanda akıl ve bilinç olursa, insan biraz düşünür ve yalan yanlış polemikler yapmaz…. Şeyh Said başını verdi. İyi ama torunları ne yaptı. Abdulmelik fırat Allah rahmet eylesin dostluğumuz da vardı. Yıllarca Demirel’in ayakaltında kaldı.”
“İyi şeyh Said’in torunları kimlerdir? Biziz biz, hizmet edenler. Kendilerini saklayıp, şeyhlik yapıp halkı kandıranlar değildir. Haksız polemikler yapmayın.
“O zaman onlardı o kadarlardı. Bugün diyoruz ki durum değişiyor. Eğer ulusal felsefe ve düşünce ile çalışma olmazsa Kürdistan olmaz bunu iyi bilin. Bize kulak verin biraz biz kimsenin kötülüğünü istemiyoruz. Öcalan’ı övmüşüm. Öcalan bir halk çocuğudur. Doğrusu tarih ve felesfeyi mükemmel biliyor. O da imkanlarına göre hizmet vermiştir.”
“Barzani 1950’de mücadeleye başladığında ırak uçakları nasıl kürt köylerinin üzerine bomba yağdırdı. Barzani biz duralım çocuklarımız öldürüyorlar demek zorunda kaldı. Bu daha acıdır. Ta ki ileriki bir zamana kadar. Bugün de çok şükür Barzanin bütün çocukları hizmet etmeye devam ediyorlar. Kek Mesut benim gözümde Kürdistanın bir kralı gibidir. Lütfen Kek Mesudu kendi siyasetinize karıştırmayın. 25 yıl mandela hapiste kaldı. Sonunda dünya onu bir yol gösterici olarak kabul etti. Öcalan 20 yılı aşkındır hapistedir ve düşmanın elinde hapistedir. Herkes kolaylıkla eleştirebilir. Hepimiz hata yapıyoruz. Ama insan doğruyu görürse doğrusu öyle değil hapiste yalnız ve düşmanın elinde, bu az bir şey değildir. Bunu unutmayın, eğer milli düşünüp milli yürümek istiyorsanız, bütün yol göstericilerimize sahip çıkmamız gerekir.”
“PYD de yıllardır mücadele ediyor…. Onlar da de Qamışlo için Serekaniye için buraları yıkmayın biz biraz geri çekilelim. Dünya politikasında rol oynuyorlar. Yalnız Kürtler değil maalesef. Kürtlerin elinde olsaydı, Kürtler başka türlü yaparlardı.”
“Atatürk kendi milletine iyilik yapmıştır. Milli davranarak. Türkiye’yi devlet yaptı. Bugün siz de görüyorsunuz. Türkler Atatürklerini seviyor. Bunu dedik. Atatürkü nerede övmüşüm. Yalan polemikler. Ayıptır size. Haddinizi bilin. Benim için vatanseverlik gereklidir. Ben de şeyh torunuyum. Şeyhlik gerekliyse benim dedem de şeyhti ama vatansever değildi.”
“Şeyh Said’in torunu, sen ne yapıyorsun önemli olan budur. Anladın mı? Ben Şeyh Said’in torunuyum\" diyor.
Bir sonraki makalede Şivan\'ın bu söylediklerine ve aşağıdaki soruları cevaplamaya çalışacağız inşallah...!
1–Tamam Abdullah Öcalan halk çocuğuydu ve okumuştu, peki o sayılan toplumsal ve dini önderler cahil insanlar mıydılar?
Öcalan\'ın önderliğindeki 40 yıllık mücadelede (tüm yıkım, talan, katliamlara ve milyonlarca Kürdün Batı Anadolu’ya sürülüp asimilasyona mahkum edilmesine rağmen) Kürt halkına tek bir kazanımı olmuş mu?
2– Atatürk\'ün başlattığı istiklal savaşı tamamına yakın gücü dini önder, aşiret ve toplumun kanaat önderlerin gücüne dayanmıyor muydu? Hatta birinci meclisin tümü bunlardan oluşmuyor muydu? Ve hatta şimdi de Türk devletini toplumsal gücü bunlardan oluşmuyor mu?
3– Peki dünyada sıfırdan kurulan tüm devletler, kendi toplumsal inanç ve yapısına göre \"Şeyhlik (yani dini önderlerin desteğiyle), ağalık, beylik, aristokrasi ve aşiretlerin desteğiyle kurulmadılar mı? Halen de İngiltere, İspanya ve Japonya başta olmak üzere Avrupa ve Dünyanın belli başlı ülkelerinin çoğu krallıkla idare edilmiyorlar mı? Hem de aristokratların üstünlüğüyle…
4- Mademki Ortadoğu’nun yapısı ve konumu Öcalan gibi bir lidere başarısına müsaade etmiyor, olmayacak bir şeye ısrar etmek akıl kârı mıdır acaba?
Evet, İnşallah önümüzdeki yazılarda, bunlara benzer sorulara cevap vermeye çalışacağı.
İrtibat ve yorumlar için: [email protected]
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.