Ahmet Önal Son Makaleler

Tehlikeli İnsan, Tehlikeli Aydın, Tehlikeli Yazı, Tehlikeli Düşün ve Tehlikeliler Deyip Yaktılar!

Biz Kürtler, Ermeniler, devrimci aydınlar, entelektüeller için düşünce özgürlüğünün anlamı oldukça geniştir. Düşünme, düşünceyi açıklama, yayma, bilgilendirme, bilinçlendirme, yok edilmek istenen ulus olarak Kürtlerin ve diğer halkların kendilerini her konuda ve sınırsız ifade etmeleri olarak algılanmazsa eksik olur
Tehlikeli İnsan, Tehlikeli Aydın, Tehlikeli Yazı, Tehlikeli Düşün ve Tehlikeliler Deyip Yaktılar!
Makaleyi Paylaş
2.Temmuz 1993’de devlet korunaklı, gerici linç kitleleri, Sivas Madımak otelini ve konuk olan 37 Aydının yakılma nedeni ne idi?

Bunun nedenini algılayabilmek için, tarihe kısaca bakmak yanlış olmayacaktır.

Bunun için;

1909 Adana Ermeni katliamını,

1913 Rum sürgününü,

1915 Ermeni-Süryani-Ezdi soykırımlarını,

1919 Rum Pontus soykırımını,

1922 Koçgiri’de tütsü ile yakılan ve boğularak katledilen Alevi Kürtleri,

22 Temmuz 1922’de İzmir’de Alsancak’tan Narlıdere’ye bir baştan diğer başa yakılan, “gavur” diye kaçırtılan Rum ve Ermeni ahali ile kocaman şehiri.

1930’da Zilan’da karınları deşilerek süngülerle öldürülen hamile kadınlar ve bebeleri,

1938’de fare zehiri ile öldürülen Dersimlileri,

5-6 Eylül 1955 tarihinde Beyoğlu’nda insanlar ile tutuşturulan binaları,

1980 darbesinin aydınlara yaptıkları işkenceleri,

1990’larda Bombalanan, yakılıp yıkılan ve göçertilen Kürt köylerini,

Yine 1991-1996’da öldürülüp yol kenarına atılan Vedat Aydın’dan Muhsin Melik’e, Aysel Öztürk’ten Ferhat Tepe’ye, Metin Can’dan Hrant Dink’e varan kırımlar,

2013 Roboski’de kendi ülkelerinde ticaret yaparken bombalanarak öldürülen genç insanları..

Yakılan kitaplar, düşünceye konan yasaklar ile ele alınmazsa 2 Temmuz 1993 Sivas Madımak’taki aydınların yakılarak öldürülmelerini, Maraş-Sivas-Çorum olaylarını izah etmek; eksik kalır, mümkün olmaz!

Demek istediğim o ki en kütü susamışlık kana susamışlık, cana susamışlıktır. İttihatçi gelenek ve genlerde bundan fazlasıyla vardır.

Bu arada 2 Temmuz 1993 Sivas Madımak olayını hatırlarken, benzer kitle ve aydın kıyımlarının Dünya’da da gerçekleştiğini bilmek önem arz eder:

***

Descartes; “Bilim; doğru ve açık bilgidir” der. Varlığını ise düşünüyor olmasıyla ifade eder. Bundandır ki; düşünme özgürlüğü, yaşama özgürlüğü ile özdeştir. Bunun için düşünür, ürünleri ile “suçlu” ilan edilir. Düşünenlere eza ve ceza bu nedenle reva görülür, eserleriyle birlikte yargılanıp, yakılır.

“Güneş Poleponez’den daha büyük ateşten bir metaldir” diyen İzmirli Zerdüşti genç Helen Anaxagoras (İ.Ö.500-428)in idama mahkum edilişi bundan.

Filozof Sokrates gibi düşünürlerin, Ortaçağda kilise yöneticilerinin emirleriyle ölüme mahkum edilişlerinin sırı da bundan...

“Hz. İsa bir anne ve babanın çocuğudur. Babasız doğmuş olması mümkün değildir.” diyen Dr. Michael’in, Calvin’in şikayeti üzerine yargılanıp, 27 Ekim 1553’de Cenevre’de dili kesilerek, kitaplarıyla birlikte yakılışı da bundan.

