Dış etkilerden nasibini almış olumsuzlukları omuzlaya omuzlaya Yüzyılların toplamını bir tarafa bıraksak dahi, bir yüzyıllık geçmişiyle Kürt halkını çevreleyen olmazları irdelemek kolay değil. Kürtler arası Kürdün Kürde karşı ihaneti bile yaşanan her sürecin en gözde mezar taşı olmuştur. Tarihsel olmuşların birçok evresinde, kendi hakkaniyetine inanan Kürtlerin başkaldırılarına tanıklık etmişse de, Kürtlerin her ayağa kalkışını çevreleyen zorluklar, Kürt halkını biraz daha kaderci keşkelere mahkûm etmesine etkileyici faktör olmuştur.
Dolayısıyla, umudun katığı olan keşkeler Kürtlerin hayallerini süsleyen en gözde süslemesidir. Kendi istem ve özlemini ihtiva eden keşkeler Kürt halkının yegâne umudu ve olmazsa olmazı olmuştur. Keşke olmasaydı, keşke şöyle olsaydı gibi keşkeler Kürt halkının içinde bulunduğu çaresizliğinin ifadesidir. Belki de bu keşkeler aldatılmanın dermansız bir sonucudur. Etkilenen öge, önünde somut verilere dayalı reel gelişmeler olmadığından dolayı varını yoğunu keşkelere yatırım yapar.
En iyisi biz de kendi umut katığı keşkelerimizi Kürt siyaset arenasına duyurmaya çalışalım dedik. Biz keşkeler tarafından ablukaya alınmadan keşke bir yerlerden beklemeli bir zayıflık yerine, bir irade mahkûmiyeti yerine, her kes öz iradesiyle düşünebilseydi keşke! Dört taraftan vurulurken, keşke içten vurulmasaydık. Biz tarihin çeşitli dönemlerinde olduğu gibi bu yaralı yürekten vurulmasaydık keşke!
Keşke yanlış ve yetmezliklerimize kurban edilen kazanımları sorgulayacak sorgulama duyusuna sahip olunsaydı! Keşke günü birlik kurtarışların üzerini bu kadar ucuza kapatmama cesareti gösterebilseydik. Keşke Hendek sendromu yaşatılmadan 90'lı sürecin karanlık şifreleri ev ödeviyle çözmeye gayret edebilseydik. Keşke yanlış ve yetmezliklerimize kurban edilenleri vicdan ve mantık ahengiyle önümüze koyabilecek erdeme sahip olabilseydik.
Hep düşünüyorum ya, acaba biz mi keşke diyebilecek duruma kendimizi getirdik, yoksa bizi keşkelere mahkûm eden faktörler mi bizi keşkelere muhtaç etti? Keşke yıllar önce, kapımıza dayanan tehlikelere karşı, elimizin tersiyle itip sırtımızı dönebilseydik. Keşke günü kurtarmayı esas alarak imkânları çarçur edeceğimize, yarının inşasını olgun ve dolgun adımlarla siyaseti evrensel motiflerle sanatlaştırabilseydik.
Keşke somut verilere sarılıp, olmazları bu kadar keşkelere bağlama basiretsizliğin girdabında bu kadar boğulmasaydık. Keşke tüm keşkelerimizi şu ya da bu gerekçelerle evirip çevireceğimiz yerde, olması gereken realitenin militanı olabilseydik. Keşke ne Hemo’yu Memo’ya ne de Memo’yu Hemo’ya tercihe kendimizi mahkûm etmeden kendi yağımızla kavrulmayı becerebilseydik.
Keşke Avrupa’da yanlış ve yetmezlikleriyle ömür tüketenler kurtarıcı edasıyla gelip Amed’i mesken etmeselerdi! Ya da sil baştan önder ve öncü olma egonun yerine, gelişen yeni nesillere yol verme erdemi gösterebilecek erdemi gösterselerdi keşke. Velhasılıkelam Kürt siyasi arenasına önder ve öncülük yapanların yaptıkları ya da yapmadıklarından dolayı Kürt halkının düşünsel dünyasındaki keşkeler o kadar çoğalmış ki, ne beyaz kağıtların bu keşkeleri içine alacak takati ne de bu keşkeleri toparlayıp sıraya koyacak mürekkebin yeterli gücü var.
Dolayısıyla Kürtlerin siyasal ikliminde olur olmaz ezberlerle reel gerçeklerle yer değişmedikçe ya da olması gereken olurlar keşkelerin önüne geçip gelişmedikçe geçmişin tüm keşke ve ezberlerin geleceğe aktarmasından başka olabilir bir şey olmaz! Hadi hep birlikte keşkeleri umuda katık yapmamak için düşünelim!
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.