Bak Loran! Hani bana “neden kimse bizi sevmiyor?” diye soruyorsun ya; yahu be güzel Loran’ım! Biz birbirimizi seviyoruz muyuz ki, başkaları bizi sevsin! Bak Loran! Hani “neden birlik değiliz?” diye soruyorsun ya, yahu be Loran kardeşim, onun bunun semeriyle şuna buna eşeklik yapmaktan birlik üzerinde düşünecek zaman mı kaldı?
Bir etrafımıza bak! Herkes genel çıkarları için nasıl ve ne güzel birlik oluyorlar, bizde neden olmasın diyorsun! Ah be Loran’ım, onların millî evrimi bizimle benzer bir tarafı yok ki be Loran’ım. Onlar dediklerin bayrakları için canını verirler ve inan ki, vermekte de haklıdırlar.
Onlar dediklerin millî marşları için ezanı bile durdururlar be Loran’ım. Onlar dediğin atalarını bin bir rahmetle anar başlarına koyup toz dokundurmazlar be aslan Loran’ım. Onlar dediğin hiçbir zaman parti çıkarlarını devletlerinin çıkarı önüne takoz etmediler be güzel kardeşim. Hani onlar dediklerin var ya, yeri ve zamanı geldiğinde dinciliği, solculuğu gibi ne renkleri varsa bir kenara bırakıp aynı renge bürünürler canciğerim. Hani ikide bir onlar dediklerin var ya be Loran’ım; onlar tarihlerin en karanlık diye söylenen tarafına bile taparlar be kuzum. Hani ikide bir kendi boyuna posuna bakmadan, onları hep küçümsüyordun ya, İnan ki Loran’ım küçümsenecek olan birileri varsa sen, ben ve biziz be canımın içi.
Biliyorum, gözümün içine bakıp haydi madem onları anlattın, ben, sen, bizim onlardan farklı olan taraflarımızı da anlatmamı istiyorsun biliyorum.
Bak Loran’ım! Hani şu Alarengîn var ya, inan ki, bir numaralı düşmanın bayrağıdır diye kem gözlerle bakanlarımız yok mu? Peki bunların Alarengîn ile sorunları nedir diye sorma sakın allak bullak oluyorum bilesin! Kürt Hemo’nun söylediğini asla Kürt Memo söylemez bilirsin. Ya da Kürt Memo’nun sahip çıktığına diğer Kürt Hemo asla sahiplenmez bilmez misin Loran? Bak güzel Loran’ım! Gazi Muhammed Mahabat Kürt Cumhuriyeti’ni kurarken başka parti adı altında kimse var mıydı? Hayri yoktu. Peki o zaman neden bir kısım bizden olanlar hiç oralı olmak istemez be Loranım? Çünkü Hemo’dan önce Mıho ona sahip çıktı. Onun için kürtlüğün alışıla gelmiş sorumsuz kuralı gereği, Hemo ona sırt çevirir güzel kardeşim! Biliyor musun? Hani şöyle ya da böyle her halkın bir tarihi var ya be Loran, dikkat etmişsen yarım asır Kürdün tarihi benle başlar, başlamalı diye geçmiş tarihi yok hükmünde saymadık mı be kardeşim? Ben, sen ve biz ipi kopuk her türlü çapulcuya bağrımızı açıp kardeşiz deyip durmadık mı? Ben benden olana sana düşman, sen senden olana haindir diye birbirimizi yok etmek için can atmadık mı be Loran’ım? Yani anlayacağın onlar dediğin günü geldiğinde birlik şuuruyla beraberlik şarkısını söylerler. Sen, biz dediklerin ise şöyle oldu böyle oldu ihanetin geçiş köprüsünü ayrılık desenleriyle inşasına başladık hep. Yani be güzel Loranım, biz onlardan o kadar farklıyız ki, anlatımlar gerçeğin karşısında cılız kalıyor be kardeşim.
Şimdi de bastonunla yerleri kazıp anladım da ne olacak bu Rojava savaşı diye derinlere dalıyorsun be Loran’ım.
Kim Kazanır Merak Ediyorsun
Bana sorarsanız Lordanım, sonuç ne olursa olsun, Türkiye Rojava’ya karşı açtığı savaşta kazançlı çıkmaz. Zira savaşın başlamasıyla Kürtlere karşı topyekûn bir savaş olduğuna yönelik tüm dünya hemen hemen hemfikir gibi bir süreç işliyor. Çünkü Kürtler IŞİD barbarlığına karşı verdiği savaşla dünyada sempati kazandılar. Yani anlayacağın, bu savaş İstense de istenmese de Türkiye’yi çok ciddi çıkmazlarla baş başa bırakacak gibi görünüyor be Loran’ım. Farkında mısın? PKK ve çevresine karşı bir savaş şeklindeki Türkiye’nin sav ve söylemi ne Kürtlerin algısını ne de dünyadaki dinamiklerin algısını ikna etmekten epey uzaktır. Haydi buraya kadar her şey Kürtlerin lehine gelişiyor diye sevinme hemen! Çünkü ben sen yani biz, Kürtler lehimize dönen birçok şeyi aleyhimize döndürmekten üstümüze yoktur bilesin. Bak Lordanım! Son yıllarda Kürtlerin lehine gelişen daha belirgin fırsatlar doğdu. İnan ki Loran’ım, ortaya çıkan her fırsat “ben” hastalığına yakalanmış Kürtlerin beynine ilaç olarak kullanılması bile bir işe yaramadı. Dolayısıyla ortaya çıkan fırsatları genelin oluruna çevirecek siyasi idrakiyileşmedikçe, saat başı fırsatlar Kürt semasında uçuşsa dahi, bir kıymeti olmaz. Kürtler kendi çıkarlarını sahada bir top gibi onun bunun ayağına pas olarak atabiliyor be Loran. Bir oranın bir şuranın ayağında dolaşıma çıkan top kayıplara karıştığında ise, hemen başlanır “şu topu bul getir bana” yakarmanın çığlıklarıyla günah keçisi aranır hemen. Dolayısıyla bunca imkânı “neyin adına çarçur ettim?” demeye gelmiyorlar şu sen ben ve bizden oluşan Kürtler be Loran’ım. Ve inan ki, Loran 30 yıldır Kürtlerin eline inanılmaz fırsatlar geçti ama ne yazık ki, ele geçen her fırsat “ben” sarhoşluğuna kurban edildi. Bak Loran! daha açık ve sert kelam etmiyorum diye kahramanlık duyguların bana karşı kabarıyorsa, Hassiktir kalk! Mehmet Uzun’dan şu kelimeleri bir güzel oku derim ben sana!
“Kelimeler pahalı burada, özgür ülkelerdeki gibi ucuz değil burada, tek bir söz bile insan hayatına mal olabilir” diyordu üstat.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.