Terörsüz Türkiye’nin yürütücüsü Devlet Bahçeli’nin daha önce belirttiği gibi PKK’nin feshi sürecinde DEM partinin tutumu Türkiyelileştiğinin kanıtı, kabulü, tescili olacak. ‘Radikal demokrat’ DEM parti sistem partisi olarak terfi alacak. O seviyede DEM destekçilerinin kime karşı, ne hale bürüneceğini şimdiden öngörmeye çalışmayalım..
İktidarın ve muhalefetin her bir partisi ‘Tekçi Osmanlı Türkiye’si aklı ve ruhuyla; kurtarış derdindeki son dönem Osmanlıyı, ittihatçı ve Kemalist dönemin sonuçlarını, 1946 sonrasını, darbeleri ve 1980 ve 2002 sonrasını da özümseyerek, dengeleyerek ilerliyor. Bu nedenle, 2002 sonrası döneme ‘yeni ittihatçılık’ demek yetersiz kalır, sadece bir kesime denilirse de haksızlık olur.
Özellikle CHP ileri gelenlerinin son yıllarda sıklaşarak kullandığı etnik ve inançsal kavramları önemsemezseniz; CHP’nin
Türkçülük, tekçilik ve Türkiye tipi muhafazakarlıkta iktidarla uyum içinde olduğunu da gözden kaçırırsınız. Osmanlı’nın ve Türkiye’nin kapalı, tedirgin, refleksif aklı çerçevesinde düşündüğünüzde bu anlaşılabilirdir.
CHP’nin milliyetçi muhafazakarlaşması ile DEM’in hem Öcalan’a yapısal biatı hem de CHP’ye desteği çelişmiyor! Yani değişen paradigmaya ikna, destekçilerini rızalıkla inşa etmek için uyumlu görünüyorlar.
Muhalefet ile iktidar arasındaki ‘ayrım’ modern itiraz, söylem ve paketler üzerinden değil; mevcut paradigma sınırlarında olacak. Yani çağcıl yaşantı ve yönetim beklentisi olanlar CHP’yi ve diğer her birini tekrar tekrar değerlendirmeli.
Türkiye’de iktidara karşı çıkarken ‘CHP’nin daha da Türkçüleşmesine, tekçileşmesine, Türkiye tipi muhafazakarlaşmasına da karşı çıkıyoruz ve onlarla aynı yerden bakmıyoruz, aynı yöne bakmıyoruz!’ diyen, bu ayrımın farkında, derdinde bir başka muhalefet, bir başka protest akıl da yok. Top yekün aynı geniş hattalar..
Peki Kürd bireyler bu akışa kapılmalı mı, yoksa..?
PKK’nin feshi
Bölgesinde ve bölgesi dışında yaşayan iki farklı toplumun haklarının verilmesini temel politikası yapmış, Diyarbakır merkezli aktif parti mevcut değil. Bu yokluk, millet olmaktan kaynaklı hakların derdinde ve ısrarında olan, istismarcı olmayan, araçsallaştırmayan, endişeli Kürd bireylerinin rolünü günümüzde etkili, güçlü, dinamik kılar.
Bahçeli’nin belirttiği gibi PKK’nin kendini feshinden sonra reformlar başlayacaksa, Kürd bireyleri bu konuda ortak önerilerini şimdiden belirleyebilir ve öne çıkarabilir.
Fesihten önce ya da fesih esnasında reformların yapılması gerekirken, iktidar fesih sonrasında yapılacağını işaret ediyor. Olası reformlarda ciddiyet ve güvenilirlik bizler için tartışma dışıdır. Newroz kutlamalarındaki Ala Rengîn sayısı ile bölgede federe yönetim fikrini literatür ve deneyimleri içeren özgünlükle tartışan, savunan ve yapılanma önerenlerin sayısı örtüşmüyor. Federe yönetim isteyen birey sayısının dünyanın her yerinde artışı ve yakınlaşması ilk kritik eşik olacaktır.
Kürd düşün dünyasının bireyleri federe yönetim konusunda henüz kendine güvenmiyor, kendi pasif konumu rahatsız etmiyor, ‘bekle gör’ halinden sıyrılıp ‘başlayalım!’ haline bürünmüyor, bir başka planı ve önerisi olmasa da bölgesel sorunları azaltmak için yönetim sorumluluğunu paylaşma konusunda bir iradeye, heyecana sahip değil. Başkalarının önerisizliği içinde onlarca yıldır eriyerek, artan dejenerasyonla sürüklenmeye de itiraz etmiyor. Onlar aktifleşinceye dek saygıyla, sabırla beklemeye ve beklerken ısrarla ilerlemeye çabalamaya devam etmek gerekiyor.
İktidar ve muhalefetin ise Kürd oylarına ihtiyacı yok, olsa Kürd haklarından bahsederlerdi. Kürdlerin de Kürd haklarının anılmamasına seçmen olarak itiraz ettiği ve tavrını sandığa yansıttığı da görülmüş değil. Öyleyse, bölgeyi, Kürd haklarını, Kurdî tavrı önceleyenler federe yönetim için emek harcarsa havanda su dövmenin beceri, acizlik, kader olmadığını görecektir..
Kürd bireyleri açık ve anlaşılır biçimde, mertçe taleplerini her platformda dile getirebilir. Bunların ‘tarihsel, coğrafi, etik ve prensip’ talepler olduğu öncelikle bölgemizde yayılmalıdır. Taleplere sessiz kalınması önemli değildir; önemli olan taleplerin her alanda ifade edilmesi, savunulması ve yayılmasıdır.
Çağcıl demokratik sivil yaklaşım, araç ve yöntemler içselleştirildikçe bölge içi güven ve heyecan da artabilir.
Talepler:
1- Federe yönetim: Yüz yıllık bölgesel geri kalmışlığın giderilmesinde yerelde mesleki kariyerinde liyakatle ilerlemiş bağımsız bireylerin inisiyatif almasına alan açacak coğrafi federe yönetime geçilmesi
2- 1923-2025 yılları arasında tekleştirme alanları ve uygulanan programların dökümü, sonuçları ve telafisi
3- Bölgenin diğer bölgelerden geri kalmışlığında merkezin yerel dinamiklerle ilişkilenme biçiminin ve yerel dinamiklerin etkisinin incelenmesi ve raporlanması. Sağlıksız ilişki ortaya çıkarsa bu ilişkilenme biçimine son verilmesi
4- Katı merkezi hiyerarşiye ve kontrole rağmen bölgedeki eğitim öğretim faaliyetlerindeki eksiklikte yerelin rolünün incelenmesi, raporlanması
5- Kalkınma programlarında, teşviklerin dağıtımında yerelde neler yaşandığının incelenmesi ve sorumlu isimleri de içerecek biçimde raporlanması
6- Bölge dışında, Kürd adını içeren anayasal eşit vatandaşlık
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.