Araştırmacı-Yazar Mehmet Bayrak’ın, ‘Kürt Kimliği Mücadelem’ kitabı Yayımlandı.
Kitabın tam ismi şöyle: Mehmet Bayrak, Kürt Kimliği Mücadelem (Yargılayan Savunmaların Sunduğu Gerçekler), Özge Yayınları, 2023, 711 s.
***
Kitabın girişinde iki yazı var. Bu yazılar şunlar:
“Önsöz” ya da yargılanmayla geçen yazarlık serüvenim ve savunmalarım
(s.15-18)
“Sunu” yerine mahkemelerde ‘Kürt’ ve ‘Kürdistan’ Maceramız (s. 19-22)
Kitapta, bu yazılardan sonra ifade özgürlüğünü savunan beş yazı yer alıyor.
Düşünce Özgürlüğü ve Kürt sorunu Kürt problemi Türk ırkçılığı ile yaşıttır. Kürt düşmanlığını ilkel silahı 8. Madde ‘Bölücü ve yıkıcı faaliyet’ Red ve İnkardan kabullenmeye, demokratik çözüm izleği (s. 25-28)
***
Yazılarla, kitaplara ilgili davalar, savunmalar, kitapta, dört kesimde toplanmış. Birinci Kesim’de, ‘Halk Şiirinde Toplumsal Olaylar ve Başkaldırılar’ Yazı Dizisi Hakkında Açılan Davalar ve Savunmalar yer alıyor. (s. 40-56) Bu bölümde 6 belge var.
İkinci Kesim’de ‘Özgür Gelecek’ Dergisi hakkında Açılan Davalar ve Savunmalar yer alıyor. Özgür Gelecek hakkında 30 civarında dava açılmış. Bu yazıların bir kısmı Mehmet Bayrak’ın yazıları. Bir kısmı da derginin sahipliğini yaptığı için Mehmet Bayrak hakkında da açılan davalar.
Bu davalar daha çok Terörle mücadele yasası Md. 8 den dolayı Devlet Güvenlik Mahkemelerinde görülüyor. Aynı yazılardan veya kitaplardan Ağır Ceza Mahkemeleri’nde, Asliye Ceza mahkemelerinde görülen davalar da var. Bu davaların görüldüğü dönemde, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Kavaklı Dere’de ,Farabi Sokaktaydı. İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde görülen davalar da vardı. Bütün bu davalarda Mehmet Bayrak, Kürdleri, Aleviler, Ezidileri yoğun bir şekilde savundu. Resmi görüşü savunanları yargılayan savunmalar yaptı. Avukatlar da Mehmet Bayrak’ı savunan, onaylayan savunmalar yaptılar. Bütün bu davalar sürecinde avukatlar, Mehmet Bayrak’ı hiçbir zaman yalnız bırakmadılar. Her zaman duruşmalarda hazır oldular.
Mehmet Bayrak bu süreçte genel olarak Bekir Kesen ile duruşmalara katılıyor. Bu kesimde 81 belge var. Bunlar, toplatma kararları, toplatma kararlarına yapılan itirazlar, Emniyet Müdürlüğü’ndeki ifade tutanağı, Cumhuriyet Savcılığı’ndaki ifade tutanağı, iddianameler, bilirkişi raporları, tahliye taleplerini içeren dilekçeler, mahkemede yapılan esas hakkındaki savunmalar mahkumiyet hükümleri, beraat kararları, Yargıtay ilamları vs.
Belgeler arasında basın açıklamaları, Mehmet Bayrak’ın çeşitli gazetelere dergilere, TV lere verdiği röportajlar da yer almaktadır.
