HDP'nin siyasi amacı "Türkiye'yi demokratik ekolojik kadın özgürlükçü toplum modeli, radikal demokratik cumhuriyet (post Marksist)" rejim modeli yapmaktır. Türkiye'nin rejimini bu rejim modeli yaptıktan sonra Kürdler özgür olacak, tüm ezilenler özgür olacak, tüm halklar kurtulacaktır.
HDP'nin ana teması budur, bunu duyan kardeşlerimin akciğerine fazla hava beynine bol oksijen gidiyor, mutlu oluyorlar.
Şimdi esas meseleye gelelim; HDP radikal Türk solu ile ittifak yapıyor, bunların kadrolarını Kürdlerin oylarıyla meclise taşıyor ki bunların Türk halkı nezdinde hiçbir karşılığı yoktur.
Bu bir iddia değil, bu hayatın gerçeğidir.
Türk halkının yüzde 99'u HDP'nin iddia ettiği rejim modelini ret ediyor. Bu bir iddia değil, bu hayatın gerçeğidir.
Yani tüzük ve programının ana siyasi hedefi, amacı gördüğünüz gibi ütopyadır, büyük bir hayaldir, yani yalan üzerine kurulmuştur.
Çünkü bu rejim modelini hayata geçirmek için çoğunluğun desteğini alıp iktidar olması gerekir. Mevcut ittifakları ile birlikte yüzde 11 gibi küçük bir halk desteği var ve destek verenlerin tümü kürdlerdir. Yani bu siyasi yolla bin yıl geçse iktidar olamayacağı için tüm hedefler havada kalacaktır.
Bu tüzük ve program derin devletin projesidir, zehirli şeker olarak tanımlıyorum, oyalama, ulusal değerlerden kopartma, ulusal taleplerden uzaklaştırma projesidir.
Bu tespitime halkımızın çoğu kızgın tepkiler veriyor, insan üzülüyor, halkımın gerçeği görmesini istiyorum, bu yaşanan hile oyun ve entrikayı ancak bilinçlenerek aşabilirler.
Yanlış nedir, doğru nedir, niçin yanlıştır, niçin doğrudur? Bilmesi gerekir.
Derin merkezler, Kürd halkının adını kullanarak siyaset yapan yüzde 10'luk terör damgalı muhalif bir parti ister, böylece kısır döngü oluşturarak tüm enerjisini boş işlerle tüketeceğini bilirler.
Bu hayalin peşinde bin yıl geçse sonuç sıfır ve fiyasko olacaktır.
Türk halkı radikal demokratik cumhuriyet rejim modeli mücadelesi verirse Kürdlerin destek olması, destek vermesi doğru olabilir. Ancak Türk halkı nezdinde iddia edilen bu rejim modelinin hiçbir karşılığı yoktur ve hiçbir karşılığı da olmayacaktır.
Bu yakıcı gerçeği anlamak çok zor değil, çok bilgi birikimine de ihtiyaç yoktur. Kişinin aklını kullanması, özgür fikir, düşünce ve irade sahibi olması yeterlidir.
Bunu bile yapmamak, sadece kalabalığa karışıp sıradan herkesin yaptığını sorgulamadan tekrarlamak herkes için acizliktir.
Kürd halkı bu mevcut yol, yöntem ve değerlerle kayıp etmeye mahkûmdur.
Bunu bilmeyecek ne var? Partinin tüzüğüne, programına, siyasi hedeflerine, karar verici noktadaki kadrolarına evrensel değerlere dayalı bilinçle bakın, değerlendirin, hayatın gerçekleriyle uyumlu olup olmadığını görüp anlayabilirsiniz.
Kürd halkının özgür ve bağımsız geleceğe giden yolun bu olmadığını bilecek kadar kişilerin aklının başında olması gerekir.
Kürd halkına özgür ve bağımsız geleceğe giden yol tarifi nasıl olmalıdır?
Bütün mesele bu soruya doğru bir cevap vermektir. Fazla seçenekli bir soru da değil, çok zor değil ve üstesinden gelemeyeceği bir sorun da değildir.
Kürd halkı siyasi hedefini, amacını insanlığın ortak evrensel temel değerlerine göre yapmalıdır.
Bugün Kürd halkının adını kullanarak siyaset yapan siyasi partiler bundan çok uzaktır.
İnsanlığın ortak evrensel sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik temel değerleri nedir?
Kürd halkının adını kullanarak siyaset yapan siyasi partiler bu değerlerin neresindedir.
Dünyaya Egemen siyaset felsefesi, devlet modeli, rejim modeli, hükûmet modeli, siyasetler, özgürlükler, mülkiyet hakkı, temel meşru haklar, evrensel hukuk gibi konular hakkındaki, bu kavramlar nedir? neden ihtiyaç vardır? bir hükûmeti ne meşru kılar? devlet hangi özgürlükleri ve hakları neden korumalıdır? Sömürge ulusun evrensel değerler literatüründe yer alan haklı meşru ulusal statü talebi hakkı, ulusal değerleri hangi biçimde kurumsallaşmalıdır? kanun nedir? vatandaşın devlete karşı yükümlülükleri nelerdir? Bir yığın soruyla oturmuş genel geçerli insanlığın ortak evrensel değerlerine göre meşru siyaset yapmak, siyaset yürütmek gerekir.
Kürdlere son yarım yüzyıldır dikte edilenlerin çoğu insanlığın ortak evrensel temel değerlerinin zıttıdır, kısaca insanlık gider Mersin'e Kürdler gider tersine sözüne denk gelmektedir.
Kürdlerin ulusal bir statüsü olmadığı için herhangi bir rejim modeli mücadelesi de olmaz. Özellikle dikte edilen radikal ideolojik rejim modelcilik diye bir mücadelesi olmaz. Ama maalesef son yarım yüzyıldır Kürdlere en radikal rejim modeli mücadelesi verdiriyorlar. Bu radikalizm insanlığın ret ettiği değerleri kapsıyor, tüm insanlığın ret ettiğini Kürdler inşa edemez, ne Türkiye'ye, ne Ortadoğu'ya ve ne de dünyaya inşa edemezler.
Kürd halkının Dilde, Eğitimde, Yönetimde, Statüde ve Anayasal eşitlik talebi vardır.
Ret inkâr ve imhacı politikalara karşı varlığının ve ulusal değerlerinin anayasal güvenceye kavuşması dışındaki tüm sınıfsal inançsal radikal siyasi ideolojik rejim modelci talepler Kürd halkını aldatmaya yöneliktir.
Kürd halkı adına siyaset yapan siyasi partilerin bu sorunu çözmek için siyaset yapması gerekirken tam tersine bu sorunu dikkatlerden kaçırmak için her türlü sekter siyasi İdeolojik hile oyun ve entrika sahneye sürülmüş ve sürülmektedir.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.