Sekiz yıl hapis ve işkence cezasından sonra engizisyon önünde düşüncelerinden taviz vermeyen filozof Giordano Bruno da dili kesilerek Roma’nın Campo Dei Fiori’de 17 Şubat 1600’de Vatikan meydanında kitapları ile yakılmak suretiyle imha edilmesi de bundan

1585 doğumlu İtalyan filozof ve doğa bilimcisi Giulio Cesare Vanini’nin 1618’de Toulouse’da “Tanrı tanımazlıkla” suçlanıp, 1619’da önce dili kesilip, sonra kitaplarıyla yakılması da bundan.

Osmanlı’da çarmıha gerilen Dede Sultan; Hallac-î Mansur, Pir Sultan Abdal, Şeyh Bedreddin gibilere sistem kan kusturup, yaşamı kendilerine zehir etmelerindeki sebep de bundan.

1908 askeri darbesiyle, anayasal monarşinin mimarları ya da İttihat ve Terakki’yi oluşturarak Osmanlıyı yönetenler; Gayri nizami Teşkilat-i Mahsusa’nın gücü ve marifeti ile “Ulus yaratmak” için organize etmeye uğraştıkları devletlerinin resmi ideolojisi, “Türk”, “İslam”, “Turan” diyerek “ötekine” hayat hakkı tanımayan, dünyanın ve yaşamın mutlak değişmezi “kendi doğruları” ile sınırlı olduğunu ileri sürerek aksi düşünenlere ölümü “muste’ahak” görmeleri de bundan.

İttihat ve Terakki’yi oluşturanlar, yok oluşa evrilen Osmanlıyı bir yerde durdurmak, kurtarmak ve yönetmek üzere; Türkçü – İslamcı çizgiyi resmi ideoloji olarak benimsetmek, devam ettirmek ve güçlendirmek üzere başat olarak şiddeti, hegemonyacılığı, despotluğu ve yasakçılığı esas alarak, meşruiyete varmanın yolunu “çetecilik, çapulculuk ve yasak”ta aramaları da bundan.

Yalnız 1908 – 1918’de değil, 1919-1924, 1925-2006’da süreklilik arz eden, siyasal sistemlerini koruyan ve kollayan kurumlarını düşünce ve ifade özgürlüğünü ortadan kaldırmak için işlevli kıldılar. Farklılıklara sahip olanları, farklı düşünenleri, düşündüklerinden caydırmak, hizaya sokmak ve kendilerine benzetmek için de “asayişin aslı görevi” olarak belirlediler. Teşkilat-ı Mahsusa vs. tetikçilerinin bağlı oldukları merkezlerin isimleri değişse de, onların; düşüneni, eleştireni, yazanı infaz etmek için hep tenakuz durumunda kalmaları da bundan.

Düşünenler ve eleştiri yazanların can güvenlikleri bu coğrafyada hiç olmadı. Sansür ve ayıplı otosansür istibdadın “geleceği!” için hep oldu, kalemler ya hiç özgür olmadı ya da özgür kalemlerin sahipleri, hep sistemin hırpaladıkları ‘şamar çocuk’ olmalarındaki sır da bundan.

Özgür ve aydın insan; bu zoru aşmayı göze almaksızın yazarlık ya da her hangi bir sanatını icra etmesi mümkün olmaz.

Brecht\'in “Dil hünerin kendisidir ve gereklidir.” der. Yazar, sözcüklerin seçişinde, yaratıcılık, beceriklilik sahibi olduğu sürece ereğine ulaşır. Ayıplı sansür uğruna sözcüklerin yakıcı akıcılığını bozarak, zorlayarak, bükerek tam gerçeği ifade etmek güçleşir.

Aristo “Bilim, iyi zamanlarda servet, kötü zamanlarda bir sığınak ve iyi bir yol göstericidir.”der. Onun için bilime ihanet, kendine ve topluma ve tüm insanlığa ihanettir. Bilime karşı dürüstsüzlük; kendine, topluma ve tarihe karşı dürüstsüzlük olur.