Avukatlar, Yusuf Alataş, Halit Çelenk, Serhat Bucak, Şerif Felekoğlu, Hasan Ürel
***
Kesim Üç’te, ‘Özge Yayınları’ hakkındaki davalar, savunmalar yer almaktadır ( s. 375-693)
Özge Yayınları birçok kitap yayımlamıştır. Mirzali Çimen, Dünü-Bugünü ile Geri kalmışlık Sorunu, Mehmet Bayrak, Kürt Halk Türküleri, Celile Celil, Osmanlı İmparatorluğu’nda Kürtler, Nuri Dersimi, Dersim ve Milli Mücadelesine Dair Hatıratım, Cemşid Mar, Çağdaş Kürt Destanları, Mehmet Bayrak, Kürtler ve Ulusal Demokratik Mücadeleleri, Kürdoloji Belegeleri 1, Kürdoloji Belgeleri 2, Zinar Silopi, Doza Kürdistan, Mehmet Bayrak, Alevilik ve Kürtler 1, Mehmet Bayrak Alevilik ve Kürtler 2, Mehmet Bayrak, Kürt Müziği, Danslar, Şarkıları, Mehmet Bayrak, Kürt Kadını
Bu kitaplar hakkında davalar açılmıştır. Kesim Üç’te bu davalarla ilgili 102 belge yer almaktadır. Bunlar toplatma kararları, toplatma kararlarına itiraz, Bilirkişi raporları, bilirkişi raporlarına itiraz, basın açıklamaları, cezaevinden yazılan mektuplar, savunmalar, avukatların savunmaları, mahkeme kararları, Yargıtay kararları, gerekçeli kararlar, Yargıtay’ın bozma kararları, Özgür Gelecek Dergisi hakkında çeşitli kararlar vs.
***
Kesim Dört Mehmet Bayrak, Özgür Gelecek Dergisi Yönetmeni ve Özge Yayınları Yönetmeni olarak, Almanya’da “Kürt Sanat, Kültür ve Bilim Merkezi” kurmuştur. Kesim Dört’te, bu kurumun kuruca başkanı olarak, çeşitli kurumlara gönderdiği bazı mesajlar yer almaktadır. Ayrıca Özge Yayınları ile ilgili olarak bazı uluslararası dayanışma belgeleri de yer almaktadır. (s. 694-705)
1993
‘Kürt Kimliği Mücadelem’ kitabının sonunda Mehmet Bayrak’ın bir yazısı var. Bu, “Sonsöz” Yerine : Yüzüncü Yıldönümünde Lozan Antlaşması ve Kürtler başlıklı yazıdır. (s. 706-711)
***
Araştırmacı-Yazar Mehmet Bayrak, Özgür Gelecek Dergisi, Özge yayınları, Kürd düşün, bilim sanat hayatında çok önemli bir yere sahiptir. Türk düşün, bilim, sanat hayatında da önemli bir yere sahip olduğu kuşkusuzdur. 1980’lerin sonlarında, 1990’ların başlarında 8 sayı yayımlanabilen Özgür Gelecek Dergisi çok önemli bir yayın organıydı.
Yayın hayatına başlayacak olan ve derginin ilk sayısında yayımlanan bir mesajdan dolayı, Mehmet Bayrak’la, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde birlikte yargılanmıştık. Mehmet Bayrak bu süreci, Kürt Kimliği Mücadelesi kitabında etraflı bir şekilde anlatıyor.
Kürt Kimliği Mücadelesi, Red ve İnkardan Kabullenmeye Özgür gelecek Dava Dosyası 1993, Ankara. Kitapta, Av. Yusuf Alataş’ın, Mehmet Bayrak’ın, İsmail Beşikci’nin, Av. Serhat Bucak’ın, Av. Halit Çelenk’in savunmaları var. (s. 479 vd.)
Bugün Özge yayıncılık yaşamını sürdürmektedir ve çok önemli ve değerli kitaplar yayımlamaktadır. Kürdoloji Belgeleri 1 ve Kürdoloji Belgeleri 2 çok değerli başvuru kitaplarıdır. Şark Islahat Planı genç araştırmacılar için çok değerli bir kılavuzdur. Kürtler ve Ulusal Demokratik Mücadeleleri, Aleviler ve Ezidilerle ilgili kitaplar yine öyle.
Mehmet Bayrak, Özge yayınları, M.S. Lazarev’in Emperyalizm ve Kürt Sorunu (1917-1923), Robert Olson’un, Kürt Milliyetçiliğinin Kaynakları ve Şeyh Said İsyanı (1980-1925), Arşak Poladyan’ın, VII-X Yıllarda Kürtler, J. Kurdo’nun, Kürt Kültürünün Kaynakları ve Uygarlıklar Beşiği Kürdistan, Celile Celil’in, Osmanlı İmparatorluğu’nda Kürdler kitaplarını da yayımlamıştır.
Mehmet Bayrak, Özge Yayınları, Martin Van Bruinessen’in Ağa, Şeyh ve Devlet (Kürdistan’ın Sosyal ve Politik Örgütlenmesi) kitabının da ilk yayıncılarıdır.
