Yusuf Ziya Döger Son Makaleler

Meşruiyet Dayanağı ve Kürdler

Tarihsel süreçte Kürdistan\'da aşiretler bir yandan iç örgütlenme görevi görürken bir diğer yandan ise \'devlet organizasyonu ile yerine getirilmesi mümkün olan görevleri gören yapı\' olmuşlardır. \'Alan Koruma\' düşünce ve anlayışı üzerine bina edilen aşiret yapılanmasının sonucu olan aşiret bilinci Kürdlerde diğer unsurların önüne geçtiğinden milli bilincin gelişmesini zorlaştırmıştır.
Meşruiyet Dayanağı ve Kürdler
Makaleyi Paylaş

Toplumların devamlılığını oluşturan veri, tarihsel süreçte o toplum tarafından oluşturulmuş maddi ve manevikültürel öğelerle sağlanmaktadır. Toplumun üzerinde yaşadığı coğrafik mekân, konum ve buna bağlı olarak oluşan ekonomik nitelik taşıyan temel uğraş biçimi, topluma ait kültürel öğelerin asıl dayanağıdır. Kültürel öğeler o toplum için belirleyici niteliğe bürünerek dünya toplumları içerisinde onu farklı kılan toplumsal değer ve anlayışı oluştururlar.

Dünyada her toplum kendi benliğine ve koşullarına uygun yaşam tarzını yansıtan yapılanma oluşturarak kendisini var eder. Oluşturulan yapılanma biçimi, tarihsel süreçte var edilen kültürel değerlere ve anlayışa uygunluk taşıyorsa toplumun geleceği garanti altına alınmış olunur. Yapılanma ideolojik tutum ve düşün üzerinden gerçekleştirilmişse toplumsal çatırdamaların ayak sesleri kısa sürede kendini hissettirir.

Toplumsal yapılanma biçimi, kültürel değer ve anlayışa dayanıyorsa uzun soluklu ve sağlıklı biçim alarak toplumsal bütünleşmeyi beraberinde getirir. İdeolojik tutum ve düşünden besleniyorsa, “dayatılan yapılanma”yapıyı dinamitleyen toplumsal çözülmeyi barındırdığı için sağlıklı ve uzun soluklu olamaz. Toplumdaki farklılıkları içselleştiren ve birlikte yaşama duygusunu geliştirici nitelik arz eden “Toplumsal Bütünleşme”beraberinde hak, hukuk ve adalet formunu geliştirir. Toplumdaki farklılıkları ötekileştiren ve birlikte yaşam koşullarını belli bir anlayış çerçevesine hasreden “Toplumsal Çözülme” ise beraberinde despotik anlayışlar geliştirir.

Her toplum kendine özgü iç örgütlenme yapısına ait değerler manzumesiyle varlığını geleceğe taşıyan etkenleri var kılmaktadır. Tarihsel süreçte Kürdistan\'da aşiretler bir yandan iç örgütlenme görevi görürken bir diğer yandan ise \'devlet organizasyonu ile yerine getirilmesi mümkün olan görevleri gören yapı\' olmuşlardır. \'Alan Koruma\' düşünce ve anlayışı üzerine bina edilen aşiret yapılanmasının sonucu olan aşiret bilinci Kürdlerde diğer unsurların önüne geçtiğinden milli bilincin gelişmesini zorlaştırmıştır.

Ancak aşiret yapılanması bir taraftan Kürdlerde ulusal bilincin gelişmesini engellerken diğer taraftan Kürd varlığının korunmasında asıl rolü oynamıştır. Kendisine ait değerler manzumesiyle kültürün korunmasını ve devamını sağlamıştır. Toplumlar milli bilince dayalı devletleşmeyi gerçekleştiremedikleri durumlarda iç örgütleme yapısıyla varlıklarının devamını sağlayan verilere yönelme zorunluluğu yaşamaktadırlar.

Somutlaştıralım:

Kürdlerin toplumsal varlığının devamını sağlayan kültürel öğelerden biri \'aşiretsel örgütlenmeye dayanan toplumsal yapılanma\' modeliydi. Coğrafi koşulların doğurduğu bu model bireysel korunma yerine birlikte korunma zorunluluğunu esas almaktaydı. Aynı zamanda toplumun temel uğraş biçimini şekillendirdiği için de doğal olarak temel uğraş biçiminden kaynaklanan birlikteliği zorunlu kılmaktaydı. Söz konusu zorunluluklar ise Kürd toplumsal yapılanmasının temeline “alan koruma” düşüncesini olmazsa olmaz şart haline getirmişti.

