Seçimlerin sözde amacı demokratik taleplerle toplumsal sorunlara çözüm bulmaya yöneliktir. Aynı zamanda olurlarla olmazlar arasında yaşanan artı ve eksileri ayrıştırma fırsatıdır da. Dünyadaki algı böyledir. Peki, Kürtler söz konusu olduğunda, eksilerden artılara geçiş evresi diyebileceğimiz bir seçim sürecinden geçtiğini söyleyebilir miyiz? Gerçi aklı başında olan herkesin önceliği , artıların doğuşuna vesile olacak bir secimin olmasıdır. Ama ne yazık ki, Kürtlerin siyasal ikliminde yaşananlara karşı umursamazlıklar, artıların çoğalmasına umut vermiyor.
İster adı seçim olsun, ister başka bir gidişat olsun, artı ve eksilerin hesaplaşması yapılmayan gidişatın getirisi olmaz. Zira çok yakın bir zamanda, Kürtlerin coğrafyasında yaşanan artı ve eksiler yaşandı. Eksilerin çokça yaşandığı bu hassas süreçte, kafa kol ilişkilerle Kürt halkına öncülük yapmanın bir yararı olmaz. Umarız ve dileriz ki, böylesi hassas bir dönemde, eksileri artıracak adaylarla geleceğin önü kapatılmaz! Dolayısıyla her Kürdün beklentisi, Kürtlerin özlem ve istemleriyle barışık olanlarla yol alınması yönündedir. Aynı zamanda siyaset yeteneğinin ne derece ve hangi boyutlarda bir gereksinme olabileceğinin gösterme zamanıdır da.
Kürt siyasal iklimin hangi penceresinden bakarsanız bakın, sorunlara sorun ekleyeceklerden arınması gerektiğini görürsünüz . Görünen gerçeklerin gösterdiği başka bir gerçekse, artıları çoğaltacak yeteneklere ihtiyaç olduğudur. Yani açıkçası, evrensel demokratik öngörülerle barışık olmayanların, Kürt toplumunu demokratik öngörülerin öncüsü olma gibi bir lüksü olmamalı. Dolayısıyla toplumu kendi arzu ve istemleriyle bir yerlere savurmak yerine, toplumun kendine özgü istemlere sürükleyecek yeteneklere ihtiyaç var.
Yıllar yılı, toplumun genel çıkarından daha çok, partisel çıkara hitap edecek reklamvari atamalar yapıldı. "Şu insan şu şehidin kardeşidir, bu insan bu değer ailesinin bir ferdidir" gibi günü kurtaran anlayışlarla bir yere varılmadığını gördük hep birlikte. Dolayısıyla siyasi ve diplomatik yeteneğiyle soruna olumlu katkı sağlayabilecek öncülere daha çok ihtiyaç var. Çünkü hiç bir zaman, medeni cesaretle siyasal kabiliyetin birleşmişliğini sağlamayan birisinden verim alındığı görülmemiş. Kürtler bir çok alanda bin bir talihsizlikler yaşadığı hep söyleniyor ama her nedense yaşanmış ya da yaşatılmış hemen her talihsizliğin mayasında Kürtlerin payı vardır. Zira hiç bir zaman, somut çıkarlarla soyut çıkarlar arasındaki ince çizgiyi tutturamadılar!
Zira Kürt halkının genel çıkarın toplamına odaklanmak yerine, Parti ya da grubun kırıntısına işaret eden çıkara odaklayanlar hep öne cıktılar! Öne çıkmakla kalmadılar, şu şekliyle, bu şekliyle "al sana yakışır olan budur" diye dayattılar. Dolayısıyla Kürtlerin genel çıkarına yol gösteren en iyi yolun, biran öce yetmezliklerle baş gösteren eksileri masaya yatırmaktır. Zira topluma güven aşılamanın yol ve yönteminden daha önemli olan yoktur. Adayların belirlenmesine sayılı saatler kalmışken, olurları olmazlarla çarçur edebileceklerle karşılaşmama umuduyla...
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.