Bunun için kişilerin özgürleşmesi, bilimin özgürleşmesi ile mümkündür. Bilimi terk edip, sadece kişilerin özgürleşmesi için uğraşmak eksikliktir

Resmi, yani soykırıma uğratma saiki ya da Türkçü-İslamcı anlayışın savunucuları; “Bu kış komünizm gelecek”, “vatan, millet, devlet bölünecek”, “Ülke, din, devlet elden gitti/gidecek”, “Etrafımız düşmanla sarılı”, “iç ve diş düşmanlar yeterli sayıda var” diye suni gündemlerle “suçlu-şüpheli” üretip toplumu ‘zapt û rapt’ altında tutmuş olmaları düşünce özgürlüğünden, aydınlanmadan ve aydından korkmalarındandır.

Kitap ve insan yakmakta meşhur Naziler; Yahudileri, Romanları yakma örneklerini bizzat Enver, Talat ve Kemal’den ‘esinlenerek edindik’lerini söylerler. Türkiye’de henüz özgürlükçü yazarlar ve kitaplar “yakılmaya aday ulusal düşmanlar” olarak görülür. Sivas’ta aydınlarımız derin devletin ‘sokak gücü’ olan linç kitlelerince yakılırken bu refleks egemendi, bu sokak gücünün linç girişimleri “doğal tepki” olarak değerlendirenlerin iş başında olmaları tesadüfi olmazsa gerek.

Biz Kürtler, Ermeniler, devrimci aydınlar, entelektüeller için düşünce özgürlüğünün anlamı oldukça geniştir. Düşünme, düşünceyi açıklama, yayma, bilgilendirme, bilinçlendirme, yok edilmek istenen ulus olarak Kürtlerin ve diğer halkların kendilerini her konuda ve sınırsız ifade etmeleri olarak algılanmazsa eksik olur. Faşist ve ırkçı ifadeler dışında, tüm düşüncelerin sınırsız özgürlüğü sağlanmadan hoşgörü ve demokratik bir toplumun inşa edilmesi zordur.

Tüm yaşananlarda devlet “yakın tehlikeler” ararken; Kürt’ün yasaklanan dili, devrimcinin yazısı ve yazarının yaşamına kastetme ihtimali, yakın bir tehlike olarak uzaklaşmadığı da sezilmez ve komple bir mücadele sergilenmezse eksik kalır / eksik olur...

Her defasında özgür düşünceler “yakın tehlike” olarak lanse edilip sahipleri cezalandırıldı, mağdur edildi, tehdit edildi, yasaklandı ve yakıldı.

Devlet; kendisi için tehlikeler ararken, ‘asıl tehlikeli olan devlettir’ demenin çok daha tehlikeli olduğunu biliyor muydunuz?!

Zira ceberut devletin eleştiriye, hoşgörüye, demokrasiye, Kürt, Ermeni, Rum, Yahudi, Alevi, İşçi vs. ‘Türk ya da Müslüman olamayan’, sosyalist ve komünistlere tahammülü yok! Varlığını tüm bunlara karşı ‘korumak’ta borçlu saydığı, bunca operasyon, işkenceler ve hak ihlallerini “umut” sayması ve ‘polis asker devleti’ olması da bundan.

Tarihteki Rum, Ermeni vs. kırımları ile Yakın Doğu’nun, Orta Doğu’nun renklerini ayaklar altına alarak, yakarak yok edişleri de bundan.

Kürt ve diğer halkların yoğun bir soykırım ve dil kırımına tabi tutuluşları da bundan.

‘Hukuk devleti’ olduklarını söyleyip çoğunun devlet eliyle gerçekleştirdikleri; 20 bin faili meçhul cinayetin TC. sınırlarında gerçekleşmesi de bundan.

Harcamalarının \% 46-50’sini askere, silaha, “güvenliğe(!)” yatırması , sağlık ve eğitimden daha çok Dinayet İşleri Başkanlığına bütçe ayırmaları anlaşılırdır ve denize düşenin yılana sarılması misali hep Müslümanlığa bunca sıkı sıkıya sarılıp yalandan “laik” olduğunu söylemeleri de bundan…

Yakıp yıktığı tüm değerler, renkler, düşüncelere rağmen; saldırganın kendisini meşru, yakıp yıktıklarını ise “tehlikeli” olduğunu gösterip tabana kabul ettirmesi ise açık bir hile olduğu ortada iken, toplumdaki bu korku ve sessizliğin nedenini tarihte devletin yakıp yıktıklarından, tütsü ile mağaralarda boğduklarından, kuyularda kireçlerle yaktıklarından ayrı ele alınırsa yanlış olur. Devletin bunca kirli geçmişe sahip tarihe “ata tarihi” diye sahiplenmesini de artık ‘normal’ ve ‘yakışır’ dememizi de lütfen abes karşılamayınız.

