KCK Yöneticisi Mustafa Karasu'nun 19.04.2017 tarihli Yeni Özgür Politika gazetesinde yazdığı yazısından aşağıdaki A-B-C-D paragrafları alıntılanarak kısaca KCK ve paydaşlarının temel siyasi, ideolojik ve felsefi hedefleri bu şıklarda görüldüğü gibi özetlenmiştir. KCK'li Mustafa Karasu'nun siyasi, ideolojik ve felsefi hedefler olarak belirttiği dört ana konunun sosyo-psikolojik ve sosyal mühendislik amaçlı bütün olasılıklar dahil etraflıca ve bütün boyutları ile irdelenmesi gerekir. Karasu'nun yazısında geçen konularla ne demek istediğine ve bunları neye dayandırdığına bakılmalı ve ardından dünya insanlığının sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel ve felsefi genel kabul görmüş ve genel geçerli temel gerçeklikleri göz önüne alınarak KCK'nin amaçları ve hedefleri çözümlenebilir;
Dünya insanlığının temel ortak değeri olan aileyi yok etme hedefi
KCK; A- ''Bir daha vurgulayalım, artık devletsiz, patronsuz, ağasız, “karısız”, “kocasız” bir dünyayı düşünmenin zamanıdır. Devletsiz yönetim, patronsuz, ağasız bir ekonomik yaşam, ‘’karısız’’, ‘’kocasız’’ özgür eş yaşam gerçekleştirilebilir. Artık egemenlerin bu konuda yarattıkları ideolojik egemenlikleri yıkmak, özgür düşünmek, bu temelde neolitik toplumdan bugüne var olan demokratik uygarlığı demokratik topluma dayandırarak yeniden güncelleştirmenin zamanıdır.''
KCK yöneticisi Mustafa Karasu'nun son yazısına konu edilen toplumun ''karısız ve kocasız, özgür eş'' iddiası siyasi, ideolojik ve felsefi derin bir hedefe yönelik mücadele perspektifi, dünya insanlık tarihinde yer almamış, yer almayan ve mevcut koşullara, değerlere bakıldığında bundan sonra da asla yer almayacak bir perspektif ve olgudur. Ortaya konulan bu tez, teori ve ideoloji Kürt halkının varlığının yegane gerekçesi olan aile yapısını ortadan kaldırmaya ve imhaya yönelik kapsamlı bir proje olabilir.
Günümüz dünyası ve insanlığın sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik, felsefi ve ekolojik genel geçerli değerlerinin bir kısmını kısaca ve özetle ele alıp değerlendirilir ise bunlar;
1- Aile yapısı ve değerleri; Dünyamız insanlığının tamamı, kadın egemen toplumlarda olsun erkek egemen toplumlarda olsun, Pekin'den Paris'e tüm kentsel yaşamlarda, Hristiyanlıktan İslam'a tüm dinsel yaşamlarda, kırsal ve kentsel yaşamın tamamında ve bütün inançlarda aile olgusu, anne, baba ve çocuklar, toplumu oluşturan en önemli değerdir ve toplumun yapıtaşıdır. Dünyadaki bütün farklı kültürlerde, farklı inançlarda, farklı siyasi ve ideolojik yapılarda, tüm felsefi yapılarada Ailenin yeri özeldir. Bunu oluşturan farklı kültürel gelenekler, örf ve adetler olmasına rağmen erkek ve kadının evliliği, evliliğin kutsallığı, ailenin özelliği ve mahremiyeti bütün insanlığın ortak özelliği ve değeridir.
2- Ekonomik ve sınıfsal değerler; Günümüz insanlığının tamamı ekonomide sanayi, teknoloji ve tarımsal üretimlerin tümüde eşit rekabet ve serbest piyasa koşullarında ticaretle mal ve hizmetler değerini buluyor, mal ve hizmete dönüşüyor. Sınıflı toplum insanlık tarihi kadar eskidir ve günümüze kadar varlığını aksatmadan sürdürmüştür. Günümüzde sınıflı toplumun tüm katmanları yasalar önünde eşitliği sağlanarak ve koruyarak toplumsal dengeye anlam kazandırılıyor.
Günümüz insanlığının tümünde sanayide, teknolojide, tarımda ekonomik değer üretimi sağlayan işgücü genel olarak sendikal örgütlülüğe sahiptir. Üretim araçlarını elinde tutan işveren örgütleri ve üretimi sağlayan işgücüne dayalı işçi örgütleri üretim, emek ve artıdeğer paylaşımında bir denge işlevi, misyonu görüyor. Bu işleyişin hakemlik durumu ve çerçevesi genel olarak yasalarla belirlenmiş, hak ve hukuk önünde eşitlik sağlanmıştır. Bütün dünya insanlığı genel olarak mevcut sistemi işletiyor, mevcut sisteme bağlıdır, daha iyi ve daha adaletli işlemesi uğruna bunun mücadelesini de veriyor.
