Seçimler yaklaştıkça şiddet ve provakasyon amaçlı eylemlerin sistemli bir şekilde,bilinen odaklar tarafından arttırıldığını,bunun sıradan seçim çalışması haline geldiğini artık bilmeyen kimse kalmadı. Çocukların dağa çıkmasına engel olmak devletin görevi olduğu halde Amed'te çocuklarını aramak için toplanan ailelerden seçilmiş üç kişi basın ordusu ve polis koruması altında HDP Genel Merkezinin önüne siyah çelenk bırakmak için Ankara'ya kadar getirilmiş.
Annelerin acısını malzeme yaparak siyasi amaçları için kullananlara sormak gerekiyor; Neden aynı demokratik hakkı yıllardır kayıp olan evlatlarını arayan, öldürüldüyse en azından mezar yerlerini bilmek isteyen Cumartesi Annelerine tanınmıyor?
Örneğin Cumartesi Anneleri Millet yada Cumhur İttifakında yer alan partilerinden herhangi birinin önüne siyah çelenk bırakabilir mi? Kolluk kuvvetleri buna izin verir mi? Vermez, çünkü Galatasaray meydanında toplanan anneler işkence hanelerde insanları yok edenlerin ve onlara emir verenlerin korkulu rüyası haline geldi. Deşifre olmamak için şiddet kullanmak dahil her türlü zorbalıkla Cumartesi Anneleri'nin toplanmalarına engel olmak istediler.
Bu çifte standarda son vermek için evvela annelerin bir araya gelmeleri ve birlikte mücadele etmeleri gerekiyor. Acıları ortak olan anneler bir araya gelerek birlikte mücadele ettikleri gün yeni evlat acılarının yaşanmasına da son vereceklerdir. Çocuğunun akıbetini merak eden her anne iyi bir haber alabilmek için her kapıyı çalar. Bundan dolayı anneler eleştirilemez. Bunun sorumlusu annelere bu acıyı yaşatanlardır.
Evlat acısı olan anneleri ayırıp kullanmak en çirkin, en aşağılık siyasi mücadele biçimidir. Dün anneler günüydü. Bütün annelerin gününü saygı ile, hürmet ile kutluyorum. Hiç bir anne göz bebeğim dediği evladını siyasi bir amaç uğruna bilerek kullanıp feda etmez.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.