Marks, Fransa'daki burjuva devrimini, Paris komününü takip etmek, Fransızca kaynakları direk incelemek için Fransızcayı öğrendi, inceledi. Fransızcaya çevirisi yapılan Kapital eserini Fransızca olarak gözden geçirdi, eklemeler yaptı.
Marks, "Rusya'da kapitalizmin gelişmesi", "Kapitalizm öncesi ekonomi biçimleri"ni incelemek, aydınlanmayı anlamak üzere başta Nikolay Cerniçevski'yi okumak üzere Rusça'yı öğrendi.
Hindistani öğrenmek için Hintçeyi öğrenmeyi planladı.
Sağlık sorunları sebebiyle gittiği Cezayir'de Arapça öğrenmeyi düşündü...
"Şark Meselesi" kitabını yazarken, farklı dilleri çözmeye çalıştı, yazdı.
Dr. Şivan, dünya devrimci hareketini izlemek ve kaynakları ilk elden incelemek için Fransızcayı öğrendi. Çokça klasiği okudu. Anadili Kürtçenin Kirdkî lehçesi olması yanında Kürt kaynaklarının çoğunluğu Kurmancki olması, Kurmanckî lehçesinin tüm parçalardaki yaygınlığı nedeniyle, düşündüğü misyon gereği Kurdmanckî lehçesini, en yetkin olan Kamuran Bedirxan'dan öğrendi ve çalışması sonucunda yazdıklarını "Zimanê Kurdî" gramerînî kitap olarak düzenledi.
1970'li yıllarda çıkan Kürt siyasal çevreleri, Kürtçe konuşmayı, kendini Kürtçe ifade etmeyi unutarak, Kürt sorununa, siyasetine soyundu. Kürt kaynaklarını, Kürtçeyi öğrenmeksizin, "Kürt uzmanı" olarak toplumda kabul görmesi ile "Kürtçe öğrenmeksizin Kürtleri araştırmak mümkün" gibi ters ve çok yanlış bir düşüncenin oluşması tezahür ettirildi.
Kürt milletinin ve ülkesinin parçalanmış, bölüşülmüş ve paylaşılmış hali ile Kürtçeyi bilmeksizin “uzmanlık” tercihine soyunmak, sayısızca eksikliği, yanlışı ve tutarsızlığı birlikte taşıdı, taşıyor.
Görüyoruz ki pek çok Batılı Aydın Kürtçeyi, Kürt sorununu, diplomasisini öğrenmek, icra etmek için Kürtçeyi öğrendi, başarılı eserler ortaya koydu. Çok sayıda misyoner Kürtçeyi öğrenerek, Kürt sorununa müdahil oldu. Çok sayıda Avrupalı ve farklı ülke aydınları, sanatçıları Kürtçeyi öğrendi, söyledi, yazdı. Ama Türkiye'de bu hiç yok! Böyle olmuyor işte!
Kürt klasiği, Kürt dili, coğrafyası, kültürü, ekonomisi, tarihi, edebiyatı ile neşir olmaksızın, tanışır olmak zordur... Derinlikli araştırmalar, temsiliyetler, tercüman, ısmarlama ve aracılarla olacak iş değildir.
Türkçe kurumlaşıp, Kürtleri araştırmak, Kürt dilini yaşatmaya kalkışmak da boş bir çabadır. Her şey kendisiyle anlaşılır, dil de!
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.