İran halklarının 1979 ayaklanması ile Şahlık iktidarı devrilmiş, yıkılmış ve ardından yaşanan siyasi ideolojik gelişmeler, ırkçı ve dinci ideolojik rejimin inşa evreleri her boyutuyla incelemeye değerdir. Şahlığın son dönemlerinde siyasi dinciler, sosyal demokratlar, sosyalistler, farklı sömürge halklar, farklı inançsal gruplar birlikte hareket ederek şahlığı devirmişlerdi. Ancak siyasi dincilik İran'ın siyasi politik geleneklerine uygun oyun ve entrikalarla hain ve sinsi tüm maharetlerini ortaya koyup bütün muhalifleri ortadan kaldırarak dinci rejimi inşa etmeyi başarmıştı.
İran dinci rejimi sosyal demokrat muhalefeti yok etti, sosyalist muhalefeti yok etti, Kürt, Belloci, Azeri siyasi halk güçleri ve muhalefetini yok etmişti. İran coğrafyası üzerinde geriye kendisine muhalif Hiçbir gücü bırakmadı. Böylece tekçi ırkçı ve dinci rejimini sağlama almayı başardı. 2500 yıllık İran devlet geleneğinin bütün sinsi politika ve planları dinci ve ırkçı tekçi ideolojik rejimin inşaa süreçlerinde görülüyor.
Amerika ve Uluslar arası koalisyon çözememiş olabilir ancak İran dinci ve ırkçı ideolojiye dayanan rejimi yayılmacı özelliklere sahiptir. Öncelikle ülkeye ardından bulunduğu bölgeye dinci ve ırkçı rejimi egemen kılmak ve adım adım kıtalara rejimini yaymak ve egemen kılmak, mümkünse rejimini dünyaya egemen kılmak hedefindedir. Bu süreçler doğru biçimde çözümlendiğinde görülüyor ki İran dinci ve ırkçı ideolojiye dayalı rejimini öncelikle ülkeye egemen kıldı. Günümüzde de bölgeye egemen kılma süreci yaşanıyor. İran dinci ve ırkçı rejimi Lübnan savaşı nedeniyle ülkede oluşan boşluktan yararlanarak ciddi sosyal bir tabana sahip oldu. Bu sosyal tabanı dinci ideolojisle buluşturdu, bunları siyasi, ideolojik ve askeri eğitimden geçirdi ve silahlandırdı. Değişik isimler altında olabilir ancak İran dinci rejimi ideolojisine dayanan güçlü ve silahlı bir yapıyı Lübnan'a adım adım egemen kılıyor.
İran dinci rejim ideolojisi sivil siyasi, ideolojik ve askeri Filistin halkı içine her geçen gün biraz daha fazla yerleşiyor. İran dinci rejim ideolojisi sivil, siyasi, ideolojik ve askeri Yemen halkı içine her alanda yerleşiyor. İran dinci rejim ideolojisi sivil, siyasi, ideolojik ve askeri Suriye halkı içine bir daha sökülemeyecek derecede yerleşiyor. İran dinci rejim ideolojisi sivil, siyasi, ideolojik ve askeri Irak halkı içine bir daha sökülemeyecek derecede yerleşiyor. İran dinci rejimi sivil, siyasi, ideolojik ve askeri Güney Kürdistan halkı içine bir daha sökülemeyecek derecede yerleşiyor. İran dinci rehim ideolojisi sivil, siyasi, ideolojik ve askeri Asya ve Afrika kıtası bölgelerindeki halkların içine bir daha sökülemeyecek derecede yerleşiyor. Bölgede İran ile ilgili somut siyasi, ideolojik ve askeri gerçekliği bu doğrultuda gelişiyor.
