PKK’nin YPS (Yekîneyên Parastina Sîvîl/Sivil Savunma Birlikleri) yüzü, bir video ile ‘Kürd soykırımında’ rol alanların listesini yayınladı. Listedeki birinin öldürüldüğü, diğerlerinin de öldürüleceği ilan edildi. Bu ilan ile PKK ASALA’laştı.
ASALA’nın ve JCAG’ın eylemlerinin Ermeni toplumuna da verdiği zarar (ve bu yüzden Ermeni toplumunun ASALA’ya sırtını dönüşü) belgelerde, belleklerde mevcuttur. ASALA (https://tr.m.wikipedia.org/wiki/ASALA) Amerika, Kanada, İngiltere, Avrupa Birliği, Rusya ve Türkiye’de terör örgütleri listesindedir (Örneğin, YNK, PYD ya da I-İ-T-S/PDK en çok bir iki başkentin terör örgütü listesindedir.)
Ancak ASALA’nın gerekçeleri ve süreci ile PKK’nin gerekçeleri ve süreci benzeşmez. Ayrıca, ilan edilen PKK’nin ASALA’sıdır.
On yıllardır tüm samimiyetiyle ve inadıyla Türkiyelileşen bir örgütün ‘Kürd soykırımı’ kavramını da istismar ederek açıklamasında ‘düşman’ kelimesini kullanması, ‘düşmanları cezalandırmaya devam edeceğiz’ demesi anlaşılır değildir. Türk toplumu da son açıklamanın Kürd toplumuyla bir ilgisi olmadığını bilmelidir: PKK demek Kürd demek değildir; Kürd demek PKK demek değildir.
Kürdün düşmanı komşuları değil, mevcut haline razılığı ve mevcut şuurudur. Kürdler etrafındaki milletlere, başkentlere düşmanlık ile değil, komşuluk ve rekabet ile yaklaşmalı; şimdisini ve geleceğini yönetebilmelidir.
PKK’nin ‘Kürd soykırımı’ kavramını çarpıtarak kastettiği: kendi üyelerinin öldürülmesi ve PKK eliyle yapılan eylemlerde devletin Kürdleri de öldürmesidir. Legal ve illegal Apocular yaşanmışı ya gizliyor ya eksik anlatıyor. Köylerimiz, Licemiz yakıldı evet, ama kimin yüzünden yakıldı! Örneğin kimileri ‘devlet Sur’u yıktı’ cümlesini kuruyor ama cümlesinin başına ‘Sur’da hendek ve barikatleri PKK yaptı, devlet de bunun üzerine..’ kelimelerini getirmiyor. Böylece gerçeklikten, kabullenmekten, yüzleşmekten, arınmaktan ve hakkaniyetten kopuk bir kesim sürekli gerilemeye, elindekini de kaybetmeye devam ediyor.
PKK’nin birçok başkent tarafından suçlu, terörist ilan edilmiş olması değil; öncelikle Kürd toplumuna karşı işlediği suçlar bizi ilgilendirir, unutmayız.
Kimin, hangi nedenle Öcalan’ı irade, PKK’yi muhatap kabul ettiği, bunun için neler yaptığı değil; Öcalan, PKK ya da legal Apocular engellendiğinde ya da saldırıya uğradığında bunun Kürd halkına karşı yapıldığının öne sürülmesi bizi ilgilendirir, endişelendirir.
Kürd toplumu günümüzde ‘biz de varız’ diyerek dünya devletlerinin ve toplumlarının karşısına çıkamaz. İki nedenle çıkamaz;
İlki, illegal ve legal Apocular yüzünden.
İlkinden daha ağırlıklı ve asıl belirleyici olan ikincisi ise, PKK’yi kanıta dayalı veri üzerinden tanımlamaktan ve ilişkisini bu tanımlama ile yapılandırmaktan bilerek kaçınan, susan her bir Kürd siyasi yapı ve bireyleri yüzünden.
Bu iki birbirini kabullenen, tamamlayan karakter, ruh hali değişmedikçe Kürdler dünya toplumlarının karşısına çıkamaz; dünya toplumları her altüst oluşumuzda ve trajedimizde bize yüzünü döner, çırpınır ama elini uzatmaz, uzatamaz.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.