Alan koruma anlayışı üzerine bina edilen aşiretsel yapılanma modeli aynı zamanda yönetimsel anlayışındayanacağı temelleri belirlemekteydi. Binlerce yıllık gelenek ve görenekle oluşan Kürd kültürünün dışa yansıyan yüzü olan aşiretsel yapılanmanın dayandığı \'alan koruma\' düşüncesinin tarihsel arka planı aynı zamanda yönetimsel anlayışın meşruiyetini de içinde barındırmaktaydı.

Tarihsel ve kültürel anlamda toplumsal geçmişe dayanan Kürd aşiret yapılanmasına yönelik yönetimsel meşruiyet tartışması yapma hakkına elbette sahibiz. Ancak bunu günümüz verileri üzerinden okumaya çalışmak bizi yanıltıcı sonuçlara götürür. Çünkü toplum yapılanmalarının dayandığı dinamikler ancak kendi koşulları içerisinde değerlendirildiklerinde anlamlı sonuçlar ifade ederler.

Kürdlerin kendilerine has hale getirdiği toplumsal yapılanma biçimi olan \'alan korumaya dayalı aşiretsel yönetim anlayışı\' yaşamsal zorunluluktan kaynaklandığı için, onun yönetimsel meşruiyeti kendi dinamiklerine dayanmaktaydı. Bu dinamikler doğal olarak ekonomik, sosyal ve siyasal faaliyetleri belli bir alan üzerinde denetlemeyi de zorunlu kıldığından egemenliğin kaynağını da içinde barındırmak zorundaydı.

Siyasal alanda egemenliğin dayandığı kaynaklar incelendiğinde bunlardan birisinin de \'yaşamın korunması veihtiyaçların karşılanması\' olduğu görülür. Alan korumaya dayanan egemenlik meşruiyeti, bireylerin yaşamlarını korumayı esas aldığı gibi onların temel ihtiyaçlarını karşılayan faaliyet alanlarını korumayı da esas almaktaydı. Bu durum siyaset felsefesinde, ihtiyaçların karşılanmasını esas alan egemenlik biçimine uygunmeşruiyet ölçütüdür.

Kürdistan\'da varlık gösteren aşiretler, korudukları alan ölçeğine göre ehemmiyet kazanmaktaydılar. Bu durum doğal olarak alan korumaktan kaynaklanan aşiretler arası çatışmayı da beraberinde getiriyordu. Aşiretlerden herhangi birisi bunu sağlama becerisi gösteremeyeceğini fark ettiğinde kendisinden daha güçlü olan bir aşiretin korunması altına girmek zorundaydı. Kürdistan\'da oluşan aşiret konfederasyonları bu mantığa dayalı olarak varlık kazanmışlardı. Ancak korunma talep eden aşiret kendi varlığını tamamıyla fesh etmiyordu. Yerelde kendi etkinliğini ve egemenliğini sürdürürken dışarıdan kaynaklanan sorunların çözümü için kendinikonfederasyonun egemenliğine teslim etmekteydi. Kürdistan Mirliklerinin kaynağı ve meşruiyeti de buna dayanmaktaydı. Bu konuda günümüze ışık tutacak en önemli örnek Hakkâri’deki Ertuşiler ve Piyanişilerdir. Geçen yıl yaşanan gerginliğe bu çerçevede bakılması gerekiyor.

Sonuç:

Kürd aşiret yapılanmasının öncelikle Osmanlı ve TC tarafından tasfiye edilmeye çalışıldığını bilmek gerekir. Ancak ne Osmanlı ne de TC bu anlamda istediği başarıyı elde edememiştir. 1960 sonrası Sol içerisinde gelişen Kürd hareketlerinin -bilerek veya bilmeyerek- ideolojik kaygılarla aşiretlerin tasfiye değirmenine su taşıdıkları bir gerçekliktir. Bu tasfiye çabası, Kürdlerin iç örgütlenmelerinin ve varlık dayanağının beslendiği yapının tasfiyesi anlamına geliyordu.