Anatolya’yi, Pontus’u, Rumelî’yî, Trakyayı, Mezopotamya’yı, Klikyayı, Lazistanı, Lidyayı katıp, tümüne “Türkiye” dediler. Yakındoğu’yu iç edip, “Orta Doğu”ya kattılar ki orayı da devletlerinin ismi olan“Türkiye” diye isimi olarak tanımladılar. Bunun için asıl olan, doğal olan, doğru olan her şeyi, ama her şeyi “tehlikeli” belleyip yok etmeye koyuldular. Tıpkı ardılları gibi! İşte Sivas Madımak’ta yaptıkları gibi…

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Nerina Azad
Bu makale toplam: 8833 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:16:31:19

Son Makaleler

Buyrun Cevaba! Kürt Dili, Folklorü Ve Ulusu Devlet'in Çağrısı Ve Öcalan'ın Cevabı Kürtlere Tepeden İtham! Düşünce Üretmek! Sürgün Halide Edip, Bedirxaniler Ve! Milliyetçilikte Tasnif ve Tahrif! ‘Xorasan Türkü’ ya da ‘Alevi Milleti’ Yalanı! Tarık Ziya Ekinci Abi! Kürt Modernizmi! Milliyetçiliği Parçalamak! 'Sömürge Bile Değil' Deyip, Soykırım Dememek! Antik Kentler Sadece Turizm Alanları Değildir! Türklük Etnisiteye Değil, Devşirmelere Dayanır! Entelektüel, Aydın ve Akademisyen! Kemalist CHP'nin Başarısı ve Kürt Oyları! Travma Kürtçe'me Dokunma Dilime Dil Uzatma! Tehales'in Felsefesi mi, Sokrates'in Mistisizmi mi Bilimsel? Türk Eğitim Sistemi ve Laz Bir Öğretmenin İbretlik İtirafı... Kendisi Olan ve Olmayan İnsan! 'Kültür!' Anadili/Esasdili Yasaklamak! Kürt Mahallesi/Köyü ve Dünya! Kültürel Bir Kamusal Alan, Bizi Doğru Düşündürür! Kenan Ülkesinde Hamas, İsrail ve Kürtler! 'Edebiyat Cumhuriyeti' Kürtlerin Kanon Eseri: Ahmedê Xanî ve Mem û Zîn 30 Ağustos 1922 Zafer mi? 'Halkların Dostluğu' ve Tezat! Modernlik, Modernleşme, Burjuva Sınıfı ve Siyaset! Milliyetçilik Ölüm Makinesi Topal Osman'a İadeyi İtibar!!! Soykırım! Dersime Giderken Bizans İmparatorluğu'nun Yıkılışı Seçim Verileri… Liman Von Sanders’in Anıları Ve Tarih Bilinci! Osmanlı İttihat ordusunda Bir Alman Mareşal, Liman Von Sanders! El Anfal ve 'Kürt Dostları!' Yerel Devlet Uygarlığa, ‘Büyük Devlet’ Harabeye Çevirdi! Devlet ile Çete! Kürtler; Karşıtı İki Aynıya değil, Kendi Ayrılığına Oy Kullansa Ne Olur? Feminen hareket cılız, eleştiri kadük, biat köklüdür! Siyaset, Hassasiyet ve Haysiyet! İmparator, ecdad mı, katil mi? Deprem, ‘Felaket’ ve ‘Kader’ Değildir! 'Benim Kürt kardeşim, ama 'Kürt yoktur' Türk tarihçisi ve Türk siyasetçisi... Tarihi Depremler, Çaresizler Ve Akıl! Sürgün Halide Edip, Bedirxaniler Ve! Samilerin İsrail kolu; Yahudiler ve Holokost! Sümer Ülkesinde Şaristanî ve İşgaller! Mezopotamya’da Sümerler ve Uygarlığı! Milliyetçilik! Kahraman Irk ve Irkçılık! Din, İnsan Ve Felsefi Düşünme! HTŞ, ÖSO Ve Diğerleri Kimin vatandaşı? Kürtçe bilmeksizin, Kürtleri