Fatih Sultan Mehmet için "ecdadım" diyenler, babasını öldürüp, Osmanlı İmparatorluğu’nun başına geçen İmparator oğlu Beyazıt de ecdad olmuyor mu?
Osmanlı'da imparatorlar, neden baba, amca, kardeş katili olmak bu kadar yaygın?
Ve neden 700 -800 yıl sürmüş bu imparatorlar "ecdad" diye kutsanır?
Ama tarihin bu yönü es geçiliyor...
2. Abdülhamid de İmparator amcası Abdulaziz'in kollarını kestirerek kan kaybından ölüme gönderir. Abdülaziz'in yerine geçen Abdülhamid'in abisi İmparator Murad ise "Hastadır, imparator kalamaz" raporu ile Topkapı Sarayı'ndan, bir gece ansızın uzaklaştırır. 2.Abdulhamid imparator olur. Abisi Murad ise Çırağan Sarayı'nda bir odaya göz hapsinde tutulur, ölüme terk edilir.
Yıldız Sarayına tüm şatafatı ile konaklanan 2. Abdülhamid, tüm aklını imparator kalmak için, operasyonlarda kullandığı Damamdı Mahmud Paşa, Veziri azam Mithat Paşa ve diğerlerini bir bir telef eder. Sonunda o da 1908 İttihat Terakki'nin Selanik Darbesi ile İstanbul'dan alınır, Selanik'te sürgün tutulur. Kin ve kibir tükenir, imparator kahırdan ölür. Talat gelir, o da gider. Derken zincir devam eder...
Kibir ve kinle İmparator olanlar, ecdad mı, katil mı?
Devşirme toplama toplumun Abdulhamid'e "ecdad" diyen minnet, geçerli akçe olur!
Eğer "tarihçi" diye İlber Ortaylı'yı "eksper" beleyip sorarsanız, O, "Abdülhamid müthiş zeki, hatta deha bir lider" diye görüş beyan etmiş bile...
Fetihçi, iktidar hırsı ile en yakınını öldüren, tüm gücünü devlet üzerinden egosuna harcayan, doğa karşısında zayıf, insan korumada ketum duran bir realite olduğu tarihte çokça görülmüş, ama ders olmamış!
Düşünülmemiş, iktidarı uğruna amcasını, abisini öldüren, sana bana ve ahaliye mi acır? Bu soru aklı ıskalamış...
Bu soruyu ya da bilmeceyi çözmeden işe gidenler, kazancını "yatırım" diye kendisini öldüren evine yatırmış olduğu Me'reş'te çokça görüldü...
Şimdi de her şeyini kaybeden insanların boşta kalan ellerini, ancak bildiği bilmediği, tanıdığı tanımadığı ve hiçte düşünüp kıymet vermediği yakınlarınca tuttuğunu görünce, tarifsiz insan vicdanı karşısında şaşkınlık geçirmesi de yanlış anlayış ve eğitiminden değil mi?
Katil katildir, insani kalmak ise en büyük akıl ve erdemdir.
Bilim insanı olgudan koparsa, katili "akıllı" diye tanımlar. Yalakalar ise alkışlar, sarmalar. Olan topluma, doğaya, canlılara olur.
Abdülhamid, 30 yılı aşkın, aklı ile değil, istibdadi ile iktidarda kalmıştır.
İlber Oltaylı'ya bunu hatırlatmayı düşünmeyen fetihçilikte ismini alan Fatih Altaylı'ya da anlatmak, hatırlatmak gerekir.
Ecdad bile olsa, tarihi doğru okumak, insanı yanlışlardan korur. Kayırmacılık, yalakalık, "felaket" diye gelir, kaderin peşine düşmeye mecal kalmaz!
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.