Amerika Birleşik Devletleri dünyadaki bütün farklı sınıfların, sınıflı toplumların temel hak ve hukukunun korunduğu eşitliğini ve özgürlüğünü savunan dünya üzerindeki lider ülkesidir.
Amerika Birleşik Devletleri dünyadaki bütün farklı inançların, dinlerin, toplumların temel hak ve hukukunun korunduğu eşitliğini ve özgürlüğünü savunan dünya üzerindeki lider ülkesidir.
Amerika Birleşik Devletleri dünyadaki bütün farklı siyasi düşünce ve fikirlere sahip toplumların temel hak ve hukukunun korunduğu eşitliğini ve özgürlüğünü savunan dünya üzerindeki lider ülkesidir.
Amerika Birleşik Devletleri dünyadaki bütün farklı kültürlerin, etnisitelerin, milletlerin, insanların, toplumların temel hak ve hukukunun korunduğu eşitliğini ve özgürlüğünü savunan dünya üzerindeki lider ülkesidir.
Avrupa Birliği ülkeleri de bu değerleri dünya üzerinde yaşatmak adına Amerika Birleşik Devletlerinin paydaş ülkeleri ve bu değerlerin koruyuculuğunu Amerika Birleşik Devletleri ile birlikte dünyanın her yerinde yapmaktadır.
KCK ve paydaşları, fikirdaşları ise siyasi, ideolojik ve felsefi, teorik ve pratikleri ile dünyanın bu evrensel değerlerine karşı imha temelinde bir savaş veriyor. KCK ve fikirdaşları verdiği bu savaşı şu sözcüklerle özetliyor; ''Bir daha vurgulayalım, artık devletsiz, patronsuz, ağasız, “karısız”, “kocasız” bir dünyayı düşünmenin zamanıdır. Devletsiz yönetim, patronsuz, ağasız bir ekonomik yaşam, ‘’karısız’’, ‘’kocasız’’ özgür eş yaşam gerçekleştirilebilir. Artık egemenlerin bu konuda yarattıkları ideolojik egemenlikleri yıkmak, özgür düşünmek, bu temelde neolitik toplumdan bugüne var olan demokratik uygarlığı demokratik topluma dayandırarak yeniden güncelleştirmenin zamanıdır.'' diyor ve bunun savaşını büyütmenin kararlılığını ortaya koyuyor.
Amerika ve paydaşları KCK'nin ''devletsiz, patronsuz, ağasız, karısız, kocasız, özgür eşli komünal tek düşünce ve ideolojik egemenlik hedefleyen siyasi, ideolojik ve felsefi tez, teori ve pratiklerine karşı olan tutumları gelecekte değişecek midir? Tarihten örneklerle gelecekte olası gelişmelere açıklık getirmek gerekir. Amerika Birleşik Devletleri ve bağlı paydaş güçler; 1900'lü yıllarda sınıflı topluma, farklı siyasi ve sosyal düşünce ve fikirlere, farklı inançlara karşı komünizmin hem Viyetnam'da, Kore yarımadasında, Küba'da, Güney Amerika'da ve hem de dünyanın daha bir çok coğrafyalarında vermiş olduğu savaşlara karşı büyük savaşlar vermiştir.
Amerika ve paydaşlarının sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel değerleri geçmişte siyasi, ideolojik ve felsefi olarak ne ise günümüzde de aynısıdır ve değişmemiştir. Amerika ve paydaşları KCK'nin ''devletsiz, patronsuz, ağasız, karısız, kocasız, özgür eşli ve komünal, tek düşünce ve tek ideolojik egemenlik hedefleyen siyasi, ideolojik ve felsefi tez, teori ve pratiklerine karşı kuşkusuz 1900'lü yıllardaki kadar büyük bir savaş verecektir.
Özelde Rojava bölgesinde, genelde de Suriye, Irak ve Ortadoğu coğrafyasında yaşanmakta olan çelişkili ilişkilere yakından bakılmalıdır. Birincisi tekçi dinci egemenlik hedefiyle İŞİD ve benzeri yandaşları, farklı inançlara, farklı düşünce ve fikirlere karşı imha temelinde büyük bir savaş veriyor. Dünyadaki bütün dinci örgütler, tekçi dinci ideoloji egemen bir devlet inşası hedefiyle adeta Ortadoğu coğrafyasına akın etmişler. Bu bağlamda Irak ve Suriye toprakları işgal edildi. Dinci egemenlik hedefleyen örgütlerin savaşı Kürtlerin coğrafyasına dayandığı ana kadar baş döndürücü bir hızla ilerliyorken, bu noktada ciddi ve büyük bir direnişle karşılaştılar.