3- Ulus devlet modeli; Dünyamız insanlığının tamamı ve tarih boyunca bağımsız ulus devletlerine sahip olma mücadelesi vermiştir. Günümüz dünyasında halkların tamamı, bütün insanlık bugün de bağımsız ulus devletlerin sahibidir. Bağımsız ulus devlet modeli egemen bir dünyada yaşıyoruz. Genel olarak tarih boyunca ulusal dil, kültür, örf ve adetlerin üzerinde şekilendiği ve oluştuğu coğrafyalar ulusun yurdu, vatanı olmuş, vatanında bağımsız ulus devlet sahibi olanlar ancak varlığını koruyabilmiş ve sürdürebilmiştir. Bağımsız ulus devlet modeli sahibi olamayan halklar, ulusal güvenliğini sağlayamadığı için genel olarak yok edilmiş veya yok edilmesi planlanmaktadır.
4- Çoğulcu demokrasi; Dünyamız insanlığı 1800'lü yıllarda bir çeşit demokrasi ile tanışmış ve günümüze kadar değişik evrelerden geçerek evrenselleşerek temel nitelik ve çoğulcu bir değer kazanmıştır. Günümüzde ''evrensel temel değerlere ve çoğulculuğa dayanması'' demokrasinin özünü oluşturuyor. Bunun açılımını yaparsak; 1- Farklı inançlar, 2- Farklı sınıflar, 3- Farklı siyasi ve sosyal düşünceler, 4- Farklı Kültürlerin yasalar önünde eşit olduğu sisteme ''evrensel temel değerlere dayalı çoğulcu demokrasi denir. Günümüz gerçek demokrasinin özü bu tamına giren sistemdir. Toplumu oluşturan bütün farklılıklar örgütlenme, temsilde adalet, kaynaklardan eşit pay alma imkanına sahiptir.
Bu tanımın dışında kalan ve adını demokratik diye adlandıran bütün sistemler, tezler, teoriler demokrasinin ismi arkasına gizlenmiş, demokrasiyi kullanmayı hedefleyen sahte ve yanlış sistemlerdir.
Günümüz sınıflı dünyasında sınıfsız toplum hedefleme,
KCK, B- ''Sınıflı, sömürülü, devletli sistemin son temsilcisi olan kapitalist modernite şahsında tüm sınıflı, sömürücü, devletçi sistemin çıkmazı söz konusudur. Sömürücü sistem zaten bin yıllardır toplum üzerinde ağır bir baskı oluşturduğu gibi, toplumsal sorunları ağırlaştırmış, katbekat katmerleştirmiştir. Bugün kapitalist modernite en fazla da toplumsal sorunları ağırlaştırdığı için bir çözümsüzlük ve çıkmaz içindedir. Önder Apo’nun kuramında ise sorunları esas olarak toplumu güç yaparak çözme bulunduğundan, demokratik modernite kuramı tek doğru çözüm olarak alternatif haline gelmiştir.''
Günümüz çoğulcu demokrasi egemen dünyada tekçi siyasi ve ideolojik toplum hedefleme,
KCK, C- ''Kuşkusuz ekonomi önemlidir. Ancak çağın modernitesi ekonomik, toplumsal ve kültürel olarak bütünlüklü kendini hakim kılabilir. Bunun için de ideolojik hakimiyeti yaratmak önemlidir. Bu yaratılmadan bütünlüklü bir modernite ve yaşam sistemi oluşturmak mümkün değildir. Modernitenin ruhu ve harcı olmak, ideolojik ve kültürel etkinlikle mümkündür.''
Günümüz ulus devlet modeli egemen dünyada ulus devlet modelini ret etme hedefi,
KCK, D- ''Devlet karakteri ne olursa olsun toplumu dağıtır, parçalar. Bürokrasi öne çıkar. İş bölümleri bile bir üstünlük ve sömürünün etkeni haline gelir. Bu açıdan devlete karşı çıkmadan toplumculuk, yani sosyalistlik yapılamaz. Demokratik modernite kesinlikle devlete alternatif demokratik konfederalizmi esas almak zorundadır. Demokratik konfederalizm baskıyı da, sömürüyü de, endüstriyalizmi de, cinsiyetçiliği de ortadan kaldıracak demokratik toplumcu sistemdir. Halkın kendi kendini yönetme sistemidir. Gerçek demokrasidir. Sosyalizm de ancak böyle bir demokratik toplum ve demokratik konfederal sistemle gerçekleşir. Kapitalizm de ancak böyle ortadan kaldırılabilir. Demokratik komünal ekonomi, demokratik toplumla; demokratik toplum da ancak komünalizmle var olabilir. Bu yönüyle gerçek demokrasiyle sosyalizm özdeştir. Klasik sosyalizm literatüründe ifade edildiği gibi demokrasi bir devlet biçimi değildir; devletin alternatifidir. Devlet demokrasiyle aşılacaktır. Bunun da en iyi modeli demokratik topluma dayalı demokratik konfederalizmdir.''