***
Mehmet Bayrak sık sık, konferanslar vermektedir. Panellere, radyo-tv programlarına katılmaktadır. Bu süreçte, yanında her zaman eşi Gülay Bayrak’ı görmek mümkündür. Bu, Mehmet Bayrak Hoca’nın üretkenliğinin bir nedenini de açıklamaktadır. Bu işbirliği, aile içi dayanışma sürecinde Gülay Bayrak da hoca olmuştur.
Not: Bir önceki, ‘Şeyh Said Direnişi İlgili İki Kitap’ makalesine bazı eleştiriler oldu. Sadullah Bahadır, Guli ve Gulo’nun farklı kişiler olduğunu söylüyor. Binbaşı Kasım’ın eşinin Guli olduğunu, Şeyh Said’in yakalatılmasından sonra Guli’nin, eşi Binbaşı Kasım’a bazı eleştiriler yönettiğini, evde ayrılık-gayrılık- yaşandığını dile getiriyor. Sadullah Bahadır, Gulo’nun muhbir olduğunu da söylüyor.
Tahsin Sever ise bana gönderdiği notta, Şeyh Said’in Abdurrahman Paşa Köprüsü’nde yakalanması ve Gulo Hanım konularında bazı eleştiriler yapıyor. Tahsin Sever şunları söylüyor:
“ … Kitaplardan birinde geçtiği söylenen, Şeyh Ali Rıza Efendiye atfen; " Babam Şeyh Said Efendi Binbaşı Kasım ve eşi Gulo Hanım’ın entrikalarıyla yakalandı." ifadesi son derece sorunlu bir ifadedir ve sizin makalenizde hiç bir yoruma tabii tutulmadan aktarılmıştır.
Gulo Hanım’ın Cibranlı Halit Bey'in kız kardeşi olması nedeniyle ayrıca önem arz etmektedir. Şeyh Sait Efendi'nin nasıl yakalandığı, kendi mahkeme ifadelerinde noktası virgülüne kadar detaylı anlatılmıştır. Hakeza Binbaşı Kasım hem Mahkemede hem de Umumi Müfettişliğe verdiği ifadelerde yakalanma (teslim olma) meselesini detaylı anlatır. İkisinin anlatımları arasında nerdeyse hiç bir çelişki yoktur. Aynı zamanda söz konusu olayları yaşayıp da hayata kalabilen Halil Kılıçoğlu, Kargapazarlı Reşit Bey ve Hacı Mucin Efendi olayların tanıklarıdır ve yazılanları teyid etmektedirler.
Olayın kısa özeti şudur: Şeyh Sait Efendi, Diyarbakır'ın alınamaması üzerine etrafındakiler dağılır ve çok az insanla Solhan'a gelir. Melekanlı Şeyh Abdullah Efendi ve beraberindekiler, Karlıova'daki Cıbran beyleriyle Solhan'da bir araya gelirler ve bunlar arasında Binbaşı Kasım'da vardır. Şeyh Sait Efendi'nin Binbaşı Kasım'a itirazı olmadığı gibi Kasım'ın önerilerini kabul ederek Abdurrahman Paşa Köprüsü üzerinden İran'a doğru geçmeyi kararlaştırırlar. Yol boyunca bütün itirazlara rağmen Şeyh Sait Efendi, Kasım'dan şüphelenmez. Kafile Abdurrahman Paşa Köprüsü’nü geçip Melhemli köyüne vardığında Binbaşı Kasım, teslim olmaları dışında bir seçeneklerinin olmadığını söyler, bu duruma Şeyh Sait Efendi "içime sinmese de kabullenmek zorunda kaldım" der. İtiraz edenler kafileden ayrıldılar. Bunların bir kısmı sonradan çeşitli bölgelerde yakalandılar; ancak hayata kalanlar oldu. Bu noktada şunun sorulması gerekmiyor mu? Bütün bu süreçte, dağ başında geçen bu meşakkatli yolculukta ve tamamen erkeklerden oluşan bu kafilede Gulo Hanım’ın ne işi var ve ne entrika çevirmiş? İfade kime ait olursa olsun bunun belgelendirilmesi ve altının doldurulması gerekmez mi? Teknik olarak mümkün olmayan bir hususun kitabı yazanlar tarafından anlatılması ve sizin makalenizde yer alması kanımca isabetli olmamıştır. Saygılarımla. Tahsin Sever”
Kanımca, Sadullah Bahadır ve Tahsin Sever’in bu eleştirilerinin dikkate alınması gerekmektedir. Dilhad Fırat’ın ve Dilşad Fırat’ın bu eleştirilere karşı söyleyecekleri önemli olacaktır.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.