incelemek! ULUS - HALK - SINIF NEDEN BAĞIMSIZLIK!? Rêya Heqîyê İnancı; Müslümanlık, Şialık, Bektaşilik, Nusayrilik Değildir! Devletsiz Ulusun, Egemen Sınıfı Olmaz! II. Abdulhamid’i Kemale Taşıyan Talat Paşa- (VII) Türk Solu ve Aydınlarının Şovenizmi Fazladır, Kürd Solu ve Devrimcilerinin Milliyetçiliği Eksiktir! II. Abdulhamid’i Kemale Taşıyan Talat Paşa- (VI) II. Abdulhamid’i Kemale Taşıyan Talat Paşa- (V) II. Abdulhamid’i Kemale Taşıyan Talat Paşa- (IV) II. Abdulhamid’i Kemale Taşıyan Talat Paşa- (III) II. Abdulhamid’i Kemale Taşıyan Talat Paşa- (II) II. Abdulhamid’i Kemale Taşıyan Talat Paşa, - (I) Tunç-Ellî Operasyonu!" Güneşi Zapt Etmeyeceğiz! Ocak-Medrese Mi? Cemevi-Camii Mî? TALAT PAŞA ve CUMHURİYET Cunan'da Dîl Kırımı Ve Kültürel Yabancılaşma Enver'den Evren'e 12 Eylül... Eski, Kadim, Dil, Halk, Ulus, Modernite Ve Kürdler! Taner Akçam,'Ermeni Soykırımı’nın Kısa Tarihi' Kitabı Ve Kürtler! 'Müthiş' Hatalar Neden? Kürt Ağası ABD, Çelişkiler, İlişkiler ve Kürtler ! Küfürbaz Yüzsüzler ve Kürdler! Türkçesiz Osmanlıcadan, “Resmi Dil Türkçe”ye, Kültürel Türkçülükten, Türk Siyasal Irkçılığına-II- Anlaşılmayan Karışık Osmanlıcadan, ''Anlaşılmayan Bir Dil'' Kürtçeye Varmak! Uygarlık, Mitoloji ve Din! Din, Siyaset ve Bilim Doğu Akdeniz'de Devlet Konumlanmaları Kendime Soruları, Siz de Düşünüyor musunuz? Komik Olmayın Ulus; Siyasal Birliği ve Dili ile Vardır! Irkçılık; Hastalık Değil, İnsanlık Suçudur! Kültür ve Siyasette Irkçılık ve Kürt İşçilerinin Linç Edilmesi! Tuzu bile Bozan Lümpen ve Cahiller ile Aydınlar! Ayasofya’ya Kayyumu (1453) Ayasofya Kilisesi-camii, Müslüman ibadeti ve Cennet yalanı Öteki Olarak, Aidiyat,Hukuk ve Eşitliğe Tutunmak! Eğitimde; Hak-Haksızlık, Etik ve Suç Hak Yolunda Hakikat 'Alevilik' Mi, Rêya Heqiyê Mi?! 'Alevi' Şaşkınlığı Alfabe ve Îmla İttihat ve Terakki ile Devamında Çerkeslerden Bazı Şahsiyetler MUSTAFA KEMAL ve NUTUK İran İslam Despotizmi ve Mustafa Selimı'nin İdamı Mihtra Înancı ve Hîyerarşi Kadın ve Savaş Eleştiride; Pasif, Aşırı ve Zorlama Yorum Olmaz! 'Kızılbaşlık': Osmanlı İle Safevi Çekişmesinde Çıkan Bir Kavram Kürt Siyasetinde Aşılmayan Gelenek; “Kürt Aşiretlerinde ‘Alan Koruma” Kürtlerin Guernica’ları çok, Picasso’ları var mı? Daraldıkça Dersim’den Kopmak ve Kötülük Yapmak! Kürd Aşiretlerinde Alan Koruma Musa ve Kitabı Tevrat Yenilik ve Yenilenme! Alan Tutma Yetmez Davut Kurun ve Anıları... Geçmişten Geleceğe Tecrübe Sunuyor Savaşı ve Değişkenliği İzlemek Failin Suçunu, Mağdura Yığmak! Islam Şiddeti ya da 'Darül Harp'te, Mali Kaynaklar! İnsanlığın Acısını Beynin Açısı Çözer Rêya Heqîyê inancı Mîhtra inancıdır; Müslümanlık, Kızılbaşlık, Alevilik değildir