Kürdlerin bugün bölük pürçük olmasının temel nedeni kültürel değerler manzumesiyle oluşturulan iç örgütlenmelerinin dağıtılmış olmasıdır. Kürdler dağıtılan/dağıtılmaya çalışılan iç örgütlenmeleri yerine varlıksal yapılarına uygun nitelikte yeni bir şey koymadıkça daha iyiye doğru bir adım atmaları mucize olur. Tüm olumsuzluklarına rağmen aşiret yapılanması, yüzlerce yıl devletsiz yaşamak zorunda kalan Kürdleri günümüze kadar getirebilmiştir. Son 50-60 yıl içerisinde modern hayatın gereklerine göre düşünme biçimi, beraberinde kendi öz kültüründen kopuk bir ideolojik dayatmaya dayanan yapılanmalara yol açmıştır.

Günümüzde bu ideolojik dayatmanın yansıması olan “Öz Yönetim”in Aşiret yapılanmasının temeli olanbireysel korunma yerine birlikte korunma fonksiyonunu icra etmekten uzak olduğu, veriler üzerinden görülmektedir. Oysa aşiretler kendilerini korumakta zorlandıklarında daha güçlü aşiretlerin korunmasına kendilerini bırakarak konfederasyonlarıyla bu işlevi görmekteydiler.

Kısaca, meşruiyet dayanağı \'korunma ve ihtiyaçların temini\' üzerinden gelişmişti.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Nerina Azad
Bu makale toplam: 6796 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:15:52:17

