Evin Çiçek’in Kemalizm ve Kürd Ulusal Sorunu araştırmasının dördüncü cildi yayımlandı.
Evin Çiçek, Kemalizm ve Kürd Ulusal Sorunu IV, Sîtav Yayınları, Şubat 2024, 892 s.
Bu cilt, Kürdizade Lütfi Fikri (1872-1934) hakkındadır.
Kitabın kapağında Kemalizm ve Kürd Ulusal Sorunu IV ana başlığından sonra Kürdizade Lütfi Fikri’nin bir sözü de yer almaktadır: Kürdizade Lütfi Fikri: ‘Ben bütün mevcudiyetimle eminim ki bu memleket İttihatçılardan daima zarar görecektir. Asla fayda görmeyecektir.’
Bu söz iç kapağın ilk iki sayfasında da iki defa yer bulmuştur.
***
Lütfi Fikri, Osmanlı Meclis-i Mebusan’ında 1908-1912 Dersim milletvekilidir. Lütfi Fikri, arkadaşları arasında, basında, genellikle, ‘daimî muhalif’ unvanıyla anılmaktadır. (s. 29)
Lütfi Fikri, İstanbul’da gazete yayımlayan, gazeteye, gazetelere yazılar yazan bir kişidir. Gazetesi kapatıldığı zaman, yeni bir gazete daha yayımlayan bir gazetecidir. Lütfi Fikri aynı zamanda, önemli bir hukukçudur, avukattır. Bir ara İstanbul Barosu Başkanlığı yapmıştır. (s. 60, 664)
Araştırmacı yazar Evin Çiçek çalışmasını yaparken, Fransız Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı arşivlerinden, Başbakanlık Osmanlı ve Cumhuriyet arşivlerinden yararlanmıştır. Bu çerçevede, Osmanlı Meclis-i Mebusan’ı zabıt ceridelerinden, Büyük Millet Meclisi İstiklal Mahkemeleri zabıt ceridelerinden vs. yararlanmıştır.
Yücel Demirer, 1991’de ‘Lütfi Fikri’nin Günlüğü, ‘Daima Muhalefet’ kitabını yayımlamıştır. Yücel Demirer, Dersim Mebusu Lütfi Fikri Bey’in Günlüğü, ‘Daima Muhalefet’, Arma Yayınları, İstanbul 1991. Araştırmacı yazar Evin Çiçek’in bu kitaba da sık sık başvurduğu görülmektedir.
Evin Çiçek, sözü edilen bu kitapla ilgili olarak, kitapta geçen bütün ‘Osmanlı’ sözcüklerinin ‘Türk’ yapılmış, asimilasyona uygun bir hale getirilmiş olduğunu belirtiyor. (s. 25, s. 65)
***
Lütfi Fikri’nin babası, Hüseyin Fikri Paşa, bir Osmanlı valisidir. Dersim ve Hakkari valiliklerinde bulunmuştur. Lütfi Fikri İstanbul’da doğmuştur. Lütfi Fikri, 1890 yılında Mekteb-i Mülkiye’den mezun olmuştur. Mekteb-i Mülkiye, o dönem ilk üç yılı idadi son iki yılı ali bir okuldur. O dönemde, Mekteb-i Mülkiye’nin, son iki yılı da üç yıla yükseltilmiştir. (s. 39)
***
Araştırmacı yazar, Evin Çiçek, kitabının başında Kürdzade ailesinin önemli isimleri hakkında bilgi vermektedir. Bunlardan bazılarıyla röportaj da yapmıştır. (s 39-72)
***
‘Şimdiye kadar, Vilayat-ı Selasa ibaresinin, çeşitli araştırmalarda, incelemelerde Kars, Ardahan, Batum vilayetleri için kullanıldığını okumuştum. Evin Çiçek’in, Kemalizm ve Kürd Ulusal Sorunu IV araştırmasında, Vilayat-ı Selase ibaresinin, Balkanlardaki Kosova, Manastır, Selanik vilayetleri için de kullanıldığını görmüş oldum. (s. 148) Sivas, Erzurum, Elazığ, Diyarbakır, Bitlis, Van eyaletleri içinde Vilayat-ı Sitte kavramının kullanıldığı bilinmektedir.