Barış Günü Kutlamaları Şöyle Geçerken, Kürt Siyaset Tarihinde Tabu ve Maraziler.. Türk Milliyetçiliğini, Kürt Milliyetçiliği ile Mukayese Etmek! Savaş Yeni Gelişmelere Gebe, Doğumu Merak Ediyorum Yanlız Kemal Kılıçdaroğlu İçin Değil Tüm Linç Girişimleri Kınanmalı! Değişim ve Özgürlük Savunma: Düşünceler sorgulanmalı, ancak emniyet ve mahkemelerde değil! Rêya Heqîyê, Alevilik ve İslam! Değişim, Zaman, Din ve Astroloji Marksizim’de Ulusal Sorun Yoktur? Dêrsim’de Koçgiri 1919-1922 ve Sonrası!.. 1968-1978’de Birleşen-Ayrışan Sancılar, Türki(y)e Solu ve Kürt Milli Hareketi!.. Devşirmeler ve Devletsizler... Kendine Düşmek Yerine, Özgürlüğü ve Bağımsızlığı Düşünmek! İttihat ve Terakki Cemiyeti (İT-C) Haşdi Şabi ve Irak’ın 'Kerkük seferi' ne idi ne değildi? Kerkük’ün tarihine bir değinme Bağımsızlık Meşru Haktır, Olmadan Olmaz! Güney Kürdistan'da Bağımsızlık Referandumu ve Tercih! Egemenin Savaş-Barış ve Silahlanma-Silahsızlandırma Siyaseti 'Stratejik Derinlik', Mursi ile battı, Suriye ile çöktü Raqqa - Musul Operasyonu ve Sonrası III. Dünya Savaşı Uzun Sürecek 'Bağımsızlık Hedefi İle Kürdler Özgürleşecek!' 4 Mayıs 1937 Bakanlar Kurulu Kararı ve Dersim Tertelesi! Kürt Sorununun Ağırlığı ve Aciliyeti! Kontrollü Darbe III. Dünya Savaşı, Rakka ve Musul'a Dayandı, Abd - Rusya Anlaşarak Çözüme Gidiyor! Kürtler Ne Yapar? Kürt Bayrağı 16 Nisan Referandumu Irkçılık Çekişmesinde İnsani Kişilik, Aidiyet-Kimlik Bilinci ile Şekillenir Ulusal Birlik ve Kongre hakkında düşüncelerim İttihat Ve Terakkinin Devamı, Kuvva-i Milli Teşkilatı Sevdalısı; Nazım Hikmet Ran Memur Toplum Değil, Kendisi İçin Üreten Toplum Kazanır Yalanın Egemenliği, Doğrunun ‘Marjinal’liği! Türkçe Dışındaki Dillere Karşı, 140 Yıldır Uzun Sürece Yayılan Bir Savaş Sürdürülüyor! Ali Rıza Koşar: 38 yıldır içimde bir acı olarak kaldı Tekoşîna Dıjwar! 3. Dünya savaşında ABD–Rusya, Türk-İran konumlanması özgür Kürdistan'a kapı aralıyor Kobanê Kürdistan'da Özeldir! T.C Cumhurbaşkanı RTE Uçtu! Kadın, Kürt, Kürdistan ile Bastırılmış Kimlikler Diktatörleşen AKP ve Çözemiyeceği Kürt Sorunu Diaspora, Kanton ve Bağımsızlık ''Silahları Bırakın'' Diyorlar Şengal, Celawle, Kobani’ye DAİŞ/IŞİD Saldırıları ve Kürdistan’da Serhildan! Kürdleri Kürdistan’la Büyütmek yerine, Türkiye’yi Kürdlerle Büyütmek!!! Yahudilik; Hiristiyanlık Çözülmüştü, Sıra Siyasal İslamda! Kürt Romanı ile yüksek Kürt bilincine Kavramları Çarpıtarak, Kürdü Çarpmak! Kürdistan, Türkiye Ve İşid konuşlanması Kürt ulusal özgürlük mücadelesi ile HEP'e, tutsaklaşarak Türkiyelileşen HDP'ye İnkar, iskan, imha kurtuluşmu? Toprak İle Samimiyet(sizliğ)imiz! Kürt soykırımına karşı Kürdistan'ın bağımsızlık hayali