Cumhur Başkanı'nın aylar öncesi Kültür Merkezi olacağı müjdesini verdiği Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi ziyaretten iki gün önce tutuklular başka cezaevlerine dağıtılarak alelacele boşaltıldı. 12 Eylül darbesinden sonra işkencelerin en yoğun uygulandığı dönemde 5 No’lu Askeri Cezaevinde işkence mağduru tutuklular gibi o dönem yakınlarını ziyaret için cezaevine geldiklerinde fiziki ve sözlü hakarete uğrayan yakınları da 5 No’lu Cezaevi için Cumhur Başkanı ne diyecek diye merakla bekliyordu.
Ancak bilindiği gibi Bartın'daki 41 maden işçisinin hayatını kaybettiği elim olaydan sonra bu ziyaret ertelendi.
Türkiye'de politik düzeyi yüksek seçmen sıralamasında Diyarbakır halkı ilk sırada yerini alır. Daha 77 yılında ulusal söylemleri olduğu için Mehdi Zana'yı belediye başkanı yaptı. Bunu bilen siyasiler Diyarbakır'a gelince Kürd sorununa istemeselerde değinmek zorunda kalırlar. Diyarbakır'a gelen siyasiler konuşmadan önce iki defa düşünmek zorunda. Diyarbakır'da sadece ekonomik koşullardan söz edip,"cek-cak" diyerek geleceğe dönük vaatlerde bulunarak da kimse oy alamazlar. Çözüm süreci kimler tarafından ve neden akamete uğratıldığı sorusuna hala yeterli yanıt alınmadığı halde 81 adet beyaz güvercini uçurmakla barışın gelmeyeceğini Diyarbakırlı iyi bilir. İşkence yapılan binaların yıkılıp yerlerine park yapılan Devegeçidini bile Diyarbakırlı unutmadı.
5 No’lu Cezaevi'nin yerine Kültür Merkezi yapılarak yaralar sarılacak deniyor. Madem yaralar sarılmak isteniyor 5 No’lu Cezaevinin ne olması gerektiği önce o dönemi yaşayan tutuklulara ve Diyarbakır halkına neden sorulmaz?
Diyarbakır'a Kültür Merkezi yapılsın, kimsenin itiraz ettiği yok. Ancak neden illa 5 No’lu Askeri Cezaevi'nin yerine yapılmak isteniyor? Kültür Müzesi yapmakla orada günün her saatinde uygulanan insanlık suçlarının unutturulacağı mı zannediliyor?
Yapılan zulme dur demek için ölüm orucuna girip sağlığını ve hayatını kaybedenlerin, bedenlerini meşale gibi yakanların, insanlık onuru için yaptıkları olağan üstü direnişlerin izlerini Kültür Müzesi yaparak silmek nasıl mümkün olabilir? İnsanlık onurunun ayaklar altına alındığı 5 No’lu cezaevinde tutuklularda onarılmaz yaralar açtığı gibi toplumda da derin travmalara neden oldu. Bu nedenle unutmanın mümkün olmadığı yaşanan acı ve travmanın en azından hafifletilmesi, söylendiği gibi yaraların sarılması için bir adım atılmak isteniyorsa gerçekle yüzleşilmeli ve 5 No’lu müze yapılmalıdır. Tıpkı Paris'teki 14.Louis döneminden kalma işkence aletlerinin sergilendiği müze gibi. Yine Hitler faşizminin gaz odalarında insanların yakılarak katledildiği Auschwitz kampı gibi.
Fransa'daki müzede işkence yapılırken kullanılan çeşit çeşit aletler sergileniyor. Almanya'da da insanlık suçlarının işlendiği kamp olduğu gibi korunuyor.
Fransa'daki müze ve Almanya'daki kamp ziyaretçilere açık tutuluyor. Böylece Alman ve Fransız halkı geçmişte yapılan toplumsal yanlışların sonuçlarından utanıp ders almaları ve demokrasiye sahip çıkmaları isteniyor.
Tarihlerinde yaşanmış olan olayların üstünü örtmek yerine gerçekleri cesaret ve bütün çıplaklığı ile kendi halklarına ve bütün dünyaya sergiliyorlar. Böylece müzeyi ziyaret edenlerin benzeri kötülüklerin tekrar etmemesini sağlamak istiyorlar.
Gelecek nesillerin tarihten ders alması için 5 No’lu Askeri Cezaevi'ninde Almanya ve Fransa'daki benzerleri gibi kazandığı şöhrete uygun olarak 5nolu Cezaevi İşkence Müzesi yapılmalıdır.
A.Güllüoğlu
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.