Değişik sebep ve nedenlerin sonuçlarıyla -80'lı yıllarla yükselişe geçen PKK'nin yükselişine tanıklık ettik. Diğer yönüyle de, PKK'nin yetmezliğine karşıt doğrularla çıkış yapması gerekenlerin inişlerine de tanıklık yaptık ve yapıyoruz. İşin en garip tarafı da PKK'ye öncülük yapan kadrolarla-PKK'ye karşı alternatif olmaya çalışan kadroların hala da başrol oyuncu olmalarıdır. Diyelim ki PKK'nin yükseliş gerekçelerin her birisine birden fazla gerekçelerimizle kendimizi tatmin ettik? Peki 80'den 2017’e kadarki surecin her evresinde başrol oynayan alternatif tüketicilere karşı kendimizi neyle tatmin edeceğiz?.
Neden bir başka Kürt partisi değilde sürekli PKK'yi konuşup eleştiriyoruz sorusuna gelince. Örneğin kaç tane kuzey KDP mirasçısı varın sayısal sayımını yapacak matematiksel özrümüzü gerekçe göstersek? Ya da olumluluktan yana varlık göstermeyenlerin sen ben karmaşanın çok karmaşık dünyalarını önemsemediğimizden olabilir mi? Ya da insanın yüreğini acıtan en can acıtıcı tarafıyla oynaşmalarına muhatap olmak istemediğimizi söylesek?
Geçmiş tarihin desenleriyle göz kamaştıran Mustafa Barzani'nin mirasını nasılda carcur edilişleriyle mide bulantımızı öne sürsek!. Kapalı kapılar arkası dedikodularla şahsa ve kişiye özel söylentilerle-Rantın en kural tanımaz savaşına girenleri ciddiye almadığımızı belirtsek. Demokratik siyaset arenasında atılan olumlu bir iki adımdan hemen sonra-HAKPAR camiasında başlayan anlamsız iç çekişme anlamsızlığına anlam vermediğimizden olabilir mi! Kürtlerin siyasi arenasında, senli benli kavgaların başrol oyuncularıyla yüz göz olmak istemeyişimizden mi desek? Yoksa siyasal sahada sahnelenen iş görmez senaryolarla- olumsuz gelişmelere, nasılda besimlik olduklarına olan öfkemizden olabilir mi?
Kim ne derse desin, bahsi gecen şu ya da bu mirasın bir gün gelir aklıselim genç kuşaklarla hayat bulacak umudu vardı. Ama her ne hikmetse, bahsi gecen miras, genç nesillerin yeni düşünselliklerine sunulacak yerde. Siyasi rantla şahsi çekişmelere odaklanmiş'ların, sofrasında meze olmanın devamı sağlandı! PKK’nin ortaya koyduğu her yetmezliğinde Kürtlerin yüreğinde palazlanan alternatif özlemine de böylece ihanet edilmiş oldu!.
Dolayısıyla çok karmaşık siyasi geçmişin yaşanmışlıklarıyla geleceğin alternatifi olunmuyor! Zira olağan boyutları ve özelikle çok derinlikli dehlizlerle şahsi çıkar ve çekişmeleri reddeden tarihsel bir süreç yaşanıyor. Yani sözün kısası hiç kimsenin kendi kişisel hırs ve çıkarları için-Kuzey Kürt halkının geleceğe yönelik umutları umutsuzluğun pazarında pazarlama hakkı yoktur. Yazılıp çizilen karanlık söylentileri bir kenara bırakırsak dahi insani duygularla bile bağdaşmayan değerlerle oynaşan çıkarcıların bir araya gelmeleri neyi çözer ki?.
Açık ve net söylemek gerekirse Kürtlerin geçmiş tarihiyle sermaye saydıklarına hiçbir şekilde sahip çıkmadıklarıdır! Özelliklede, Rebaziye Mustafa Barzani şiarıyla ortaya çıkan grupların görüntüsü-Kuzey Kürtlerin özlemleriyle özleşecek algıyı yaratmaktan çok uzaktır!. Dolayısıyla ne o, ne de şu dediklerimizin hiçbir -keşke bir alternatif olsaydı özlemiyle tutuşan Kürt halkının yüreğini ısıtamadı. Velhasıl, kişisellikten ötesine geçmeyen, ben sen kavgasına alışmış AKTORLERLE binbir kördüğümle düğümlenmiş Kürtlerin Kürt davasına zerre kadar bir katkılarının olacağına inanmıyorum!
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.