Êzdi Kürtlerin olsun, Şengal'in, Xanesor'un, Sûnune'nin, Tüm Kürt halkının olsun özgürlüğünün teminatı tektir, o da bağımsız ulusal devletidir, bağımsız Kürdistan'dır.
Dünya üzerinde var olan ve tek geçerli model olan, 236 miletin, halkın ve toplumun da sahip olduğu, sahiplendiği, vaz geçemediği, vaz geçmeyeceği değerleri bağımsız ulusal devlet modelidir. Bu modele sahip olan ayrı ayrı tüm milletlerin, halkların ve toplumların can ve mal güvenliğini ve özgürlüklerini sağlayan ve koruyan bağımsız ulusal devlet modeli, kurumları ve kuramlarıdır.
Dünya üzerinde bu tek geçerli bağımsız ulusal devlet modeline sahip olamayan bütün milletlerin, halkların ve toplumların can ve mal güvenlikleri ve özgürlükleri yoktur ve insanlık tarihi boyunca da can, mal güvencesi ve özgürlükleri olmamıştır. Bugün de dünya üzerindeki milletler, halklar ve toplumlar açısından dünyanın en temel ve yalın gerçeği bu tespitlerde görüldüğü gibi bağımsız ulusal devlet modelidir.
Dünyanın bütün milletleri, halkları ve toplumları için bağımsız ulusal devlet modelinin başka bir alternatifi olmadığını ve bağımsız ulusal devlet modeline sahip herkesin can,mal ve özgürlüklerinin yegane güvencesinin de bu olduğunun farkında ve bilincindedir.
Ancak ve sadece günümüzde bağımsız ulusal devlete sahip olmayan, mazlum ve mağdur, sömürge haklara bile sahip olamayan Kürt halkının can ve mal güvencesi olmadığı ortadadır. Bağımsız ulusal devlet modeline sahip olmaması, ülkesi işgal altında olması, inkar ve imha siyasetine maruz kalmasından dolayı katliamlar, soykırımlar ve trajediler yaşamıştır ve yaşamaktadır.
Bu gerçeğe rağmen Kürt halkının adının arkasına saklanarak bağımsız ulusal devlet modelini kötüleyen, bağımsız ulusal devlet modeline karşı çıkan ve bağımsız ulusal devlet modeli karşısında savaşan sosyal, siyasal ve ideolojik örgütlere günümüz yakın tarihi ve halkımız tanıklık etmektedir. Dünyadaki her millete, her halka ve her topluma iyi ve doğru olan bağımsız ulusal devlet modeli Kürtler için kötüdür diyen bu tür örgüt ve paydaşları Kürt halkını bağımsız ulusal devlet modeline karşı çıkmaya ve savaştırmaya çalışmaktadır.
Bu çalışma ciddi sosyo-psikolojik tez ve teorilerle ve pratikteki zora dayalı gücüyle halkın özgürlüğünün devletsiz demokratik bir sistemde olduğunu iddia etmektedir ve bunu halka zorla dayatmaktadır. Bu tür örgüt ve paydaşları Kürt halkının içindeki en mazlum ve mağdur, sömürge haklara bile sahip olamayan toplumsal kesimlerinden olan Êzdi halkının özgürlüğünün teminatı ve güvencesi de kendileri olduğunu ileri sürmektedir.
Kürt halkı bu gibi örgütlerin sosyal, siyasal ve ideolojik tez ve teorilerini dünyamızın toplumsal gerçekleri etrafında ve doğru biçimde analiz etmeye muhtaçtır.
Dünyamızın bütün milletleri, halkları ve toplumları için yegane doğruları olan değerlere, yegane doğruları olan ulusal devlet modeline, ulusal devletli sisteme karşı çıkan, karşısında savaşan bu tür örgütler Êzdi Kürtlerin özgürlük ve güvenlik teminatı olabilir mi?
Bu tür sosyal, siyasal ve ideolojik örgütler sömürgeci devletlerin ''ulusal devlet modeline'' (ki katı, tekçi, ırkçı ulusal devlet modelleridir) karşı olmadıklarını, karşılarına çıkmayacaklarını, sömürgeci devletlerin ülke bütünlüğünün teminatı olduklarını her vesile ile ortaya koymakta, dile getirmekte ve bunda kararlı olduklarını belirtmektedir.