Son Makaleler

Bir İmzacı Tarih Kayıt Cetveliyse Sosyoloji Bunun Toplum Vicdanındaki Karşılığıdır İsmail Beşikci’nin Sosyolojik Yanılgısı Türkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler Kürdler ve 24 Haziran Seçimi Neden Demirtaş ama HDP değil? Şeyh Said Kıyamında ve sonrasında neden Kırdlar/Zazalar hedef alındı - 2 Şeyh Said Kıyamında ve sonrasında neden Kırdlar/Zazalar hedef alındı - 1 HDP Kongresinin Düşündürdükleri Şeytanın İşbirlikçilerine Ölüm… Kürdler Sosyolojilerine Yenildiler, Asla Düşmanlarına yenilmediler Batı Karşısında Çöküş, Öze Dönüş Çabaları ve Kudüs Meselesi Ruhumuzu Uyandıran Kerküklü Çocuk Alansal Egemenlik ve Felaket Senaryolarının Yazarlarıi Alansal Egemenlik ve Felaket Senaryolarının Yazarları Hewler Mitingi ve Arka Plan Mesajları Zihinsel Birlikteliğin Yolu: Güney Kürdistan Referandum Umarız Tarih Tekerrür Etmez Kürdlerin Sömürgecileri Başarılı, Kürdler İse Başarısızdır Kürdler Nereye Koşuyor? Bingöl ve Seçimlerdeki Tututmu - II Bingöl ve Seçimlerdeki Tutumu Kuzey Kürd Siyasetinde 'Vicdan Testi' Kürdler Hem Sağdan Hem de Soldan Eritildi Kürdler ve Referandum Devşirmelerin İşlevi/fonksiyonu Yakarak Öldürme (Katletme) Mantıksal Şaşılık Kürdler Birlik mi Olmalı, Yoksa Ortaklaşmalı mı? Yönetici Erdemli olmayınca… Kürd Gençliğinin Rol Modeli Dr Süleyman Ermeniler ve Kürdler Neden Kaybetiler? (III) Ermeniler ve Kürdler neden kaybettiler? (II) Ermeniler ve Kürdler neden kaybettiler? (I) Kürd Toplumsal Dinamiğinin Çökertilmesi -II- Kürdistan'da Türk Bayrağıyla Yapılan Yürüyüşler Kürd Toplumsal Dinamiklerinin Çökertilmesi İtibarsızlaştırmanın Psikolojisi Kürdler Egemenlik Mi Vatandaşlık Mı İstemeli? Türkiye İslamcılığı Neyi Amaçlıyor? Kürd Orta Sınıfının Çökertilmesi Erdemlilik Olmadan Olmaz Doğu ve Batı Ayrımı Karşısında Kürdlerin Özgünlüğü Türkiye İslamcılığının Riyakârlığı Kurdlerde Hukuk ve Hakkı Üstün Kılma Sykes Picot’çu Türkiye İslamcılığı Türkiye İslamcılarının Kürdü Olmak Siyasette İttihatçı Mantıkla İtibarsızlaştırma Çabası İstilacı Bozkır Türkleri ve Varlığını Koruyan Kürdler Kürdistan’daki Çatışmalı Ortam Neyi Amaçlamaktadır? İslam - İslamcılık İslamcıların Yanılgısı Sömürgeci ve Sömürülen İlişkisi Dört Ayaklı Minare Önünde Ansızın Gelen Ölüm! Ümmeti Bölen! “Kürd ve Kürdistan” Kürdlerin Haklı Mücadelesini İtibarsızlaştırma Arayışı Sömürgecinin Amacı Zihinsel Benzetme ve Aldatmadır - II Sömürgecinin Görevi, Aldatma ve Zihinsel Benzetmedir Kabristanımız Varsa Bilin ki Orası Bizim Vatanımızdır DAİŞ saldırılarında Şengal'de neler oldu? Şengal'in bilinmeyenleri... Toplumsal Anomi ve Yeni Arayış Seni Başkan Yapacağız, Karşılığı 'Federal Sistem' Militarist Devletler ve Kürdistan’ın Doğum Sancısı Kürdlerde Sosyal Genetiğin Psikolojik Bağlılığa Dönüşmesi Arayıştaki Kent, Bingöl Ortadoğu’da Reddi Miras Geleneği ve Talan Ekonomisi 7 Haziran’ı Doğru Okumak Kürdistan'da Seçime Kan Sıçratıldı Kürdlerin Egemenlik Anlayışı Allah, Yasin Aktay’ın dediğinin aksini söyler. Siyasetin Doğası ve Rasyonel Davranış Kürdistan Mefküresi ve Siyasi Aktörler (İslamcı Cenah) -2 Kürdistan Mefkûresi ve Siyasi Aktörler -1- Yokoluşu Engellemek!... İttihatçılığa Teslim Edilen Kürd Yapıları Kürdler Nasıl Eritildi Siyaset ve Düşüncede Etik Temsiliyet Sorunu ve Ortadoğu Kürdleri Sessizce Sağdan Eritmek - II Gedik Onarılmamalı, Bilakis Büyütülmeli Kürdleri Sessizce Sağdan Eritmek Hikmet Arayışında Fıtrat ve İrade Etkileşimi Hakikat Tek Olan Değildir, Tek Olan İblisçiliktir Kimliksel Varoluş ve Devletleşme Zorunluluğu Bariyere Dönüşen Öz Sosyal Genetik ve Kürd Siyaseti Duisburg Paneli Azadi Hareketinin Çözüm Önerileri Kürdistan Hakikatini İnşa Et Harekei / AZADÎ Bakur / Türkiye Kürdistan'ından Peşmerge Geçti Kürdler İçin Birlik Değil Birliktelik Anlamlıdır. Akil Adamlar Tiyatrosu Yeniden Sahne Aldı Kürdler Saha Eğemenliğine Oynamamalı Kürtlerin ayak bağı / PKK ve Hizbullah gerginliği Eylem Düşünceyi Şekillendirir. Hareketa Azadinin Rotası Ulus Devlet Mantığı ve Kürdistan Sorunu Kürd Ulusal Mücadelesinde ŞUŞAR TOPLANTISI Kürd Müslümanların Yüzyıllık Serüveni İnsanlığın Turnusol Kağıdı: FİLİSTİN - II Hakkâri’de(Cölemerg) Ne Oldu Ki İnsanlığın Turnusol Kâğıdı: FİLİSTİN Hatip Dicle Ne Dedi ki… Hamidiye Alayları / Devlet Aklının Zorunlu Yapıları Ümmetçi/İslamcı Kürdlerin Zihinsel Bakışı Kürdler “Öğrenilmiş Çaresizliğe” Mahkum Değildir. Birlikteliğe Evet, Ama Nasıl Olacak Evrensel değer mi, İdeolojik körlük mü? Tarihi nasıl okuyalım / Resmi ve yerel tarih Demokratik İslam Kongresi Kürd Hareketindeki Değişimi Nasıl Etkileyecek HDP Türklerle Kardeşlik Ya Kürdlerle... Hamidiye Alayları ve Şeyx Seid Harekatı - II