Suriye baas rejimine karşı yıkıcı bir savaş veren radikal dinci ve ırkçı örgütlerin lojistik destekçisi devletlerin arasında Türkiye ve Katar devletleri başı çekiyordu.Bir yandan rejime muhalif dinci irkci örgüt güçlerine binlerce tır dolusu lojistik destek, diğer yandan eğit Donat ve savaş cephesine yolla projesi işletiliyordu.
Türkiye ve Katar'ın hedefi Suriye ırkçı baas rejimini yıkarak yerine tekçi dinci ve ırkçı bir rejim hedefleri olan muhaliflerin iktidara gelmesine ortam hazırlamaktır.
Türkiye seküler ırkçı baas rejimine karşı dolaylı ve yıkıcı bir savaşın gelişmesine birçok yönden ev sahipliği yapmaktadır.
Suriye ırkçı baas rejimi tekçi dinci ve ırkçı silahlı örgütler karşısında günlerinin sayılı olduğu ve adeta can çeliştiği bir dönem yaşamıştı. Tam da bu noktada İran'ın Şii siyasi ideolojik ırkçı yayılmacı rejimi devreye girmişti. İran Suriye coğrafyasında Sünni mezhepçi ve tekçi dinci bir iktidar istememektedir. Böylesi bir rejimin kendi siyasi, ideolojik ve askeri alanları daraltacağını ve genel bölgesel çıkarlarına ters olacağını düşünmektedir.
Rusya Suriye rejiminin yıkılmasını kendisine indirilmiş bir darbe olarak görmektedir. Rusya'nın Suriye rejimi ile bağlantısı Suriye coğrafyasındaki kara, deniz ve hava güçlerine ait ve tüm bölgeye hitap eden askeri üsleridir.
İran bölgedeki siyasi, ideolojik, askeri tüm güçlerini ırkçı baas rejimini ayakta tutmak üzere seferber etmiştir. Rusya hava ve kara gücü ile elinden geldiğince Suriye ırkçı baas rejimini ayakta tutmak için destek sağlamaktadır.
Batı Kürdistan halkı savaşın ilk başlarında bölgesel dengeleri doğru çözümlemeden ve siyasi ideolojik politik diplomatik askeri ilişkileri doğru gözetmeden büyük bir boşluk yaşamıştı. Sahada Suriye baas tejimi, İran ve Rusya'nın ortak düşmanları tekçi dinci ve ırkçı örgütlere karşı amansız bir savaşın içine çekilmiştir. Dünyanın siyasi ideolojik ve askeri dengeleri göz önünde bulundurulmadan Kürt halkını üçüncü yol denilen ütopik bir belirsizliğin içine sokmuştur.
Böylece dolaylı biçimde İran, Rusya ve ırkçı baas rejimine destek olmuştur.
Amerika, Avrupa Birliği ve uluslararası koalisyon Suriye ırkçı baas rejimini yıkmak üzere bu savaşta Türkiye, Ürdün üzerinden dolaylı ancak ciddi destekler sağlıyordu.
Rusya Suriye ırkçı baas rejimini ayakta tutmak üzere çok büyük çaba içine girmektedir. Ancak siyasi, politik, diplomatik ve askeri tüm alanlardaki hamlelerine rağmen Ortadoğu politikası yolun sonuna gelmiş görünüyor.
Rusya Türkiye'yi Amerika, Avrupa Birliği uluslararası koalisyon ile karşı karşıya getirme hesapları yaparken evdeki bulgurdan olacaktır. Türkiye'yi Amerika, Avrupa Birliği uluslararası koalisyon güçlerinin sahadaki Kürt partnerler ile çatışma ortamını oluşturan Rusya politikasıdır. Rusya bu politikasında çok büyük beklentiler içindedir. Rusya'nın hesaplarına göre Türkiye Amerika ile çatışmaya girecektir. Rusya'nın hesaplarına göre şayet Türkiye Kuzey Suriye için Amerika ile çatışmaya girmezse bu sefer kendileri Efrin bölgesi hava sahasını Türkiye'ye kapatacak ve Kürt güçlerine ciddi destekler sağlayacaktır. Yani Rusya'nın hesaplarına göre Türkiye bir oldu bitti ve mecbur edilerek Amerika Avrupa Birliği uluslararası koalisyon güçleri ile çatışma içine çekilmesidir.