Güney Kürdistan Peşmerge ordusunun ciddi ve büyük bir savaş vermeye başladığını gören Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği devletleri koalisyon oluşturup yardıma geldiler. Bu devletlerin Güney Kürdistan bölgesine destek vermesi birden çok nedenleri kuşkusuz vardır. En önemli nedeni ''zora dayalı tekçi dinci egemenlik hedefinin'' tüm farklı düşünceler, farklı inançlar kısaca tüm insanlık için tehdit oluşturmasıdır. Sadece ucu değil ileriki dönemlerde tüm dünyanın bağlı olduğu ve savundukları değerlere karşı ciddi bir tehdit ve sapı kendilerine dokunacağı gerçeğini gördükleri için daha küçükken tekçi dinci terörün imha edilmesi gerektiğini görerek Kürtlerin yanında yerlerini aldılar.
Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği, zorla tekçi dinci egemenlik hedefleyen güçlerin arkaplanlarının olduğunu herkesten daha iyi görüyor ve biliyor. Tekçi dinci terörün imhasından sonraki aşamanın bu örgütlerin arkaplanları olacağını bilmek için kahin olmayı gerektirmiyor.
Güney Kürdistan siyasi, ideolojik ve felsefi olarak Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa Birliği devletleri kısaca dünyanın genel geçerli temel değerleri ile uyumlu bir politika, siyaset ve diplomasi yürütüyor. Buna dayalı olarak dünya güçleriyle her geçen gün geliştirdiği diplomatik ilişkilerini bağımsız bir devlet seviyesine çıkarıyor.
Tekçi, dinci egemenlik hedefleyen terörist örgütler Kobané'ye saldırdığında ve Kobané düşeceği zaman Güney Kürdistan'ın diplomatik çabaları sonucu karadan Peşmerge Ordusu ve havadan Amerika Birleşik Devletleri desteği sağlanmıştı. Amerika Rojava halkına verdiği hava desteği ve lojistik destek Kobané ile başladı bugüne kadar aralıksız devam ediyor. Ancak Amerika Birleşik Devletleri ve paydaşları Rojavada tekçi dinci terörist örgütlere karşı savaşan güçlere bugüne kadar siyasi destek vermemiştir. Amerika Birleşik Devletleri ve paydaşları Rojava bölgesindeki güçleri tekçi dinci terörist örgütleri imha edip yok edinceye dek sonuna kadar kullanacaktır.
KCK ve fikirdaşların siyasi, ideolojik ve felsefi tez, teori ve pratik çizgisini takip eden ve rojavada etkili güçler, hangi gruba mensup olursa olsun tekçi dinci egemenlik hedefleyen terörist örgütler ortadan kalktıktan sonra Amerika Birleşik Devletleri ve paydaşlarının doğrudan hedefleri durumunda olacaktır. Burada dünya insanlığının sahip olduğu evrensel temel değerler ile uyumlu, bütünleşik, çoğulcu demokrasi talep eden, bu değerlere bağlı olan Kürtler Amerika Birleşik Devletleri ve paydaşlarının siyasi, diplomatik, ekonomik ve askeri desteğini almaya devam edecektir.
Görünürde siyasi olarak iki farklı Kürt grubu coğrafyada etkili olmaya çalışıyor. Bir grup dünya insanlığının evrensel temel değerleri ve çoğulcu demokrasi ile uyumludur. Diğer bir grubu ise siyasi, ideolojik, felsefi, tez, teori ve pratikleri ile dünya insanlığının evrensel temel değerleri ve çoğulcu demokrasi ile çatışmaktadır. Güney Kürdistan bölgesinin etkin siyasi kurumları dünya insanlığının evrensel temel değerleri ve çoğulcu demokrasi ile uyumludur. Rojava Kürdistan bölgesinde etkili olmaya çalışan siyasi bir grup ise dünya insanlığının evrensel temel değerleri ve çoğulcu demokrasi ile imha temelinde savaş vermektedir.
