Dünden bugüne çözülmeden gelen sorunlar sorgulayıp irdelenmezse önümüze çıkan gelişmelerin sonuçlarını çözemeyiz. Zira olumlu ya da olumsuz gelgitlerin şifresi geçmişte yaşananlardır. Dolayısıyla bu yerel seçimle Kürtlerin önüne çıkan sonuçları, dünden kalan söylediklerimizle başlayalım.
Önce 09. 02. 2018 tarihli makalemden bir iki paragrafla giriş yapalım.
HDP'de Eş Genel Başkan adaylığına iki isimde karar kılındığı söyleniyor. Pervin Buldan ve Sezai Temelli. Kongre Komisyonuna bildirilecek isimler mutabakat komisyonun kararıyla alınmışmış. Kürtler adına ismi belirlenen Pervin Buldan'ı az çok Kürtler tanıyor. Türk solu adına belirlenen Sezai Temel ise Kürtler tarafından tanındığını sanmıyorum. Tabi Fidel Kastro'dan alıntı yaparak Mesut Barzani'ye hakaret edilişini saymazsak!
Osman Baydemir, Ayhan Bilgen gibi daha donanımlı kadrolar varken, Pervin Buldan'ın eş başkanlığa aday gösterilmesi bile başlı başına soru işaretleriyle doludur. Açık ve net söylemek gerekirse, Kürt halkının tüm hakkaniyete dayalı özlemleri, Türk solunun romantik fantezilerine kurban edilme süreci işliyor tıkır tıkır! Tıkır tıkır işliyor diyoruz, zira kitleyi olumlu etkileme iletişiminde sıfır çeken iki isimde karar kılınması buna işaret ediyor.
Sayın Demirtaş'ın bıraktığı koltuğu dolduracak bir aday arayışı beklenirken, mutabakat komisyonunun kararı, HDP'nin Kürt seçmeni üzerinde hayal kırıklığına yol açtığını söyleyebiliriz. Bu da gösteriyor ki, Kürt seçmeni bir daha romantik Türk solunun hayaletine kurban edildi. Her seferinde Kürt halkının demokratik talepleri ve iradesi siyaset mühendislerinin aldığı kararlarla hayal kırıklığına uğratılıyor!
25. 05. 2018 tarihli makaleme bir göz atalım,
Olumlu ve olumsuzluklarıyla doludizgin bir seçim atmosferine doğru yuvarlanıp gidiyoruz. Seçimin ertesi günün getirisi ise, ne yazık ki, faili meçhul bir geleceğe koşar adımlarla yol aldığı birden çok gerekçeleri vardır. Zira MHP'ye sarılıp Kürtleri gözden çıkartan AKP, birkaç solcunun hayal dünyasına dalıp muhafazakâr Kürtleri tasfiye eden HDP'nin, geleceği neyle ve nasıl dizayn edecekleri gerçekten de meçhul! Bir tek Bahçeli tüm Kürtlere bedeldir anlayışı, tek başına Barış Atay beş Kürt partisini katlar düşüncenin toplumların genel çıkarlarına tekabül eden faydaları nasıl bir düşünceyle katkı sağlayacakları meçhul.
Meselenin esas özü, AKP'nin ya da HDP'nin seçim odaklı tercihlerine karşı olduğumuzdan daha çok, toplumun topyekûn çıkarlarına hizmet edebilen öngörülere sahip olmadıklarınadır. Kürt varlığına karşıtlığıyla MHP'yi, Kürt'ün alın teriyle yaşayan sol cenahı besleme faturası faili meçhul bir gidişata kurban edileceği kesin. Peki sadece AKP ile HDP'ni meçhule oynuyorlar, bin bir yeminle HDP'nin bir Kürt partisi olmadığını iddia eden diğer Kürt partilerin "HDP ile Kürt ittifakı" adı altındaki ısrarları tam anlamıyla faili meçhul değil mi? Velhasılıkelam faili meçhul politikalarla kahır küpüne dönüşen bu talihsiz coğrafyada, politikayı özgürce konuşmak bile başlı başına bir kahır deryasıdır!
Yukarda yazdıklarımızla geleceğe yönelik ikazlarımızın bir işe yaramadığı bugünle yaşadığımız yerel seçim sonuçlarıyla ortadadır!
Açıkçası bırakalım ders çıkarmayı, yenilgiyi zaferle taçlandıran bir mantıksal sendromla karşı karşıyayız. Baksanıza HDP'nin malum eş başkanları arkada bıraktıkları yerel seçimi nasılda zafer şeklinde gösteriyorlar!
Velhasılıkelam, bu yerel seçimle ortaya çıkan sonuçlar özellikle Kürdler açısından çok iyi irdelenmelidir. Şunun bunun zafer kazanışı Kürtlerin kaybedişine örtü kullanmaktan itinayla vazgeçilmelidir. Kürt siyaseti bir başkasının kazanmasına katkı sundu eyvallah diyelim ama kendi siyasal mecrasında baş gösteren kayıplar vardır. Dolayısıyla kayıpların nedenleri ve sonuçları mutlaka ve mutlaka önüne koymalıdır. Şunun boyu bu kadar uzundu bu sonuç doğdu ya da hava çok griydi, yok yağmur yağıyordu gibi saçma sapan bahane ve gerekçelerle zaman harcamanın hiç mi hiç zamanı değildir! Demokratik mücadelenin arenasında bin bir bedellerle elde edilmiş kazanımların gelir giderleri ne Hemoların ne de Memoların basiretsizliklerine kurban edilecek lüksü kalmadı.
Evet Kürtlerin demokratik mücadelesini torpilleyen diş çevre ya da etkenler elbette ki vardır. Ama çok daha önemlisi, Kürtlerin kendi yetmezliklerinin önüne koydukları sorgulanamaz tabelasının yarattığı tahribatın kendisidir. Velhasılıkelam, Kürt halkının mücadelesini kendilerine özgü ideolojik olmazlarla, kendi sömürgesine dönüştürenlerden arınmalıdır. Aksi taktirde, her zaman olduğu gibi bundan sonrası da karşılaşacak her sorun sorgulanmaz tabelası olacaktır.
Yaşadığımız bu yerel secimle, tarih bir daha Kürtlerin ne kadar mert ve fedakâr olduğunu gösterdi sanırım. Kendi önündeki yemeğini yemeyerek, bir başkasının midesi doysun diye bir başkasının önüne koyduğu çokça rastlanan bir mertlik örneğidir. Kendi geleceğinden daha çok bir başkasının geleceği için kendini feda edilişine de çokça rastlanmıştır. Velhasılıkelam, Kürtler için bu yerel seçimle ne kadar kayıpla kapıyı kapattıkları çokça önemli değil. Önemli olan bir başkasının ne kadar bir kazançla dükkanlarını kapatmasıdır. Yani anlayacağınız Kürtler için Kürtlerin kayıpları önemli değil, önemli olan CHP'nin ne kazandığı önceliklidir.
Evet beyler, Kürtlerin aldığı bu sonuç bile, yakın gelecekte seçim ve ittifak sonuçları belirlemede nasıl bir güce sahip olduğu ortadadır. Ortada olmayan ise, Kürt halkının demokratik evrensel hakkaniyetlerine samimice sarılacak akliselim kadrolardır! Dolaysıyla, kendi çıkarlarını şunun bunun sofrasında çarçur eden bir mertliğin aksine, kendi evrensel demokratik hakkaniyetlerine dürüstçe sarılacak bir mertliğe ihtiyaç vardır.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.