Son günlerde Kürd meselesinde reform için görüşmeler, çalışmalar yapıldığı açıklanıyor. İster bölgesel, ister genel iyileştirmeler amaçlansın, olası bir reform desteklenmeli, katkı verilmeli.
Bölücülükle suçlanan HDP’nin Kürd partisi olmadığına dair beyanları Türkiye’deki siyasi partilerce de dikkate alınmalıdır. HDP kendisine bölücü diyenlere, ‘asıl bölücü sizsiniz’ karşılığını vermektedir. ‘Kürd partisi olmadığını ancak Kürdlerden de oy alan bir parti’ olduğunu ısrarla beyan eden HDP, belge ve demeçlerinde ifade ettiği üzere; ‘demokratik cumhuriyete ulaşma yolunda demokratik özerkliği uğrak olarak’ görmekte ve Kürdlerin coğrafi statüsüne en az AKP, İyi Parti, CHP, MHP, VP, SP kadar mesafeli durmaktadır. HDP’ye oy vermeyen Kürd ve Türk seçmen için bu bir realitedir.
Amaç AKP, HDP, MHP, CHP ya da bir başka parti ya da ittifaka karşıtlık ya da taraftarlık değil; meselenin gerçek zemine çekilmesidir. HAK-PAR’a açılan kapatma davasında Anayasa mahkemesinin verdiği karara göre coğrafi statü istemek, propagandasını yapmak terör faaliyeti değildir ve parti kapatmayı gerektirmemektedir.
Kürdler şiddeti, terörü bir araç olarak kullanan ve eyleme davet eden çağrılara sırtını çevirmiş, duymazlıktan gelmiştir.
Bölgesinde yaşayan ve HDP’ye oy veren Kürdlere ‘terörist’, HAK-PAR’a oy veren Kürdlere ‘bölücü’, AKP’ye oy veren Kürdlere ‘saraycı’, MHP’ye oy veren Kürdlere ‘milliyetçi’, CHP’ye oy veren Kürdlere ‘statükocu’ algısı yaratılması doğru değildir. İktidar kim ya da kimlerde olursa olsun; Kürdler, seçmeni olduğu parti üzerinden tartışılamazlar.
Kürdçeyle ilgili ilerlemeler desteklenmekle birlikte, Kürdçe anadilinde eğitim doğal bir istektir. Unutulduğu için değil yasaklandığı için kullanılmayan coğrafi adların da resmileşmesini istemek doğal bir istektir. Bunların dışında bölgeler arası eşitsizlikte ekonomide, eğitimde, yatırımda, üretimde, istihdamda bölgemiz kriz yaşamaktadır.
Sorunlarımızın gerçekçi, makul ve onarıcı biçimde giderilmesi tüm Türkiye’nin ama özellikle bölgenin aciliyetidir. Derinleşen bölgeler arası eşitsizliği durdurabilmek için bölgenin doğasına uygun adımların hızla atılması zorunluluktur. Ekonomik ve eğitim eşitsizliği engellenmedikçe bölge insansızlaşmaya, yatırımcılarımız ile nitelikli iş gücümüz bölgeden uzaklaşmaya devam edecektir.
Birçok kişi ve parti olası reform için görüş bildirmişken; var oluşunu temsiliyet iddiasıyla ortaya koyanların sessizliğini kamuoyumuz tartışmalıdır.
Benliği, kimliği ve hayatın her alanının olduğu gibi temsil edilememesi bölgenin en önemli sorunudur.
Temsil İçin Yapılanma
Bölgemizin eğitim, ekonomik, kültürel ve sosyal gelişmişlik düzeyini güçlendirmeyi ve artırmayı isteyenler sesini temsiliyet ve muhataplık tonunda ılımlıca yükseltmelidir. Sorunlarımızı kullanarak bölgeyi daha da derin krizlere sürükleyenlere ancak böyle bir ses engel olunabilir. Temsil için yapılanmak bu sese hem vücut verir, hem de ciddiyet ve güven sağlar.
Statü ve haklar eksenli politikalar, eğitim, ekonomik, sosyal sorunlarla ilgili öneriler ve görüşmelerde temsilci ve muhatap olan; meselenin tarihselliğine ve güncel gereksinimlere dair yeterli bilinç taşıyan, mevcut yasalar ekseninde Kürd hassasiyetlerinin gerçekçi ve yapıcı biçimde gözetileceğini ilan eden; şiddet, terör ve illegaliteyle uzlaşmazlığını, ilişkisizliğini ve geçit vermezliğini açıkça belirten; şeffaf, tarafsız, denetlenebilir, hesap verebilir, sürdürülebilir bir temsil yapılanması tartışılmalıdır.
Temsilin yapılanması bölgenin her açıdan normalleşmesi, kalkınması ve güçlenmesi amacıyla bir araya gelindiğini ilan edebilmelidir.
Bölgenin sorunlarının belirlenmesi ve giderilmesi esnasında yaşanan başarısızlıklarda bölgenin kendi gerçekliğini ortaya koyamaması da etkenlerden biridir. Bu nedenle, yapısallaşmış edilgenlikten vazgeçmek gerekmektedir. Sorunlarımızın belirlenmesinde ve çözümünde etken ve etkin olmamak topluma kaybettirmeye devam edecek.
Temsil için yapılanmanın sonucunda her ne zaman olursa olsun reform ve dahası, yeni anayasa hazırlığı sürecinde önerileriyle inisiyatif alabilen bir muhataplık sağlanabilir.
Nasıl ki Trakya Birlik, Karadeniz Birlik, Trakya Üniversiteler Birliği, meslek birlikleri adları altında temsiliyetler, hak savunuculukları varsa; bölgemizin sorunlarını belirleyecek, duyuracak, giderilmesinde gerekirse işbirlikleri için çabalayacak sivil demokratik bir birliğin eksikliği, gerekliliği tartışılabilir.
Milliyetine, inancına, yaşına, siyasi görüşüne bakılmaksızın; bölgemizde yaşayan her birey ve kurum bu temsil yapılanmasına destek verip kendisi, çevresi, toplumu ve coğrafyası için çalışmalara katılabilir.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.