İçinizi dışa katlayıp bir başkasına gösterdiğinizde karşınızdaki de kendi içini dışa katlar mı, katlamış mıdır, katladığı nasıl anlaşılır. İçini sizin içinize iliklemeyi değil de, kendi içini ya da dışını size giydirmeye, sizi bunlara sığdırmaya, kendi dışına biat ettirmeye kaskatı çalışırsa ne olur; Kesintisiz kıyamet olur ve yas başlar. Sayıklama kötüdür.
Buna dair bir yas öyküsü kurgulamak uydurucusunu kaybettirir; yitirtir çoğul mekanlarda. Uydurdukça yas ağırlaşır, debelenir çakılı halde gözlerini kırpmaksızın ayı fark etmediğinden hiç seyretmemiş gözbebeklerinde.
Gidenin gitmesine izin vermekse yas; yaptığından, dediğinden emin olanları yazıla dilsiz kan çanağı duvarlara. Önceyi sonraya temelleyen tehlikeli susuşların harcını sızılarıyla kar her bir cümleden önce. Cesur ama aslında ikircikli ama mutlaka hesap-kitaplı yaklaşmaların, yanaşmaların yavanlığına öyküyü banmayı unutma, bu tür öykülerin olmazsa olmazıdır.
Boşluktan düşerkenliği gizlemelerin fısıltılarını yaz. Öyküyü yüzün gerisindeki dalıp gidişlerle, refleksif inanamayışlarla belli belirsiz beze. Boşuna çırpınışlar betimle ve onları yetkinleşmiş bir vicdan mimarisinin mahseninde soğuk kanlılıkla örtbas et. Zamanın her haltın ilacı olmadığıyla yas’la öyküyü. Tesadüf diye bir şeyin olmadığını anlat.
Asılsız yaslar üstlenilmeyen yaslar demek değildir. İsteyen paylanabilir yasın bu türünden de. Asılsız yaslar sadece kendine yaslar gerçeğini. Asılsız yaslar anlatıcısını parçalar ilkin, ardından okuyanında belli belirsiz bir alın kırışmasını süpürür çok çok, çok çok gerçeklenmesi imkansıza; akışkan, şekilsiz, sürünerek sürüklenen bir şey’e dönüşür, ömrü ömrün telaşına bile yetmeyen.
Yazarken; birinin kendi içini diğerinin içine diktiğini sanırken, gerçekte dikiş tutmayıp kıyımlanmaya, parçalanmaya ve içi için için kanamaya başlayan birinin kanını hisset ve kullan mürekkep diye. Eksilen kanının eksilttiği canıyla yaz. Harfler bile görünüşte kırım görmüş olur belki. Yazının rengi bile kudretli Munzurlarsıdır, kokusu Munzurlarsıdır.
Başla bir yas öyküsüne, başla ki hayali birinin yeraltı nehrine dönüşen her an’ının damarlarından akan aydınlığını görebilsin; o hayali birinin gözlerindeki, soluğundaki, duruşundaki, tenindeki, ömrünün kalanındaki yası hissetsin ol kişi.
-öyküleme-
17.1.16,14.Pt
/ atkı /
…
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.