Ancak Rusya'nın hesaba katmadığı şey Türkiye'nin Ortadoğu politikasında hiç bir koşulda Amerika, Avrupa Birliği ve uluslararası koalisyon güçleri ile karşı karşıya gelmeyecektir. Türkiye NATO üyeliği, Amerika ve Avrupa Birliği ile siyasi, ekonomik, sosyal ve askeri hayati ilişkileri bu sürece yön verecektir. Türkiye'de iktidarın tekçi dinci siyasi ideolojik yapıya sahip olması sonuç üzerinde etkili olmayacaktır. Türkiye'de farklı çevrelerin rejim ile ilgili farklı beklentileri ve rejimi dönüştürme hesapları kamuoyunda karşılığı yoktur.
Amerika, Avrupa Birliği ve uluslararası koalisyon güçleri Rusya, İran ve Suriye rejimi dahil terörist örgüt ilan ettikleri yapıları da bölgeden tasfiye edecektir. Türkiye ve Kürt halkının meşru temsilcileri arasında çözüm konusunda kapsamlı bir proje için uluslararası güçlerin çabaları olumlu sonuçlanabilir. Amerika Avrupa Birliği ve uluslararası koalisyon güçler böylece bölgenin en karmaşık sorununa çözüm üretmek için doğru hamlelerle kalıcı bir barış sağlanabilir.
Rusya'nın Ortadoğu bölge devletlerini, halklarını ve toplumlarını birbirine kırdırmak üzere geliştirmeye çalıştığı hainlik, fitnecilik, karıştırıcılık ve çatışmacı politikası ters tepebilir. Sonuç olarak Suriye ırkçı baas rejimi ile birlikte Rusya ve iran Ortadoğu bölgesinden uzaklaştırılacaktır.
Kürt halkı adı arkasına gizlenmiş ve uluslararası güçlerin terörist ilan ettiği marksist örgütler de Rusya, İran ve Suriye ırkçı baas rejimi gibi bölgeden tasfiye edilecekler arasındadır.
Bu süreci olumsuzlaştırarak engelleme hedefi bulunan Rusya, İran, ırkçı baas rejimi ve uluslararası güçlerin terörist ilan ettiği örgütlerin provakasyonları aralıksız sürmektedir. Özellikle Kürdistan'ın dört parçasında Kürt halkının meşru hak ve kazanımlarına yönelik halkta kışkırtma, karışıklık, kriz ve kaos gibi bölgenin sömürgeci devletlerine hizmet eden siyasi, ideolojik, askeri ve politika faaliyetlere hız verilecek, aralıksız sürdürülecektir.
Rusya Türkiye'yi nasıl ki Amerika Avrupa Birliği uluslararası güçler ile çatıştırma siyasetine bel bağlamışsa, bölgenin sömürgeci devletleri de uluslararası güçlerin terörist ilan ettiği örgütlerin provakasyonları üzerinden Kürt halkının meşru taleplerini, meşru kurumlarını terörize etmeyi hedefleyerek halkın iradesini kırmak amacıyla saldırmak üzere ellerine bahane verilmesini beklemektedir.
Bölgesel devletlerin bu yöndeki kirli siyasetleri kuzey Kürdistan halkının meşru hak ve taleplerini, meşru kurumlarını büyük ölçüde terörize etmeyi başarmıştır. Batı Kürdistan halkını, meşru hak ve taleplerini, meşru kurumlarını büyük ölçüde terörize etmiştir.
Şimdi sırada güney Kürdistan bölgesi vardır ve halkın meşru hak ve taleplerini, meşru kurumlarını terörize etmeye yönelik kapsamlı operasyonlar çekilmektedir.
Irak rejiminin güney Kürdistan kurumları üzerindeki siyasi, ideolojik, politik, diplomatik, ekonomik ve askeri hukuksuz baskıları bu sürecin bir parçası biçiminde devam etmektedir. Irak'ın bu yaptırımları güney Kürdistan halkını ve kurumlarını her yönden olumsuz etkilemektedir.
Kamu çalışanlarına maaş ödemesi Irak iktidarının sorumluluğu altında ve yerine getirmesi gerekirken tersi bir pozisyon almıştır. Irak rejiminin temel amacı güney Kürdistan halkını ekonomik ambargo altında sıkıştırmak, provakatör örgütlerle kaos ve krizlere sürüklemektir.
Böylece kaos ve kriz çıkaracak olan ve provakasyon için bekleyen provakatör yapılar bu hesap ve uygulamalar için güney Kürdistan kurumları ile halkını karşı karşıya getirmeye çalışmaktadır.
