Gayrimüslime üç kere şehadet getir ve her üç keresine şahadet getirmeyi ret ederse o gayrimüslimi öldürmek sevapmış! Gayrimüslim bir kadını rızasıyla değilse bile kaçırıp Müslüman edilmesi de sevapmış! Gayrimüslimin malını mülküne el koyup Müslüman olanlara dağıtmak da sevapmış! Bu mişlerle devam eden mişlerin listesi uzun uzadıya devam eden bir surecin mantık parametreleriyle dizayn edildik!
Bu sevaptır mişlerinin İslam’ın asıl mayasıyla nasıl da zıtlaştığını çocukluktan gençliğe terfi edilişimizle sorunu daha farklı algılamaya başladık. Çocukluk ve gençlikle devam eden bugüne kadarki yaşamımızda birçok yönde birçok şey değişti evet. Ama bırakalım bizim kuşağın doğuşundan atalarımızdan bugüne kadar değişmeyen tek şey Kürtlere karşı kin ve nefrettir!
Dünün geçmişiyle fare zehriyle Kürtleri yok etmeye çalışıp dehşet saçanlar vardı. Bugün de Kürt halkına karşı o televizyon bu televizyon ekranlarında, Kürt halkına karşıt kin ve nefretin dozunu yükseltmeye çalışan var! Dolayısıyla son dönemlerde, özelikle “Havuz medya” denilen kanallardan Deniz Poyraz gibi Kürtleri kurşunlara nasılda şuursuzca pazarlandığı bilmeyenimiz yok sanırım!
Dolayısıyla dünyada ve yaşanılan tüm kıtalarda insan mantığının değişkenliğine rastlamak mümkün. Ama her nedense, Kürt halkına karşı kin ve nefretin hiçbir dönemde değişikliğine rastlanmıyor! Zira demokratikleşmekle ortaya çıkacak bir ihtimale karşın bile, Kürt’ün nefes alışına kurşun sıkılıyor hemen! Keza demokratikleşmekle ortaya çıkacak toplumsal barışa odaklı bir toplum yerine kin ve nefrete endekslenen, adalet duygusunu belirsizliklere itilen bir toplum yaratmanın inşası devam ediyor doludizgin!
Zira Allah’ın her günü kendi penceresinde kendisi gibi bakıp görmeyeni ötekileştirmek, kendisi gibi ayni gömleği giymeyeni yerden yere vurmakla çok tehlikeli bir alt yapı hazırlandı hep! Yani sözün kısası öyle görünüyor ki, Kürt’ün evladına sıkılacak kurşunun değişkenliği sadece zaman ve mekanla birlikte, Deniz Poyraz değil de Berivan ya da Pervin ismiyle devam edeceğidir!
Dilinden kültüründen, insanca yaşamın özleminden uzaklaştıran Kürt halkının evlatlarına sıkılacak kurşunlara devam edilecek evet! Ama bilinmelidir ki, Türkiye çok ciddi bir çıkmazla kendini geriletecek adımların çok geç farkına varacak. Çünkü kardeşimdir canımdan bir parçadır dediği Kürt kardeşinin evrensel hakkaniyetiyle bağrına basması yerine.
Kürt halkının varlığına sebep neyi varsa, başı boş kafatasçı ırkçıların sofrasına meze olarak takdim edilme sonuçları Türkiye’nin uygar devletler sahnesine çıkmasına engel olduğu gibi, yarınla kendini toparlayacak şansının da tükeneceği muhakkaktır! Zira yanlışlarla yetiştirilmiş nesillerle oluşan toplumlar, her zaman karanlık geleceklere davetiye çıkartır. Çünkü yanlışlarla beslenen herhangi bir toplum, her zaman doğruyu yanlışa kurban eder.
Dolayısıyla bir toplumun mantıksal genetiğinde sorgulayacak veriler yoksa o toplum kendine ve çevresine zarar vermekten ötesine geçmez! Zira bahsi gecen bu nitelikteki toplumlar, her zaman çağın mantıksal gerekleriyle ters orantılı harekete geçer. Ve harekete geçtiği her an, Deniz Poyraz’lara kurşun sıkarak halklar arası düşmanlıkların körüklenmesine katkı yapar! HÜSEYİN AKINCİ
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.