Güney Kürdistan Amerika Birleşik Devletleri ve paydaşları ile güçlü siyasi desteğe sahiptir. Rojava Kürdistan'ı ise Amerika Birleşik Devletleri ve paydaşları ile sadece tekçi, dinci egemenlik hedefleyen terörist örgütlere karşı askeri ilişkilere sahiptir. Bölge devletleri Amerika Birleşik Devletlerinin bu tutumunu şiddetle eleştiriyorsa da Amerika'nın cevabı ''sadece ortak düşman tekçi, dinci terörist örgütlere İŞİD'e karşı kullanıyorum, herkesin de buna odaklanmasını istiyorum'' şeklindedir. Bunun diplomasideki karşılığı ''ben bunları kullanıyorum, işime yaradıkları sürece de kullanacağım, evrensel temel değerlere ve çoğulcu demokrasiye uyumlu duruma gelirler ise bu ilişkiler Güney Kürdistan bölgesiyle olduğu gibi kalıcı olacaktır'' şeklinde okunabilir. Şayet Rojava güçleri siyasi, ideolojik ve felsefi, tez, teori ve pratikleri radikalist hedeflerinde ısrar ederler ise onlara karşı Amerika Birleşik Devletleri ve paydaşlarının tutumu farklı ve acımasız olabilir.
Amerika Birleşik Devletleri ve paydaşları şayet bölge devletlerini tekçi, dinci egemenlik hedefleyen terörist grupların arkaplanından uzaklaştığına ikna olursa süreç oldukça farklı ve hızlı gelişecektir. Rojava'da Kürt halkı için tarihi imkanlar ve fırsatlar heba edilip yok olup gidecektir. Sosyal ve siyasal gelişmeler yakından takip edildiğinde bölge devletlerinin siyasi, ideolojik ve felsefi buna bağlı pratikleri ile yaptıkları tarihi hatalarının farkına vardığı adeta haykırıyor. Bu sürecin getirdiği sosyal ve siyasal olumsuzluklarının kendilerine yansımalarından kurtulmak için çırpındıkları görülüyor. Hatanın neresinden dönülürse karlı çıkacaklarını, kar edeceklerini biliyorlar. Amerika Birleşik Devletleri ve paydaşlarına yalvar, yakarmaların siyasi, ideolojik ve felsefi hatalarından dönüşün sinyalleri olarak okunabilir.
Kürtlerin rojava olsun tüm coğrafyaları üzerinde olsun özgürlüğünü ve hatta bağımsızlığını kazanması, dünya milletler ailesi içinde onurlu yerini alması önünde KCK ve paydaşlarının siyasi, ideolojik ve felsefi tez, teori ve pratik ütopyaları geriye tek engel olarak kalıyor. Dünyayı, dünyanın evrensel temel değerlerini, çoğulcu demokrasiyi, bölgedeki sosyal, siyasal gelişmeleri doğru okuyabilen herkes bu gerçeği görebilir. Kısaca KCK ve fikirdaş paydaşlarının Amerika Birleşik Devletleri ve paydaşları dünyanın evrensel temel değerleri ve çoğulcu demokrasi ile savaşı sadece Kürt halkına ve oldukça çok büyük kayıp ettirecektir. Hatta Kürtlerin rojavada zararlı çıkması, bunca emeklerinin boşa gitmesi ve kayıp etmelerinin tek nedeni bu siyasi, ideolojik ve felsefi teori ve pratik sapmalar olacaktır.
Kürt halkının Amerika ve dünya değerlerine karşı savaşmak gibi bir talebi, bir sorunu, bir hesabı ve bir hedefinin tarihin hiç bir döneminde olmamıştır ve bundan sonra da olmayacaktır. KCK'nin ortaya attığı, uğruna savaştığı dorunlar, hesaplar ve hedefler Kürt halkının talepleri değildir. Kürtler bu hesaplar, hedefler için payanda, dayanak olarak kullanılan mazlum ve mağdur bir halktır. Kürt halkının ülkesinde, coğrafyasında, vatanında evrensel temel değerlere dayalı çoğulcu demokratik bir sistemde dünyanın her milleti ve her halkı gibi özgür ve bağımsız yaşama talebi ve isteği vardır.
Bu siyasi ideolojik felsefi teorik ve pratik gelişmeler ışığında olaylara baktığımızda Kürt halkı ile dalga geçmenin, kafaya Almanın ve oyun oynamanın senaryosu sahneye konulmuştur.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.