10 ilde yaşanılan, söylendiği gibi büyük felaket sonrası kışın ortasında, korku ve panik içinde evlerine dahi giremeyen muhtaç insanlara yardım yapmak için yarışan koca yürekli insanlar var.
Ukrayna'dan Rusya'ya, ABD'den Hindistan’a, Meksika’ya kadar dünyanın çeşitli ülkelerden gelen uluslar arası yardımları saygı ve takdir ederek izliyoruz. Haber kanallarında İsrail ve Yunanistan'ın gönderdiği yardım ve ekiplerin haberleri bile yapıldı, doğru olanda zaten budur. Başta devletler olmak üzere depremzedelere yardım ulaştıran kurum, kuruluş ve şahıslar saygıyı ve sevgiyi sonuna kadar hak ediyor. Ama nedense bu güne kadar Facebook paylaşımları dışında haberi yapılmayan bir tek (yüzlerce ambulans ve yardım yüklü araç konvoyu ile) depren bölgesine ilk ulaşan Güney Kürdistan Federasyonu'nun ve M.Mustafa Barzani Vakfı'ndan gelen malzeme ve tıbbi araç yardımlarının haberi yapılmadı, hala yapılmıyor. Facebooktaki paylaşımların belirttiğine göre Güney Kürdistan'dan gelen araçların önündeki pankartlar kaldırılıyor ve insanı malzemelerin üzerindeki Kürdistan yazılarının üstü örtülmüş.
Yapılan yardımların ihtiyaç sahiplerine düzenli ve doğru bir şekilde ulaştırılması için tek merkezden el birliği ile koordine edilip dağıtılması gereklidir. Buna kimsenin itirazı yok. Ancak bunu bahane edip siyasi çıkar için yardımları getiren araçların üzerindeki pankart veya yardım kölelerin üzerindeki amblemlerinin üstünü örtmek, ve farklı isimler ile dağıtmak son derece çirkin olduğu gibi etikte değildir.
Yardım için ayırım gözetmeden insanların çabaladığı halde Millet İttifak’ında yer alan bir partinin sorumlu ve yetki sahibi olan bir kadın üstüne vazife edinip Güney Kürdistan'dan gelen araç ve yardımlardan rahatsız olmuş. Dar günde Güney Kürdistan tarafından yapılan bu yardımlar kadının zoruna gitmiş olacak ki "ayranı kabarmış" ve tedbir alınması için Türk Silahlı Kuvvetlerine ve Emniyet teşkilatına ihbarlarda bulunuyor.
Deprem bölgesinde yaşayan Türk'ü, Kürd'ü, Arab'ı ve diğer etnik gruplar ile birlikte yaşadığımız acıları bir yana bırakıp Güney Kürdistan'a ve M.Mustafa Barzani Vakfı'na, yaptıkları yardıma düşmanca tavır takınmak inanılır gibi değil.
Yetkili olduğu partisi acıda dahi ayırım yapan bu kadın hakkında bir karar alınıp almayacağı da ayrıca merak konusu.
İsrail veya Yunanistan gibi Güney Kürdistan Federasyonu bağımsız devlet olsaydı gelen yardımlara karşı böylesi bir önyargı ve tepki yine olurmuydu diye insan düşünmeden edemiyor.
A.Güllüoğlu
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.