25 Eylül Güney Kürdistan bağımsızlık referandum süreci Amerika ve Uluslar arası güçlerin güçlü desteklerini alamadı. Güney Kürdistan'da yapılan bağımsızlık referandumu hedeflediği amaç doğrultusunda ilerlemiş olsaydı İran dinci ve ırkçı rejimin yayılmacı hedefleri tersine dönecekti. İran dinci ve ırkçı rejimin Irak üzerindeki egemenliği önemli ölçüde zayıflayacaktı. Doğal olarak Suriye ile arasına bağımsız Kürdistan gücü yerleşecekti. Irak ve Suriye'nin mazlum diğer halkları Kürdistan bağımsızlık sürecinden güç alacak ve İran dinci ve ırkçı rejimin egemenliği altına girmekten kurtulacaktı. İran kendi içindeki sömürge Kürt, Arap, Azeri, Belloci halkların özgürlük, demokrasi ve bağımsız gelecek mücadelesi evrensel değerlere ve çoğulcu demokrasiye bağlı çok büyük bir ivme kazanacaktı.
Ancak İran'ın mevcut yayılmacı dinci ideolojisini çözümleyemeyen, bu dinci ideolojik rejimin hedef ve amaçlarını bilemeyen kısır kafalı Amerika Birleşik Devletleri lejyonerleri, Uluslar arası koalisyon lejyonerleri Güney Kürdistan'ın bağımsızlık referandumuna muhalefet ederek, karşı durarak bilerek veya bilmeyerek bölgeyi İran'ın kucağına attı. Bugün ve gelecekte İran'ın dinci ve ırkçı rejiminin bölge üzerindeki etkisini kıracak tek gücün bağımsız Kürdistan olacağını herkesten önce İran dinci ve ırkçı rejimi çok iyi biliyor. Bu gerçeklerle ve görüldüğü gibi İran bütün gücünü güney Kürdistan ve batı Kürdistan'ın iradesiz kılınmasına ve varlığına engel olmaya ayırmıştır.
İran rejimi Güney Kürdistan bölgesini siyasi, ideolojik ve askeri her açıdan yutmaya başlamıştır. 16 Ekim 2017 tarihinde bir grubun ihaneti kuşkusuz İran'ın dinci ve ırkçı rejimin siyasi, ideolojik ve askeri içi dolu ve başarılı bir operasyonudur. Kuşkusuz bu süreçten sonra güney Kürdistan bölgesi her geçen gün biraz daha fazla İran dinci ve ırkçı rejimi tarafından siyasi, ideolojik ve askeri alanlarda yutulacaktır. Güney Kürdistan bölgesinin İran dinci ve ırkçı rejimi ideoloji, siyasi ve askeri operasyonlarından kurtulma şansı, koşulları olabilir mi?
Güney Kürdistan bölgesi bulunduğu bölgenin siyasi, ideolojik ve askeri gerçekliğini Amerika ve Uluslar arası koalisyonu sevk ve idare eden devlet başkanlarına bütün boyutlarıyla anlatabilme, gelişen bu süreçler hakkında onları donatma iradesine sahip olmalıdır. Bölge devletleri, başta İran dinci ve ırkçı rejimi olmak üzere siyasi, ideolojik ve askeri gerçeklerini, hedeflerini öncelikle güney Kürdistan siyasi grupları ve bölge yönetimi çok iyi anlamalı ve bilmelidir. Kendisini sosyal, siyasal, politik ve diplomatik her açıdan doğru bilgilerle donatabilirse dünya egemen güçlerini de yanına alabilecektir.
Bölge rejimleri siyasi, ideolojik ve askeri her açıdan giderek İran dinci rejimi ve ideolojisinin etkisi altına giriyor. Amerika Irak hükümetini yanında tutma amacı, gerekçesiyle güney Kürdistan bağımsızlık referandumuna şiddetle karşı çıkmıştı. Hatta Irak askerleri gibi görünen ancak İran2ın sevk ve idare ettiği güçlerin Güney Kürdistan bölgesine saldırıda kullandığı bütün hafif ve ağır silahlar bizzat Amerikanın verdiği silahlardı. Böylece Amerika doğrudan İran'ın bölgede yayılmasına destek vermiş oldu. Amerika bunu bilerek yapmadığı açık, ancak İran'ın siyasi, ideolojik ve askeri amaç ve hedeflerinin aracı oldukları daha da açıktır. Bu da gösteriyor ki Amerika ve Uluslar arası koalisyon İran'ın siyasi, ideolojik ve askeri amaç ve hedefleri konusunda cahil, zavallı ve çaresizdir.