***
‘Derin Komite’ kavramı araştırmanın çeşitli bölümlerinde sık sık dile getirilen bir kavramdır. (s. 34, 35, 75, 76, 78, 108, 509, 532 … ) Bu ittihat ve Terakki Fırkasının gerek muhalefette, gerek iktidarda gizli bir örgüt olarak da faaliyet yürüttüğü anlamına gelmektedir. ‘Derin Komite’nin örgütlenme merkezinin Selanik olduğu vurgulanmaktadır. (s. 105) ‘Derin Komite’nin 20-40 kişiden oluştuğu da belirtilir. (s. 280) 6 Nisan 1909’da Serbesti Gazetesi i Başyazarı Hasan Fehmi, İstanbul’da Galata Köprüsü’nde bir suikast sonucu öldürülmüştür. (s. 331) 10 Haziran 1910’da Gazeteci Ali Samim aynı şekilde öldürülür. (s.284) Bu suikastte asıl hedefin Mevlanzade Rifat olduğu söylenir. (s. 284) Bunlar, ‘Derin Komite’nin operasyonlarıdır. Başbakan Mahmut Şevket Paşa’nın (1856-1913) 11 Haziran 1913’ de Beyazıt Meydanı’nda vurularak öldürülmesini de bu çerçevede değerlendirmek gerekir. (s. 458) Bu, Osmanlılaştırma adı altında Türkleştirme çabalarının hız kazandığı bir dönemdir. (s. 287) Türkocağı, Türk Yurdu kurumlaşmaları öyle bir ilişkiler ağında gelişmiştir. (s. 506-517)
***
Meclis-i Mebusan’ın 1912 Ağustos’unda yapılan ikinci dönem seçimlerinde parlamentoya sadece İttihat ve Terakki Fırkası’ndan üyeler girer. Muhalefetten girebilenler çok çok azdır. Bu seçim, tarihe ‘sopalı seçim’ olarak geçmiştir.
Lütfi Fikri liberal anlayışlı bir kişidir. Dr. Rıza Nur gibi ‘aşırı ırkçı’ larla bir arada olabilir, onlarla aynı masa etrafında oturabilir, tartışabilir. Gazetelerinde onlara da sütun verebilir. Lütfi Fikri bey, hukukçu olarak, ‘Her türlü hukuksuzluğun yapıldığı, adaletsizliğin savunulduğu siyasi, idari ortamda, hukuk çerçevesinde davranılmalı, yasalara uyulmalı …’ demektedir. (s.112) Lütfi Fikri bir ara Darülfunun’da (Üniversite) hukuk dersleri hocalığı da yapmıştır. (s. 119)
Dersimli Lütfi Fikri) İstanbul’da insan hakları savunucusudur. Ama Kürdistan’daki hak ihlallerine karşı duyarsızdır. Örneğin, Arnavutluğa karşı daha sıcak bir ilgisi vardır. (s. 120-122)
Lütfi Fikri, Rusya’nın ve Büyük Britanya’nın, Kürdistan’da sürekli olarak Kürd-Ermeni çatışmalarını kışkırttıklarını vurgular. Bunun amacının Kürdleri güçsüz düşürmek olduğuna işaret eder. (s. 125)
Lütfi Fikri, kendisini Osmanlı kabul eder. Kürdlüğüne hiç vurgu yapmaz. Yakın bir arkadaşı Lütfi Fikri’ye bir toplantıdan söz eder. ‘Bu toplantıda Kürdleri temsilen seni seçtik der. Lütfi Fikri bu öneriyi, ‘sadece Kürdleri değil, bütün Osmanlıları temsil edebilirsem bu öneriyi kabul edebilirim’ diye cevaplar. (s. 776-779)
***
Kemalizm ve Kürd Ulusal Sorunu IV kitabında, Lütfi Fikri’nin kanun tasarıları hakkında Meclis-i Mebusan’da yaptığı konuşmalar yer almaktadır. Sadece Lütfi Fikri’nin değil, söz edilen kanun tasarıları hakkında öbür milletvekillerinin yaptıkları konuşmalar da yer almaktadır. Edirne Mebusu, İçişleri Bakanı Talat Bey (Talat Paşa), Selanik Mebusu, Maliye Bakanı Mehmet Cavit Bey sık sık konuşanlar arasındadır. Meclis’i Mebusan’da Türk milletvekillerinden başka, Rum, Ermeni, Yahudi, Arap gibi Osmanlı milletvekilleri de sık sık öz alırlar, konuşmalar yaparlar.
Lütfi Fikri hakkında, 4 Haziran 1911’de, Meclis-i Mebusan’da yaptığı bir konuşmadan dolayı tutuklama girişiminde bulunulur. Ama kendisinin yaptığı savunmadan, öbür milletvekillerinin ve basının tepkisinden dolayı tutuklama girişimi başarıya ulaşmaz. Kendisi hakkındaki dava tutuksuz olarak devam eder. Kemalizm ve Kürd Ulusal Sorunu IV kitabında bu davanın nasıl geliştiği uzun uzun anlatılar. (s. 598 vd) Lütfi Fikri bu davada beraat eder. (s. 742)
***
Araştırmacı yazar Evin Çiçek, Kemalizm ve Kürd Ulusal Sorunu başlığı altında, şimdiye kadar dört cilt kitap yayımladı. Bu son kitapta, bu serinin beşinci bir kitapla devam edip etmeyeceğine dair herhangi bir bilgi yer almamaktadır.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.