28-Aralık-2011 tarihinde Roboskili her yaştan 38 kolber kiralık katırlar ile her zaman yaptıkları iş olan sınırın öte tarafındaki köyden bu tarafa getirilecek sigara ve mazotu taşımak için gitmişlerdi. Yükleri çoğu kiralık olan katırlara yükleyip köylerine dönerken gecenin sessizliği kulakları sağır eden bomba sesleri ile bozuldu. Savaş uçakları kolberlerin üzerine bomba yağdırıyor.
Günün ağarması ile birlikte yaşanan felaketin boyutları ortaya çıktı. Yerdeki kar kızıla boyanmış, her taraf paramparça yanmış insan cesetleri ile doluydu.
Roboskili köylüler toplayabildikleri cesetleri battaniyelere sararak yük hayvanları ile ancak taşınabildiler.
Ölenlerin 24 tanesi Encü ailesindendi. 19 tanesi de daha reşit bile olamamış çocuklardı. Hava saldırısından kurtulup geride sadece dört kişi kalmıştı.
Yaşanan vahşetin üstü örtülmeyeceğine ve sorumluların ortaya çıkarılacağına dair yetkililer benzer sözleri defalarca verdiler...
Sivil mahkeme savaş uçakları ile bombalama yapıldığı için dosyayı Askeri Mahkemeye devretti. Askeri Mahkame'de "olayda kasıt yoktur" denilerek dosyayı kapattı. Avukatlar prosedür gereği Anayasa Mahkemesine başvuruldu. Dosyayı takip eden çok sayıda avukat olmasına rağmen, istenen "eksik evraklar zamanında tamamlanmadığı için" dosya Anayasa Mahkemesi tarafından da reddedildi. Anayasa Mahkemesi dosyayı reddettiği için de AİHM'ne müracaat edilemedi ve yargı yolu tamamen kapandı. Sebebi ne olursa olsun davayı takip etmek ile sorumlu olan avukatların "ihmalin" mazereti ne olabilir? 34 kişinin katledildiği böylesine önemli bir davada Anayasa Mahkemesinin istediği eksik evraklar neden zamanında teslim edilmiyor? Bunun sorumlusu kimler? Yaşanan felaketin verdiği acı bir yana eksik evrak nedeni ile davanın düşürülmesi yaşanan olay kadar düşündürücüdür.
Yetkililerin verdiği "olayı aydınlatacağız" diye verilen sözler unutuldu. Faili belli olduğu halde eksik evrak nedeniyle yargı yolu kapansa da, dosya tozlu raflara kaldırılsa da Roboski'de yaşananların yüreklerde bıraktığı acı kapanmadı, kapanmayacak. Bu öylesine bir acı ki arada geçen 11 yıllık zamana rağmen azalmıyor.. A.Güllüoğlu
Not:Belli bir ücret karşılığında sırtında, yada katırlar ile yük taşıyanlara kolber denir.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.