Güney Kürdistan bölgesi ortadoğu coğrafyasındaki Kürt halk gerçeğini dünyaya daha doğru biçimde anlatmalıdır. Güney Kürdistan bölgesi yönetimi İran coğrafyası içinde kalan Kürt halk gerçeğini, Kürt Belloci halk gerçeğini dünyaya doğru biçimde anlatmalıdır. Irak coğrafyasındaki Kürt halk gerçeğini doğru biçimde anlatmalıdır. Suriye coğrafyası içindeki Kürt halk gerçeğini, Dürzi halk gerçeğini doğru biçimde anlatmalıdır. Türkiye coğrafyası içindeki Kürt halk gerçeğini doğru biçimde anlatmalıdır. Kürtlerin parçalanmış ülkesi ve halkıyla birlikte paylaşılmış halk gerçeğini doğru biçimde anlatmalıdır. Kürtlerin bölgesel sosyal, siyasi, ideolojik doğrularını dünya liderlerine anlatacak güçlü bir diplomasiye ihtiyaçları olduğu ve bugüne kadar bu alanda zayıf kaldıkları son olaylar göstermiştir.
Güney Kürdistan bölgesi şahsında Kürt halkının varlığına imha temelinde başta İran dinci ve ırkçı rejimi olmak üzere bölgenin sömürgecileri tarafından yönelim başlatılmış ve ortaklaşmıştır. Kürdistan bölge yönetimi kayıp ederse bölgenin tek kazan gücü İran dinci ve ırkçı rejimi ideolojisi olacaktır. Kürdistan bölgesi kazanırsa da evrensel temel değerlere ve çoğulcu demokrasiye dayanan tüm dünya, insanlık kazanmış olacaktır.
İran dinci ve ırkçı rejimi ideolojisini bölgeye egemen kılmak üzere özellikle Kürt halkını egemenliği ve etkisi altına almak için çok büyük ve sinsi stratejik hamleler yapmaktadır. Güney Kürdistan'ın Süleymaniye ve Kerkük hattını bir kısım Kerkük petrollerinden belli ailelere pay ederek kontrol etmeye başlaması egemenlik hamlelerin başlangıcıdır. Sosyal, siyasal, ideolojik, ekonomik ve askeri gelişmeler bölgeye siyasi, ideolojik ve askeri olarak da yerleşmeye başladığını gösteriyor.
İran dinci ve ırkçı rejimi batı Kürdistan'ı da Rusları ikna ederek, Türkiye'nin de baskı kurmasıyla kendisine mahkum etme operasyonlarına başlamıştır. Türkiye'nin baskıları, işgal girişimleri, El-Bab ve İdlib operasyonları ile sıkıştırılan batı Kürdistan güçleri şimdilik Amerika ve Uluslar arası güçlerin himayesine sığınmış görünse de uluslar arası güçlerin günlük çıkar hesaplarına kurban olma olasılığı ve akibeti güney Kürdistan bölgesinden daha kötü sonuçlar doğuracaktır. Bunda Amerika ve Uluslar arası güçleri suçlamak gibi bir durum ortaya koymuyorum. Tam aksine Kürt halkı adına siyaset yapan sosyal, siyasal ve askeri grupların içler acısı durumlarına açıklık getirmek istiyorum. Siyasi, ideolojik ve askeri her bakımdan dayandıkları çağdışı değerler ve parçalanmış hallerine dikkat çekmeye çalışıyorum. Önemli bir kısmı siyasi ve ideolojik olarak dünya gerçeklerinin tersi yönde bir dünya hedefliyor. Dünyayı kendisine ve Kürt halkına düşmanlaştırıyor. Bu durum Amerika ve uluslar arası güçlere güven vermiyor tam tersine kendileri üzerşinde Kürt halkı aleyhinde kuşkular ve soru işaretlerine neden oluyor.
Güney Kürdistan bölgesi savunma ve güvenlik kurumlaşması parça parça ve siyasi partilerin kontrolü altındadır. Doğrusu bir devlet inşa etme yapısından ziyade grup ve aile çıkarları hizmetine göre kurumlaşmıştır. Bu durum devlet yapılanması ve çağımızın temel değerlerine göre hem çağdışıdır hem de bölge sömürgeci devletlerin elini güçlendiriyor. İran dinci rejimi bu zafiyet ve zayıflıktan yararlanarak Kerkük ve diğer Kürdistani bölgeleri siyasi, ideolojik ve askeri olarak işgal etmiştir.
