HAKKARİ'MİZİ büyük bir aile olarak tarif ediyorum.
Birbirine akrabalık bağı ile bağlı büyük bir ailedir.
Hakkâri’miz zor bir süreçten geçiyor.
İdeolojik, sosyal, ekonomik rant ve çıkar toplumu çürütüyor. Medeni çağdaş dünyada siyaset halka daha iyi hizmet sunmak için yapılır. Hakkari'de siyaset ise sosyal, ekonomik ve ideolojik rant ve çıkar elde etmek için yapıldığı ayyuka çıkmıştır.
Kimisi dar radikal İdeolojik hesapları maske olarak kullanıyor. Kimisi iktidar gücünü maske olarak kullanıyor.
Toplum içten içe çürütülüyor.
Eğitim ve üretimden koparılmış gençler dar bir İdeolojik kalıbın içine hapsediliyor.
Öyle dar bir toplumsal zihniyet oluşturulmuş ki her gün aynı cümleler etrafında fırtınalar koparılıyor ve ilginç ki kimse farklı bir fikir ve düşünce üretmeye cesaret edemiyor.
Sonuçta medeni çağdaş dünyadan kopuk sosyo İdeolojik zihniyete mahkum edilmiş bir yapı oluşmuştur.
Toplumun küçük bir kısmı ekonomik rant siyaseti ile besleniyor.
Eğitimden, üretimden, evrensel temel değerlerden kopuk yoz ilişkiler toplumsal değerleri söküp atmaya devam ediyor.
İmkanı olan her aile Hakkâri’den kaçıyor ve çoğu metropollere savrulmuş durumdadır.
Sosyo kültürel ortamından koparılmış bu insanlar elindekini tüketince sorunların çok daha büyüyeceği olumsuz bir gelecek onları bekliyor.
Hakkâri kadim değerleri halkın çok azı Hakkari'de tutunmaya çalışıyor.
Onların da çevresi sosyo ekonomik ve dar radikal İdeolojik gruplarla kuşatılmıştır.
Kendini bilenlerin, ailesini ve geleceğini düşünenlerin tümü ilk fırsatta kenti terk etmeye eğimlidir.
Diğer taraftan Hakkari'nin statüsünün ilçe seviyesine düşürme çabaları devam ediyor.
Bu kadim kent ve halkımız bunları hâk etmiyor.
Yaşanan Sosyo ekonomik, sosyo kültürel, Sosyo siyasal, Sosyo psikolojik olumsuzlukların toplumsal yaşamın üstündeki olumsuz etkilerini yakından takip etmeye çalışıyorum.
Metropollere savrulmuş olanların durumları geride kalanların durumlarından daha fazla ağırlaşması, zorlaşması endişesi var, olabilir. Yerinde kalanların mevcut olumsuzluklara daha ne kadar dayanabileceği de meçhuldür.
Kimi aileler çocuğunun sağa sola aracı tefeci rantçılara borçlanması adı altında tüm varlığını kaptırdığı ve kayıp ettiği biliniyor.
Toplumda bir korku ve endişe hâkimdir. Toplumda can ve mal korkusu var, Toplumun üstüne çökmüş dar radikal İdeolojik zihniyetten ve o zihniyetin dayandığı karanlık güçlerden herkes sinmiş korku duvarların altında ezilmektedir.
Tüm sosyal ekonomik kültürel siyasal olumsuzlukları Hakkari'de bulunduğum süre içinde yakından gözlemledim.
Bir taraftan mevcut yönetime güven bunalımı, diğer taraftan dar radikal İdeolojik yapıların korkusu toplumu sarmalamıştır.
Toplum kendini ifade edemiyor, gerçek duygu ve düşüncelerini hiç kimse ile paylaşamıyor. Görünen toplum ile gerçek toplum birbirinden çok farklıdır.
Toplumsal hizmet akışı her geçen zamanda eksiye doğru gidiyor.
İçme ve kullanma suyu hayati bir konudur ve halen yetersiz aynı zamanda arıtılmadan evlere veriliyor. Maalesef her yağmurda içme suyu evlere çamurlu akıyor.
Kentin imarı tam bir facia durumudur.
Kentin çevre sorunu tam bir facia durumudur.
Kentin aş ve iş sorunu tam bir facia durumudur.
Geçmişte, 15 yıl Hakkari belediyesi, hizmet belediyeciliği yerine dar siyasi İdeolojik egemen belediyecilik yaptı. Toplumun ihtiyaç duyduğu hizmetler üretilmedi, sorunlara doğru dürüst hiçbir proje yapılmadı ve hayata geçirilmedi.
28.02.2015 tarihinden çözüm mutabakatı onaylanması ve kamuoyuna duyurulması tarihidir.
Karanlık güçler 17.03.2015 günü Demirtaş üstünden çözüm sürecini sabote eden, çöpe atan bir süreç başlattı.
Çözüm süreci mutabakat onayından sadece 17 gün sonra çözümün tek tarafı iktidara hiçbir gerekçe olmadığı halde Kürdler statükocu derin devletin dümen suyuna atıldılar.
Olumlu süreçler olumsuz hale getirildi.
Halkımızın gelecek umutları yok edildi.
Başkanlık sistemi iktidarın ırkçılıkla itham ettiği MHP ile koalisyona mahkûm edildi.
Bu sürecin siyasi zemini Demirtaş'ın çıkışı sağladı.
Aksi takdirde Kürd halkı kendisini ifade edeceği özgür bir geleceğe yürüyordu.
Demirtaş'ın olumsuz çıkışı her şeyin sonunu getirdi.
Bu olumsuz süreçler dar İdeolojik belediyeciliği de tasfiye etti ve bölgede kayyum belediyeciliği sürecini başlattı.
Olayları sorgulayıp alt alta koyma ve gerçekleri toplumsal bilince çıkartma sürecini başlatıyorum.
Mevcut dar radikal İdeolojik ütopik rejim modelci siyaset Kürd halkının evrensel değerler literatüründe yer alan haklı meşru ulusal statü talebini çözme hedefi yoktur. Kürdleri siyasi İdeolojik hesapları için kullanma hedefi vardır. Bu durum mazlum Kürd halkının mevcut sorunlarını daha da ağırlaştırıyor. Hatta içinden çıkılmaz hale getirme devam ediyor.
Özelde Hakkari'mizin halkımızın sosyal kültürel ekonomik siyasal çevresel sorunları ağırlaşıyor. Genelde Kürd halkımızın sosyal kültürel ekonomik siyasal çevresel sorunları ağırlaşıyor.
Tüm bu sorunlara doğru değerlere dayalı doğru çözüm projeleri üretmenin zamanı çoktan geldi geçiyor.
Öncelikle yanlış değerlere dayalı yanlış ezberleri çözeceğiz. Bu nedenlerle insanlığın ortak evrensel temel değerlerine dayalı bir bilincin oluşmasına öncülük edeceğiz. Yanlış değerler ve yanlış ezberler tasfiye olacaktır. Ancak gerçekleri, evrensel değerleri bilince çıkartacak ve ardından bilinçte yuvalanmış yanlış değerleri ve yanlış ezberleri oradan söküp atılacaktır.
Hevgirtina Colemergîyan NK.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.