Dünya üzerinde bağımsız ulusal devlet modeline sahip olan milletler, halklar ve toplumlar olsun, bağımsız ulusal devlet modeline sahip olmayan milletler, halklar ve toplumlar olsun hiç biri bağımsız ulusal devlet modeline karşı değildir, karşı çıkmıyor ve karşısında savaş vermiyor.
Bağımsız ulusal devlet modeline karşı olan, karşı çıkan ve karşısında savaş veren sadece tek bir istisna vardır. O da Kürdistan coğrafyasında sosyal, siyasal ve ideolojik tez ve teorilerle ve insan canına kast eden bir zora, şiddete dayalı pratiği olan örgüt ve paydaşlarıdır.
Dünya üzerindeki mevcut herhangi bir halkın bağımsız ulusal devlet modeline, bağımsız geleceğine karşı olan, karşı çıkan, karşısında savaşan kişi, örgüt ve kurumlar o halkın imhasını hedefleyen en azılı düşmanları olarak görülmektedir.
Dünya üzerindeki her milletin, halkın ve toplumun adına kurulduğunu iddia eden yapı, örgüt ve kurumların kuruluşundaki sosyal, siyasal ve ideolojik değerlere göre toplumda karşılığı olur. Kuruluşunda oluşturduğu değerlere göre toplum içinde karşılık bulan böylesi yapılar süreç ile birlikte yenilemeye ihtiyaç duyabilir. Toplumsal yapıların süreçle birlikte kendilerini yenilemesi insanlık tarihi kadar eskidir ve ihtiyaçtır. Toplumsal yapıların kuruluş aşamasındaki değerleri uğruna verilen tüm fedakarlıklar o yapıya sayılır ve yapı o fedakarlıklar üzerinde büyür ve gelişir.
Ancak toplumsal yapılar kuruluşundan itibaren süreç ile birlikte kuruluş aşamasındaki değerlerin tam zıttı olan değerler doğrultusunda dönüşüm yaşamış ise bu durum geçmişindeki bütün fedakarlıklara büyük bir ihanettir.
Mazlum ve mağdur, sömürge haklara bile sahip olmayan bir halkın bağımsız ulusal devlet talebi doğrultusunda sosyalist bağımsız ulusal devlet iddiası ile oluşan toplumsal yapılar olabilir. Halk bağımsız ulusal devletim olsun varsın sosyalist olsun diyerek destek verebilir. Süreç ilerledikçe toplumsal oluşum demokratik bağımsız ulusal devlet diye değişim yaşayarak halkın desteğini devam ettirmesini sağlayabilir. Daha ilerki süreçlerde sömürgeci devlet içinde eşit ulusal haklara sahip konfederal, federal devlet modeline göre değişim yaşayabilir. Bünyesinde kuruluş aşamasındaki değerlere göre, sapma yaşamadan ileri, geri değişimler yaşayabilir. Halkın taleplerinden uzaklaşma yaşar veya sabit kalır.
Ancak kuruluş değerleri halkın talebine göre bağımsız ulusal devlet iddiası için ise süreç geçtikçe geriye doğru bütün değerlerde zıt değerlere göre dönüşüm yaşıyor ise bu halka ve tarihi süreç içindeki bütün fedakarlıklara büyük bir ihanettir. Şayet geride bıraktığı, terk ettiği değerler uğruna bütün fedakarlıkları dönüşümden sonra kullanmaya devam ediyor ise ihanetini halkı aldatarak sürdüreceği anlamındadır.
Bağımsız ulusal devlet hedefiyle kurulmuş toplumsal yapılar süreçle birlikte bağımsız ulusal devlet modelini ret eden, karşı çıkan ve karşısında savaşan değerlere göre dönüşmüş ise sömürgeci devletlerin planlarının en temel bir parçası anlamındadır.
Mazlum ve mağdur, sömürge haklara bile sahip olamayan bir halkın öncelikli talebi özgürlük ve bağımsızlıktır. Bu talepler günümüz evrensel temel değerlere göre ele alınır ve değerlendirilirse sırasıyla çoğulcu demokrasi, özerk, federal, konfederal ve bağımsız ulusal devlet şeklinde bir süreç talep edebilir. Evrensel temel değerlere göre makul ve kabul edilebilir değerlerdir. Böylesi bir halkın bağrından çıkmış toplumsal yapıları bu değerleri zora dayalı araçlarla ret ediyor ise o halkın bağrına saplanmış kirli, paslı ihanet hançeridir.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.