Sandık başına gidip oy kullanacak olan Kürtler \'\'kendime oy kullanacağım\'\' diyerek gururla tercihini ortaya koyuyordu.
Kendime dediği, inandığı düşünce dünyası ile tercih ettiği siyasi partinin düşünce dünyası, sosyal ve siyasal hedeflerin çok ayrı dünyalar olduğunu bilemiyordu. Yıllarca özgürlük ve bağımsızlık uğruna mücadele yürütülmüş, yüreğinde, aklında ve hedefinde bu değerler kalmıştı.
Halbuki onun inandığı o değerler çoktan çöpe atılmıştı, ayaklar altına alınmıştı. Artık kendisinin, değerlerinin, ulusal temel hakları ve temel hukuku o siyasi partinin savunduğu değerler arasında hiç bulunmuyordu.
Anılan siyasi parti yeni bir perspektif, yeni bir paradigma hedefliyordu. Özet olarak sömürgeci sistem içinde entegrasyon, mevcut dünya düzenine alternatif, hiç bir zaman gerçekleşemeyecek, yaşam bulamayacak ütopik paradigma hedefleniyordu.
Öncelikle kendisini değil, öncelikle dünyayı kurtarma hedefleri için mücadele perspektifi ortaya konuluyordu.
Yani anlayacağınız hayalin de ötesinde Donkişot rolü üstlenmiş yel değirmenlerine karşı kılıç kuşanılıyor ve habire kılıç sallıyordu. Amerika\'yı, Avrupa\'yı, dünyanın egemen sistemini değiştirme hedefleniyordu.
Artık Kürtler, sadece Kürtler bu dünyayı ve insanlığı emperyalizmden, vahşi kapitalist sistemden kurtaracak, dünya sistemini değiştirecek, komünalist ve demokratik ulus paradigması kuracaktı.
Kürtlerin dünyayı ve insanlığı kurtarması çok güzel de Kürtleri kim kurtaracaktı, o çok merak ediliyor.
Haydi Rojava Kürdistan\'ında düşman ilan ettiği Amerika büyük bir destekle sömürgecilerin taşeronu İŞİD tarafından halkımızın imha edilmesini önleyebildi. İlerde ne olacak, gelecekte düşman ilan ettiği Amerika ve Avrupa bu desteği devam edecek mi?
Amerika\'nın son Türkiye ile ortaklaşması ne anlama geliyor ve gelişmeler neler getirecek, neler götürecek?
Türkler ulus devletinden vaz geçecek mi, Araplar, Farslar ulus devletlerinden vaz geçecek mi?
Türkler, Araplar ve Farsların ulus devletlerinden vaz geçmeyecekleri çok açık, bu uluslar nasıl ikna edilecek, ikna olamayacakları açık olan bu uluslara rağmen demokratik ulus nasıl inşa edilecek, yoksa yel değirmenlerine kılıç sallamaya devam edilerek Kürtlerin bıkması, usanması, bitkin düşmesi ve yenilmesi mi hedefleniyor?
Ulusal, özgürlük ve bağımsızlık hedefleyenler niçin düşman kategorisine sokuluyor?
Ulusal değerlere bağlı, mevcut dünya sistemi içinde, onunla uyumlu bir sistem hedefleyenlere karşı yalana dayalı büyük dezenformasyonun hedefi ve amacı nedir, neler vardır, neler hesaplanıyor?
Evrensel değerlere dayalı demokratik sistem içinde halkın temel hak ve hukuk arayışı imkanları bulunuyor mu?
Meşru zeminde doğru hedeflerle halkımızın geleceği güvence altına alınması mücadelesi imkanları ve olanakları bulunmuyor mu?
Dünya egemen güçleriyle uyumlu olunmadıkça bir arpa kazanım elde edilemeyeceği çok açıkken, dünyanın egemen güçlerine karşı düşmanlık hedefleyen bir çizgiye halkı sürüklemenin gerçek nedeni kasıtlı olarak imhası olabilir mi?
Dünyanın mevcut sistemini değiştirmeyi hedeflemek, sürekli çatışma ve savaş hedeflemekle eş anlamlıdır. Dünyanın mevcut sistemi kendiliğinden değişmeyeceği, dönüşmeyeceği ortada, o halde bunu hedefleyenler sürekli çatışmayı hedefliyordur.
Böyle bir kısır döngü Kürtlerin önüne konulması halkın tümünün imhası ile eş anlamlıdır. Dünyanın egemen güçlerin hem ekonomik sistemi hem de siyasi sistemi evrensel değerlere dayalıdır. Dünya egemen sistemi birçok ülkenin çelişik durumlarına rağmen genel olarak giderek sosyal denge sistemine doğru ilerliyor.
Avrupa Birliği sisteminde işsizlere belli bir yaşam ihtiyaç ücreti ödenir ve giderek kapsama alanı genişliyor. Türkiye gibi birçok az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde bile işsiz kalanlara belli bir destek ücreti ödenmektedir. Giderek yaygınlık kazanan, kapsama alanı genişleyen sosyal denge sistemi mükemmel olmazsa bile genel geçerli halkın da kabul ettiği, desteklediği bir sistem olmuştur.
Kürtler dünyanın bu egemen sistemine karşı düşmanlaştırma operasyonu ile karşı karşıyadır. Kuzey ve Batı Kürdistan halkının önüne dünyaya komünal ekonomik sistem ve demokratik ulus sistemi inşası için mücadele hedefi konulmuştur.
Bu sürekli çatışma, sürekli savaştırma hedefi ile eş anlamlıdır. Kürtlerin kendi coğrafyası, ülkesi, vatanında sömürge gerçekliği böylece unutturulması hedeflendiği hesapları olabilir. Kürtlerin uluslar arası sömürge durumunun unutturulması, dünya egemen güçleriyle sürekli çatıştırma hedeflenmesi Kürt halkının menfaatine bir durum değildir, olamaz.
Yakın tarih boyunca büyük acılar, kayıplar, göçertmeler, trajediler yaşatılan Kürt halkının hem sömürgeci devletlerle hem de dünya egemen güçleriyle çatıştırma hedeflenmesi halkın geleceğini ciddi biçimde yıkıma sürükleyebilir.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.