Kürt halkı adına siyaset yapan grupların her biri kendi bölgesinde siyasi, ideolojik ve askeri çağdışı değerlerle kurumlaşması sömürgeci devletlerin umudu oluyor ve iştahlarını açıyor. Ayn ı zamanda Kürt halkına da umutsuzluk ve güvensizlik veriyor. Amerika ve Uluslar arası koalisyon güçleri herkesten çok bu durumu görüyor, çözümlüyor ve hesaplarını, hedeflerini de buna göre yapıyor. Batı Kürdistan ve güney Kürdistan bölgeleri siyasi ideolojik ve askeri her açıdan savundukları ve dayandıkları çağdışı değerleri bir tarafa bırakabilmelidir. Mevcut çağdışı değerlerle hiçbir halkın kazanamayacğını, doğru bir gelecek inşa edemeyeceğini anlamaları gerekir.
Bu çağdışı değerler nedir? Bir; Siyasi partilerin silahlı gücü olamaz, olmamalıdır. Halkı ve ülkeyi koruyacak ve savunacak tek bir ordusu, güvenlik ve savunma gücü olmalıdır. İki; Modern Ulus devlet modeli dünyamızın güncel, vazgeçilmez tek egemen değeridir. Bu model her millet, halk ve toplum için geçerliyse Kürt halkı için de geçerlidir. Hiçbir Kürt modern ulusal devlet modelini ret etmemelidir. Modern ulusal devlet modelini ret ettirenler sömürgeci devletlerin bizzat kendileri olduğunu bilmelidir. Kürt halkı bu gerçek ışığında hareket etmeli ve çağdışı değerlerle Hiçbir geleceğin inşa edilemeyeceğini bilmelidir.
Kürt halkı tarih boyunca sömürgeci devletlerin çok yönlü sinsi oyunlarının kurbanı olmuştur. Sömürgeci devletler bugün mevcut çok yönlü sinsi oyunları çağımızın siyasi ideolojik oyun ve entrikalarını da ekleyerek tekrar sahaya sürülüyor. Süleymaniye ve Halepçe bölgesinde bizzat Kürt halkını kullanarak sahaya sürülenler böyle sinsi oyunların piyonlarıdır. Halkın mevcut yönetime karşı demokratik tepki göstermeleri için haklı gerekçeleri oldukça fazladır. Yönetim bölgenin maliyesini oluşturamamış, devlet yapılanmasını, gelir ve gider sistemini kuramamış ve kurumlaştıramamıştır. Bölgenin gelir ve gider sisteminin olmaması mevcut petrol gibi belli gelirlerin adaletsiz paylaşılması ayyuka çıkmıştır. Sömürgeci ve işgalci Irak rejimi bölge yönetimin bu zafını ve zayıflığını mümkün olduğunca kullanmaktatır. Bütçeden pay vermemesi, çalışanların maaşlarının ödenmemesi sömürgeci devletlerin bölgesel planlarının bir parçasıdır.
Kürt halkı adına siyaset yapanların mevcut zaafları ve yetersizlikleri sürdükçe sömürgeci devletlerin baskıları daha da artacaktır. Burada amaç Kürt halkının irade oluşturmasını engellemektir. Bir halkın iradesi nasıl oluşur? Herşeyden önce kendi coğrafyası üzerinde halkı ve ülkesi savunacak, güvenliğini sağlayacak güçlü bir orduya sahip olması o halkın iradesidir. Sağlam bir mali yapıya, ekonomiye, gelir ve gider muhasebesine sahip olması o halkın iradesidir. Buna ilave olarak çağdaş evrensel temel değerlere ve çoğulcu demokrasiye dayanması medeni dünyada yerini almasına vesile olacaktır. Bölgesel Kürdistan yönetimi ve batı Kürdistan oluşumları doğru değerlerle kurumlaşma ve yapılanmalarını sağlamak zorundadır.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.