PKK Kürdistan’ta yaşayan ve milliyeti, dili, dini, kültürü ne olursa olsun herhangi bir bireyin yaşam hakkını elinden alamaz, kısıtlayamaz, yaşadığı yerden ayrılmasına neden olamaz. Farklı toplumları içeren ve koruyan topraklarımızda; PKK’nin kendini karar verici, toplumdan üstün görme hallerinin devam etmesine izin verilmemelidir!
Suç üreten, toplumumuzu parçalayan, kendini “modern feodal” ilan eden bu gelenek, dünya sahnesine yasal ve meşru çıkabilecek krediyi, şansı ve olanağı çoktan yitirmiştir.
Seçimlerde alınan oyu da kendisine destek saydığı için bu denli pervasızdır. Bu pervasızlığa “oy aracılığı” izlenimi verenler de, niyete açıkça karşı çıkmayanlar da “ölüm kararlarında” pay sahibi olacaktır.
Tüm bölgenin oyunu da alsa PKK, kimse için ölüm ya da sürgün kararı veremez! Devletin bıraktığı boşluk yüzünden on yıllarca Kürdün olduğu her yerde Kürde hep kaybettirdi.
PKK’nin istediği kişi ve yapıyı ajan, işbirlikçi, hain ilan ettiği, istediğini katlettiği dönemler geçmiştir. Ulusa ihanet, ulusal utanç ağır bir yüktür. O dönemde ve halen de ülke içinde ve dışında PKK’nin işlediği her bir ağır suçun dökümü ve detayları bir gün bağımsız mahkemelerin konusu olacaktır.
Toplumumuz 19. yüzyılın zihniyet ve yöntemlerinden başka bir bildiği olmayan PKK kelepçesinden, prangasından kurtulmalıdır.
KBY, Doğu ve Rojava; PKK zihniyetine ve pratiğine topraklarında alan ve etki tanımamalıdır.
Kürdler ve Kürd dostları PKK’nin başlangıcından beri sergilediği 19. yüzyıl zihniyet ve yöntemlerine geçit vermemelidir. Bu geçit vermeme sadece PKK için değil, olası tüm yapılar için geçerli olmalıdır.
PKK, Kürd topraklarını hızla terk ederek demokrasi güçlerinin hücre evlerine yerleşmelidir. O “ilerici” evlerde ve “kurtarılmış” mahallelerde devrimcilik, cezalandırıcılık oynamaya devam edebilir. Bizlerin devrimciliğe, kendine devrimci diyerek üstünlük kurmaya çalışanlara, devrimci halk savaşlarına, toplumumuz içi ve dışı nefreti ve öfkeyi örgütleyenlere değil; şiddeti, terörü ve illegaliteyi açıklıkla dışlayan çağcıl ve bölgemizi geliştirip güçlendirecek ılımlı yapılara ihtiyacımız var.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.