1984 yılında 12 Eylül darbesinin esaretinden tahliye olunca, yurtdışına çıkıp yeni yaşanacakları yaşamaya başladım. Yaşadığım o yılarda, Orhan Kotan abimizin öncülüğünde Kürdistan Pres gazetesi iki haftada bir çıkıyordu. 1989 yılı olsa gerek, makale bazında ilk makalemi yazmıştım. Makalemde “Kürtler Kenan Evren’e Teşekkür Etmeli” başlığını atarak gerekçelerimi sıralamıştım.
Makalemi yolladıktan birkaç gün sonra evimin telefonu çaldığında karşımda üstat yazar sayın Mahmut Baksi vardı. ''Yahu derdin ne Hıso can, zaten Kürt halkının medyayla arası pek iyi değil. Sen de kalkmış başlığı Kenan Evren’e KürtlerTeşekkür Etmeli demişsin. Ben, Mahmut Abi’nin hal ve hatırını sormadan başlamıştım alt alta sıraladığım gerekçelerime.
Mahmut Abi gülümseyen bir ses tonuyla“Yaho Huso ne demek istediğini biliyorum ama inanki Kürtler sadece başlığı okur ve “bak bak adam Kenan Evrene teşekkür etmiş” diye seni taşlarlar dedikten sonra. Haydi haydi bu sefer seni kurtarıyorum ve başlığı“Aklın Yolu Gerçeklerden Geçer” diye değiştiriyorum varmı itirazın diye sorduğunda ise, Mahmut Baksi gibi bir çınara itiraz etmek ne hadime diyerek kendisine saygılarımı sunmuştum.
Evet yaşadığımız o günlerle bu günler arasında inanılmaz gelişim ve değişimler yaşandı. Değişmeyen tek şeyise, Kürt halkına her türlü hakareti yakıştıran kim oldukları bilinmeyen şarlatanların şarlatanlıklarıdır. Dolayısıyla son dönemlerde, özelikle Haber Türk gibi kanalların Kürtlerin her türlü haklarını birkaç kendini bilmez şarlatanlar tarafından şuursuzca pazarlanması,Kürt insanın kanına dokunmadığını söylenmez.
Ama bir yönüylede,gerçekten de bu şarlatanları pazarlayan bu kanalların monitörlerine teşekkür etmek gerekir. Zira dünya ve Türkiye gündeminde kıyamet bile kopsa, yine de Kürtleri hedefe koyacak bir bahane bulup şarlatanları konuşturuyorlar. En iyisi gelin Gülizarla Hoca arasında yapılan sohbetlerine kulak verelim.
Yahu Gülizar Allah aşkına bir iki cümle ile biz Kürtlerin ruhsal dünyasını anlatabilirmisin, yani biz Kürtler ne durumdayız Gülizar?Bak hocam Kürtlerin şu anki HDP’nin tüketici duruşuyla gün geçtikçe cılızlaşıyor. Diğer tarafıylada,beyaz Türkün karanlık ırkçılığıylaTürk solunun şovenliği sayesinde günü birlik canlanıyor diyebiliriz. Yani Gülizar diyorsunki ağzında salyanlar akan beyaz Türkün karanlık yazar çizerleriyle. Irkçılıkla ben sen yarışına tutuşan Türk sol şovenliğin varlığını ALLAH Kürtlerin başından eksik etmesin diyorsun.
Evvet hocam aynen öyle diyorum, zira bahsi geçen bu cenahlar sayesinde Kürtlerin mili duyguları gelişiyor. Yahu Gülizar bu konuyu biraz daha acarmısın?Açılacak daha ne olsunki hocam, baksana Kürt toplumu her TV kanallarını açtığında. Kürt halkına hakaret ve hakir görmeyi salyalarıyla ortaya koyuyorlar. Her akşam aynı bilinmezlerin önüne bir proje konur ve “haydi başlayın!” komutuyla başlarlar Kürtlere hakaret etmeye.Yani Kürtlere hakaret etmek ve onları hakir görme özgürlüğünü alabildiğince kullanıma açık çek veriliyor.
Yani Gülizar diyorsunki, Kürt sorunu gibi devasa bir sorunu şu bu bilinmezlerle tartıştırılması her yönüyle Kürtlerin lehinedir diyorsun. Evet hocam aynen öyle diyorum, çünkü bu bilinmezlerin kokuşmuş ağızlarında salyanlar aktıkça kürt sorununa bile karşı , mesafeli Kürt insanın kan dolaşımı bile değişe biliyor.Peki Gülizar Kürt halkı adına siyaset yapan Kürtler ne zaman Kürtlerin hakkaniyetin doğurusuna dokunurlar?.Bak hocam istersen bu konuya hiç değinmiyelim Zira işin icinden cıkamaz olur boğuluruz.
Tamam da Gülizar, bugünün projesiyle Kürtlerin varoluşuna hakaret eden ağzı salyalılar sayesinde varlığının farkına varıyorlar. Peki yarının projesinde Kürt siyasetinin romantik solcuların duygularına göre şerbet dağıtıcı şarlatanlar çıkarsa?Çıkarsa değil hocam çıkacaklar ve bu ağzı salyanlar bile, Kürt toplumunu dizaynedecek yarının projesine göre dil değiştirecekler. Yani Gülizar diyorsunki, duygular bazında bilinmezlerle toparlanan Kürt toplumun bugünkü duyguları yarınla ortaya çıkacak Ahmet Hakan benzeri birinin şarlatanlıklarıyla dağılır gider.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.