HDP Eş Genel Başkanı Prof. Mithat Sancar "M. Kemal Paşa Kürd sorununu çözmek için ciddi çaba harcandı" diyor. 1938'de yaşamını yitiren bir liderin yaptıklarını gelecek topluma ders olabilmesi için doğru anlatmak gerekir. "Çok çaba harcadı" diyerek çabalarını anlatmamak büyük eksiklik.
M. Kemal gerçekten o günün koşullarında Kürd sorununu çözmek için çok çaba harcandı. Nasıl, ne için ve neler yapılarak caba harcandığını bilmek doğru değerlendirmek, gelecek için dersler çıkarmak önemli.
Şimdi o dönem kısaca neler yapıldığına, hangi çabalar harcandığına kısaca bir bakalım.
Cumhuriyetin kuruluşu 100 yıllık yakın bir tarih olduğu için tarihçilere de gerek yok. Yapılması gereken o dönem yaşananları anlayabilmek için sadece yazılı resmi tarihe değil yakın tarihi bire bir yaşayan canlı tanıkların anlattığı "öteki tarihe" bakmak yeterli.
M. Kemal kendisi ile aynı dönemde ulusal haklar için mücadele veren Kürd Teali Cemiyeti'nin Kürd halkı ile bağını koparmak için "çok çaba" gösterdi. Padişahı ve İslamiyeti kullanarak Kürd ileri gelenlerine eşit haklardan söz edip çeşitli vaatlerde bulundu. Örneğin 1920'de verilen özerklik sözü verdi, Erzurum ve Sivas Kongrelerde benzeri kararlar aldırdı.1921'de 1.mecliste "Kürdlerin ırki toplumsal ve coğrafi hukuka göre güvence getirimesi"ni savunmasına rağmen, verilen bütün sözler unutuldu ve 1924'te Kürd'leri yok sayan anayasayı 2.meclise kabul ettirdi. Bunları yapabilmek o dönem için "çok çaba" gerektiriyordu.
Cumhuriyet tarihinde Koçgiri’de başlayan ulusal talepler için baş kaldırı Ağrı’daki isyanlar ile devam etti. Resmi tarihçilerin çeşitli bahaneler üreterek adına isyan dediği olaylarda bölgeye defalarca müdahale edildi, kanlı operasyonlar yapılarak bölgenin demografik yapısına ile oynandı. Süreç Dersim'de yapılan katliam ile devam etti. Yaşanan her operasyon sonrası Şark Islahat Planına uygun olarak bölge halkı yerinden, yurdundan koparılarak asimile edilecek yerlere dağıtılacak mecburi iskana zorunlu olarak tabi tutuldu.
Evet Sancar'ın dediği gibi Kürd sorunu için M. Kemal çok çaba harcadı. Bu çabalar sonucunda çok partili sisteme geçişe kadar deyim yerindeyse Kürd'lerin üzerine "ölü toprağı" serpildi.
Yukarıda canlı tanıkların anılarından söz ettik. Yazı uzamasın diye o döneme tanıklık eden, üstelik devletin görevlendirdiği iki yetkilinin çarpıcı anılarına değinmek Sancar'ın sözünü ettiği çabanın nedenlerini anlamak için yeterli olacaktır. Bunlardan ilki; Diyarbakır İstiklal Mahkemesi yargılanan bir gence sırf Türkçe bilmediği için idam cezası veriliyor. Karara itiraz eden aynı mahkemenin Baş Savcısı Ahmet Süreyya bey infazı durdurmak için Ankara'ya baş vuruyor. Ankaranın verdiği yanıt; "Gayemiz Kürd'lerin ve Kürdçülerin kafasının ebediyen edilmesidir. Hakim arkadaşlarınla anlaş, gözlerinden öperim" Baş vekil İsmet
Diğeri Türkiye'de yıllarca Dış İşleri Bakanlığı yapmış, Dersim katliamı dönemde ve Seyit Rıza'nın idamında özel görevli olan İhsan Sabri Çağlayangil'in kan donduram anıları. İnternete girildiğinde kolayca ulaşıla bildiği için burada uzunca yazmayacağım.
Mustafa Kemal'in hasta yatağında bile Rojava'da yaşayan Kürd'lerin Akdeniz ile olan bağını koparmak için Hatay'ı Türkiye'ye katması az çabamı?
Geriye dönüp baktığımızda M. Kemal dönemi ve sonrası hayatın her alanında Kürd sorununun "çözümü" için nasıl çaba harcandığını yapılan uygulamalardan biliyoruz.
Evet M. Kemal Kürd sorununu çözmek için çok çaba harcadı. Mithat Sancar M. Kemal'in tek ulus yaratmak amacı için çaba harcadığını bilmesine rağmen söylemiyor. İlginç ve düşündürücü olan çok eleştiri almasına rağmen parti içinden bir tepki almaması.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.