KCK'li Mustafa Karasu Dünya insanlığının asla vaz geçmediği ve vaz geçmeyeceği 1- ulusal devlet modelini ret ediyor, karşısında savaş verilmesini dayatıyor, 2- sosyal sınıfları ret ediyor, tek sınıf egemenliği uğruna savaş verilmesini dayatıyor, 3- Aile yapısını ret ediyor, karısız ve kocasız özgür eşli bir toplumu zorla dayatıyor, 4- Tekçi siyasi, ideolojik hakimiyeti zorla dayatıyor. Bu siyasi, ideolojik ve felsefi hedefleri de Apo'nun ''Demokratik modernite'' tezi ve teorisine dayandırıyor. Demokratik modernite tezi ve teorisi sayesinde insanlığı kurtaracak yegane güç olarak mazlum, mağdur bir halk olan ve sömürge haklara bile sahip olamayan Kürt halkını kullanmayı hedefliyor ve amaçlıyor.
Başa dönülürse; İnsanlığın tarihi boyunca ve günümüzde vaz geçemediği temel değerler vardır. Bu temel değerler; 1- Aile kurumudur, Anne, Baba ve Çocukları, insanlık tarihi boyunca ve günümüz insanlığı için aile değeri her şeyin üstünde, herşeyin önündedir. 2- İnsanlık tarihi boyunca ve günümüzde asla vaz geçemediği, vaz geçmeyeceği bağımsız ulusal devlet modeli kurumudur. 3- İnsanlık tarihi kadar eski sosyal sınıflı toplumsal yapıdır. 4- Yakın tarihin insanlığın asla vaz geçemeyeceği ''Çoğulcu demokratik modeldir'' Bu her dört husustan ilk üçü insanlık tarihi kadar eskidir ve tarihin Hiçbir döneminde insanlık bu değerleri tartışma konusu yaptırmamış, vaz geçmemiş ve günümüzde de en önemi ve hassasiyeti yüksek, insanlık için vaz geçilmez değerlerdir.
Meselenin esası ve özü Kürt halkı ile ilgili kısmıdır, o da şudur; Dünyayı kurtaracak siyasi, ideolojik ve felsefi tezler, teoriler tarih boyunca yazılmış, pratiğe geçirmek üzere büyük savaşlar da verilmiştir. Dünya tarihinde 7. yüzyıldan başlamak üzere cihad ve gaza kavramları ile din savaşları patlak vermiş, yaşanmış ve 14. yüzyıla kadar yıkıcı ve yakıcı biçimde sürmüştür.
19. yüzyıldan itibaren de dünya genelinde sosyal sınıf savaşları başlamış ve 19 yüz yılın sonlarına dek devam etmiştir. 18. Yüzyıldan başlamak üzere 19. yüzyılın ortalarına kadar tek ırk ideolojisi egemenliği için savaşlar verilmiştir. Bunların tümü faşist, sapkın, çağdışı siyasi, ideolojik ve felsefi tez, teorilere dayalı hedefler olarak insanlık tarihinde yaşanmış ardından da insanlığın çöplüğünde yerini almıştır.
KCK'li Mustafa Karasu'nun siyasi, ideolojik ve felsefi olarak ortaya koyduğu hedeflerden ''karısız ve kocasız özgür eş'', ''ulus devlet modelini ret etmek ve karşısında savaşmak'' gibi bir dünya hedefi, insanlık için bir ilktir ve tarih boyunca da insanlığın buna benzer, böylesi sapkınca ve radikal siyasi, ideolojik ve felsefi bir hedefi ve böylesi bir sosyal ilişki için hiç bir mücadelesi olmamıştır.
İnsanlık tarih boyunca tekçi sosyal sınıf egemenliği, tekçi dinci egemenlik, tekçi siyasi düşünce egemenliği ve tekçi ırk egemenliği için verdiği mücadeleler olmuştur ancak bunların tümü fiyaskoyla sonuçlanmış ve ardından iflas etmiştir.
Kürt halkının sahip olduğu en önemli sosyal değerlerinin içinde aile, aşiret, anne, baba ve çocuklar çok özel bir yere sahiptir. Bu değerler Kürt halkının yakın tarih boyunca sömürgecilerin yaşattığı inkar, imha ve yok etme siyasi, politik ve pratik baskılar altında varlığını koruyan ve güne ulaştıran en önemli değeridir.
Kürt halkı inançsal, sosyal, siyasal bir çok nedene dayalı olarak yakın tarihte ulus devlet sahibi olmamışsa da ancak halk olarak ulusal bağımsızlık her bireyinin yüreğinde taşıdığı, talep ettiği bir değerdir. Bu değeri toplumun yüreğinden, aklından söküp almak ve imha ettirmenin yegane tezi, teorisi ulus devleti siyasi ve ideolojik olarak düşmanlaştırmaktır. Ulus devlet modelini mazlum, mağdur ve ülkesi parçalanmış, paylaşılmış sömürge bir halka siyasi, ideolojik bir hedef olarak ret ettirmek, ulus devlet modeline karşı düşmanlaştırmak o halkın tarihten silinmesini hedeflemekle eş anlamlıdır.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.