Bu ülkede gün geçmiyorki "bir kaç" kadın öldürülmesin. SILA ŞENTÜRK henüz 16 yaşında bir kız çocuğu.D evletin koruması altında olmasına rağmen eski nişanlısı tarafından boğazı kesilerek vahşice katlediliyor. Eskiden kadın cinayetlerine neden olarak töre gösterilirdi. Cinayetlere karşı gösterilen toplumsal tepkide ve yargılamalarda hafifletici neden olarak töre göz önüne alınarak karar verilirdi. Çünkü işlenen çoğu cinayetin nedeni namustur.
Üretim ilişkileri değiştiğinde toplumlarda kültürel değerler ve ve buna bağlı olarak var olan etik değerlerde değişir. Önemli olan bu değerlerin arasından güzel ve evrensel olanları ayıklayıp seçmektir. Bu gün törede kadına ve anneye verilen o güzelim değerler olmadığı gibi namus sadece "iki bacak arasında" değerlendiriliyor. Toplumda bu gün egemen olan feodal kültür ile kapitalist kültürün kadına bakışında etik yönden değerli olan ne varsa terk edilmiş, geride iki kültürün kadına bakışında ne kadar olumsuz yanlar varsa alınmış. Belli bir azınlık dışında kadını bu iç içe geçmiş, çarpık, çirkin ve etik değerlerden yoksun anlayış ile değerlendirmek toplumun geneline egemen oldu. Feodal kültürde olduğu gibi bu günde kadın alınıp satılılabiliyor, kapitalist kültürdeki gibi de kadın meta olarak değerlendiriliyor.
Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri ekonomik ve buna bağlı olarak değişen kültürel değerler ile birlikte ele alınıp değerlendirilmiyor. Kadından yana var olan caydırıcı önlemler ve yasalar dışında tedbirler alınmadığı için yeterli olmuyor ve her gün islenen kadın cinayetlerinin önü alınamıyor. Başta siyasiler olmak üzere işlenen her cinayetten sonra artık klasikleşen "timsah gözyaşı" dökerek tepki göstermekte artık cinayetlere engel engel olmaya yetmiyor.
Yapılan tecavüzleri çocuğun rızasına göre değerlendirenler ile kadın haklarını etik değerlerden soyutlayıp sadece "cinsel" özgürlük olarak gören anlayışı savunanlar ile sorun çözülemez. Kadın cinayetleri bulaşıcı hastalık gibi Türkiye'nin artık her yöresine yayıldı.1924'te kabul edilen Medeni Kanun ve 1934'te kabul edildiği halde kağıt üzerinde kalan seçme-seçilme hakkı ile kuru kuruya övünmek te yetmez. Öncelikli olarak yapılması gereken geri kalmış ülkeler dışında bütün medeni dünyanın yaptığı gibi başta İnsan Hakları olmak üzere kadın ve çocuk haklarını ilk okuldan baslamak üzere matematik ve coğrafya gibi ilk okuldan itibaren ders olarak işlenmesi gerekiyor. Lafla olmuyor, öldürülme sırası artık bu çarpık, ucube kültür ile sıra çocuk ve kadınlara kadar geldi.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.