Doğruyu söylemek gerekirse, uğruna bir ömür mücadele etiğin halkının geleceği hâlâ şunun bunun sallantılarında, kalka düşe savurup kıt kanaat ilerlemeye çalışılıyoruz! Yani anlayacağın, aramızdan ayrıldığın günden bugüne çokta değişen bir şey olmadı. Gerçi Mustafa Barzani benim arzularımın öncüsü ve lideridir diyen Kürtler hala vardır!
Velhasılıkelam bilmen gereken birkaç menfi vaziyetleri, müsaadenizle de siz saygı değer büyüğüme takdim etmek istiyorum. Öncelikle bir kısım Kürtlerin eliyle, Kürd'ü Kürdten yabancılaştırmak için bin bir oyun sahnelediler. Ve ne yazık ki, her senaryonun yazılımına da bir Kürt senarist atadılar. Bu atamaların hangi derinlikte olduğunu da bilmiyoruz.
Yani anlayacağın Kürtlerin geçmişine değil de bir başkasının geçmişine hayran bıraktırmak için çok çabaladılar. Yani sözün kısası Kürtleri kendi tarihsel birikimleriyle tanışıp buluşmasın diye, Kürdlerin tarihiyle ve mücadelesiyle ilgisiz kocaman ideolojik duvarlar ördüler. Böylece, bizden olmayanları bize sevdirip başımıza kahraman yaptılar. Velhasılıkelam, bir kısım Kürtlerin ideolojik hayalleriyle, siz değerli Kürt halkının kahramanlarını gözden düşürmek için ellerinden geleni ardına koymadılar.
Geçmişi göremeyenlerin geleceğinin olamayacağı gerçeğinin bilincinde olması gerekirken, gereksiz ütopyaların peşinden koşuşturmalar hiç ama hiç eksilmedi. Yani anlayacağın Kürt halkının yüreğinde taht kurup kahramanlaşan siz gibi büyüklerimizin yerine, bir başka halktan bir başka birini Kürt neslinin kahramanı yaptılar. Alişêr'i unutturup Che Guavere’yi beynimize soktular. Leyla Kasım’ı unutturup Leyla Halid'i hatırlattılar. Kadi Muhammed'i hafızamızdan sildirip Yaser Arafat'ı işaret ettiler.
Siz değerli büyüğümüzün ortaya koyduğu mücadeleden uzaklaştırmak için Angola, Mozambik, Elsalvadorlu eklemelerle Kürt neslinin beynini sabote ettiler. Günümüzün şartlarına uymayan siyasal temayüllerin öne çıkarmaktan başka bir gelişme olmadı. Günü birlik kirli çıkarlardan kopup kalıcılığa hiç mi hiç yönelmediler.
Dünya kamuoyunun Kürdlerden büyük beklentilerine rağmen buna karşı doğru cevap olmaktan uzak kaldılar! Şu bugünü partisel çıkarlara uyarlayayım diyerek, haftanın diğer tüm günlerini bir başkasının sofrasına meze olmaktan bir türlü kurtulmadılar. (Arabın) Sufyanisiyle, (Türkün) Yalçın Küçük’üyle (Acemin) içi kararmış İmamıyla kardeş olmayı mubah sayılırken(!) yanı başımızda aynı arzuları taşıyan diğer Kürtlerle kardeş olmayı ideolojik ayetlerle günah serisine boğdurdular. Yani anlayacağın, aramızdan ayrıldığın günden bugüne, Kürtler arası siyasetin demokratik rekabet kültürü hiç gelişmedi!
Gelişmediği için de normların tersi bir anormallik ile yorganı pire için yakma kültürü gelişti ne yazık ki. Yani aramızdan ayrıldığın günden bugüne, Kürtlerin siyasi yaşamı Kürtlerin genel çıkarlarından daha çok, Partisel çıkarın hesaplarına odaklı siyasi ahlaka uymayan belden aşağı vuruşları devreye soktular!
Velhasılıkelam aramızdan ayrıldığın günden bugüne, bölgenin hususiyetinden dolayı muasır medeniyete paralel adımlar atılması gerekirken yanlışı tekerrürden ötesine gidilmedi. Yani sözün kısası saygı değer Liderim, Kürt toplumunun önüne çıkan birçok fırsat ne yazık ki çarçur edildi!
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.