Yalan söylemenin kötü bir şey olduğunu, yalan söyleyenin yalanı ortaya çıkacağını ve yalan söyleyenin zorda kalacağını anlamamız için çocukken bizlere anlatılan yalancı çobanı ile kurdun hikayesini hepimiz hatırlarız.
Yalancı çoban bile kurt geliyor diyerek kendi köylüsünü ancak üç defa kandırabilmişti. Dördüncü defa yalanını tekrar edince çoban gerçekten gelen kurt ile baş başa kalmıştı.
Bu hikayeyi, alınması gereken derslere boş verenler Berlin işgal edildiği halde Alman halkını "Savaşı kazanıyoruz" diye kandıran Hitler’in propaganda bakanı Goebbels'in "Büyük Yalan" tekniğini çok iyi ezberleyip yutmuşlar.
Seçimlere kalan süre azaldıkça gelecek ile ilgili yapılan vaatlerde sınır tanımayan yetkililerin ağzından adeta bal akıyor.
Karadeniz'de bulunan doğal gazı taşıyacak borular kaynak ediliyor, uzaya gitmek isteyenler için başvuru kayıtlarına bile başlanmış. Vaatler saymak ile bitmiyor.
"Enflasyonu tek rakama indireceğim" indireceğim" Maliye Bakanı'na bu nasıl olacak dendiğinde "Gözlerimdeki ışığa bakını anlarsınız" diyor. (Bu gün itibarıyla dolar 17.25,Euro 17.99 TL.)Ekonominin "kurmaylarına" göre TL değer kaybetmiyor, sadece Türkiye'yi kıskanan dış güçler doları, Euro’yu ve altını yükseltiyor.
Filmlerinde ve sahneye koydukları oyunlarında siyasileri ti ye alarak alay eden Metin Akpınar ve Zeki Alasya gibi sanatçıları kıskandıracak şekilde vaatler yaparak gülünç duruma düşmelerine ve çok komik olmalarına rağmen kimseyi güldüremiyorlar.
Biz yaşlarda olanlardan kandıracak kimsenin kalmadığını bildikleri için iktidar ve muhalefet partileri artık hedeflerine yeni seçmen olan gençleri koymuşlar. Seçim öncesi kulağa hoş gelen vaatler ağırlıkla gençlere ve onların taleplerine yönelik.
Türkiye'nin bugün başta enflasyon, hayat pahalılığı, her geçen gün sokakta güçlenen ırkçılık ve antidemokratik uygulamalardan dış ilişkilere kadar var olan bütün sorunlarının kaynağı olan ve hala çözüm bekleyen Kürd sorununa değinen yok. Siyasi İslamcıları ile Kemalist'ler iktidar için mücadele etmelerine rağmen konu Kürdler olunca söz birliği etmiş gibi sorundan uzak duruyorlar. Geçmişte kenarından, kıyısından da olsa, özellikle Fırat'ın bu yakasına geldiklerinde siyasiler pembe yalanlar ile değinirlerdi. Şimdi soruna değinen, çözüm öneren iktidar ve muhalefetten siyasi lider yok. Değinmek isteyen olduğunda da doğru ve eğriyi birbirine karıştırılıp hepsine terör damgası vuruluyor.
NATO'ya üye olmak isteyen İsveç'ten Rojhılat kökenli (Doğu Kürdistan) İsveç vatandaşı ve millet vekili olan Emine Kakabaveh'i Türkiye'ye verin diyorlar.
Hikayede yalancı çoban bile kendi köylüsünün üç defa kurt geliyor diye kandırabilmişti. Türkiye’de siyasiler artık her seçim öncesi seçmeni yüzlerce defa yaptıkları vaatler ile kandırmak çabasındalar.
Eskiden yalancılara karşı insanları uyarmak için “Bir yalan kırk doğrunun arasına saklanır" derlerdi. Günümüzde milletin gözünün içine baka baka bir doğrunun ardında kırk yalan sığdırılıp
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.