Bu durumda Amerika, Avrupa Birliği uluslararası koalisyon güçlerin terörist örgüt ilan ettiği yapıların güney Kürdistan meşru yönetim ve meşru kurumlarını siyasi, ideolojik ve askeri kirli hesaplar doğrultusunda Kürdistan halkını ve kurumlarını karşı karşıya getirmektedir. Olumsuzlaştırma, ajitasyona ve provakasyonlara yönelik faaleyetler yoğunluk kazanmaktadır.
Güney Kürdistan üzerinde Irak rejiminin hukuksuz askeri, siyasi, politik, diplomatik ve ekonomik baskıları sürerken uluslararası güçlerin terörist örgüt ilan ettiği yapıların da bölgede kriz çıkarma, kaos ortamı yaratma faaliyetleri tüm hızı ile sürmektedir.
Irak, İran, Suriye, Türkiye gibi bölgenin sömürgeci Devletlerinin kendi aralarında savaş hali dahil her türlü sorunlarını konu Kürt halkı olunca bir tarafa bırakarak Kürt halkına karşı ortak bir politikada birleşmektedir. Suriye coğrafyasında Kürt halkına karşı bölgenin sömürgeci devletleri kendi aralarında kapsamlı ittifaklar yapmaktadır. Bu ittifaklara zemin oluşturan bahaneler hep aynı olmuştur. Teröre karşı ortak mücadele bahane ve gerekçesi arkasına gizlenerek Kürt halkının meşru haklarına ve meşru kurumlarına operasyonlar yapılmaktadır.
Bu süreçler Kürdistan'ın dört parçasında artık kısır döngüye dönüşmüştür. Konu terörist örgütlerle mücadele olunca Kürt halkının iç ve dış tüm dostları eki bağlı kalmaktadır. Kirli hendek siyasetinde bu durumlar yaşandı, Planlı Efrin siyasetinde bu durumlar maalesef yaşandı, sıra güney Kürdistan bölgesine gelmiş bulunmaktadır.
Kürt halkının sürmekte olan kirli oyunlara, entrikalara karşı duyarlı olma gibi büyük bir sorumluluğu vardır. Herşeyden önce Kürt halkının meşru hak taleplerini arkasına alan kişi, grup ve örgütlerin Amerika, Avrupa Birliği uluslararası güçlerin terörist örgüt damgasndan arınması zorunludur. Amerika Avrupa Birliği uluslararası güçlerin Terörist örgüt damgasndan arınmaya, kurulmayan kişi, grup ve yapıların Kürt halkının meşru hak taleplerinin arkasına gizlenmesi sona ermelidir.
En önemlisi Kürt halkının ulusal talepleri arasında yer almayan, olmayan siyasi ideolojik hesapların Kürt halkının talepleri gibi gösterilmesine son verilmelidir. Dikkat edilirse Kürt halkının Marksist ekonomi politiği felsefesi teorisine dayalı bir talebi bulunmuyor. Dikkat edilirse Kürt halkının Ulus devlet modelini ret etmek gibi bir talebi bulunmuyor. Bu iki hedefi Kürt halkının talepleri gibi dayatılıyor olması maksatlı ve planlıdır. Bu planların arkasındaki esas amaç dünyamızın genel geçerli değerleri ile Kürt halkını karşı karşıya getirmektir.
Kürt halkı açısından fazla karışık bir süreç değilse de oldukça hain bir süreç işletilmektedir. Kürt halkı üzerinde oynanmakta olan oyunlar çok fazladır. Dünyanın egemen güçleri, Amerika Avrupa Birliği uluslararası güçler Ortadoğu'da bağımsız Kürdistan'ın bölgenin olduğu gibi kendilerinin de genel çıkarlarına uygun buluyor. Amerika Avrupa Birliği uluslararası güçler bu konuda siyasi kadrolarına düzen çekiyor. Bu durumu gören bölgenin sömürgeci devletleri ve Rusya ise bağımsız ulusal devlet olgusuna kimi Kürt örgütlerini karşı çıkarmaya sevk ediyor. Bu doğrultuda siyasi, ideolojik ve sosyo psikolojik hazırlık 1990'lı yıllarda başlatılmış ve teorik süreç tamamlanmıştır. Bu sürecin pratiği güney Kürdistan üzerinde uygulanmaktadır. Bu sürecin pratiği batı Kürdistan üzerinde uygulanmaktadır.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.