Asırlardan günümüze kadar insanlık alemine tanınan her türlü hakları kendisine de tanınması adına, canı ve malıyla kendini ortaya koyan Kürt halkına sadece katliam ve imhalarla cevap verilmiştir. Bu nedenle İslam aleminde dini vecibeler gereği kutlanan tek bir bayramın gönül rahatlığıyla geçirilmesi Kürt halkına nasip olmadı ve ne gariptir ki, insanlık erdemleri ve ilkelerinden uzaklaşan inanç sahibi zümrelerin yüzünden bu durum ortaya çıkıyor. İslam aleminin kıblesi gaspları, talanları, tecavüzleri inanç gereği sayan zümrelerin sayesinde tabi ki...İslam toplumların ve halk kitlelerinin genetik inançsal yapıları bu vahametle değiştirilen bir coğrafyada yaşamasından dolayıdır da! Yaratılan her insan ve toplumlar Allah\'ın kulludur mantığından çok ama çok uzak bir seyirle \"Her yaratılan varlık Yaradandan dolayıdır\" şeklindeki kendi söylemlerini bile inkar eden, çifte standartlı, çıkarları, rantları, tecavüzleri ilahi hak sayan bir bataklığa dönen yaşamın ırkçı mantığı dünyada görülmemiş çirkinlikleri yansıtıyor.
Kendi dışındakileri hor görme eğilimleri, gözle görülen yanlışlıkları dahi zorbalıklarla doğrulatmaya çalışan acayiplikler, \"benden değilsen yaşama hakkın yoktur\" şeklindeki garipliklerin genetik hale geldiği bir İslam alemi! Ve ne yazıktır ki Kürt toplumunun en büyük şansızlığı, genetik olarak şekillenen böyle ucube toplumların dört taraftan çemberinde kalan vahşetin merkezinde bir Anayurda sahip olmasıdır ! Mezpotamya böyle miydi? Mezopotamya barbarların istilasına uğradıktan sonra bu hale geldiğini görüyoruz. Günümüzdeki bir çok sorunun kaynağına indiğimizde, bir başkasını sorgulamaktan önce kendisini ve kendi efendisini sorgulamama sebebi görülecektir. Dolayısıyla Kürt halkının bir başka şansızlığı hiç kuşkusuz bu tip insan toplulukları yetiştiren islami yobazların hüküm sürdüğü İslam ülkeleriyle komşu olmasıdır!
Aslına bakarsanız, Kürt halkı sadece İslami yobaz ve sahtekarlarla karşı karşıya kalmadı, Arapların Nasırizm tekçiliği- faşizmini dahi geride bırakan Kemalizm\'in karakteristik ucubeliğinin Kürt halkının başına nasıl bela olduğunu da unutmamak lazım. Kemalizm’e özenen Kürtlerin konumuysa, doğacak Kürt nesillerine ibretlik eğitim dersi olarak verilmesini gerektirecek düzeyde olması gibi! Olan bitenlere bakıldığında, beynini çevreleyen kin ve nefretten dolayı,sadece kendi çıkarlarıyla bağlantılı tarafı gören bundan dolayı da işin real tarafına makul bakacak yada yönelecek bir İslami düşünürlüğün kıpırdanmasına bu coğrafyada rastlamayı hayal etmek bile güçtür.
Her günün her saniyesinde insan yüreğinin derinliklerine ekilen hak tanımaz tohumları somut gerçeklere yönelmek isteyenleri \" kafir\" olarak ödüllendirmeler,hemen sonrasında \"Alahu ekber!\"ler eşliğinde Kürtlerin arına ve namusuna yeltenen tecavuzler, vatan bayrak sakarya’ danslarıyla rakseden yada “benden ötesi kıyamet sebebidir” diyenlerin barbarlıkları devam ettikçe, Kürtlerin kendi Anayurdunda huzurlu bir günün güneş doğuşuyla buluşması mümkün değildir. Dolayısıyla Türk halkının \'aydınıyım yada, Arap halkının aydını ve demokratıyım diyenin dahi, Dünyadaki sorunlarla gündemleşen insan haklarına bakışlarında \"Ben Kürtlerin özgürlük ruhuyum\" diyen Kürtlerin özgürlüğüne karşı, evrensel bakış açılarıyla endekslenmiş beyinsel hücreleri hep körleşerek bakmıştır bu özgürlük koşuşuna.
Asırlar boyu özgürlüğüne kavuşma koşusu içinde bulunan Kürt halkı, başkaların hak tanımaz olurla olmazları sayesinde nasıl olacakta bu bayram benim bayramımdır diye bilecek acaba? İnsanlığın ve İslamcılığın beyinsel dürtüleri körleşmiş bir coğrafyada, Kürt kelimesiyle dahi yüreği faşistleşen Türk aydını var karşımızda! Kürtler için \"hak ve özgürlük\" sözcüğü dahi Fars ve Arap aydınının yüreğini hoplatıyor. Gasp edilmiş Kürtün hakkaniyetleri ve akıtılan Kürt halkının kan deryalarındaki katkıları yeterince gün ışığına çıkarttığı bir dönemde \"İslami ümmet kardeşliği\" yada \"halkların kardeşliği\"inden bahsedilmesı Kürt halkına hakaret etmekten başka bir ifadesi yoktur.
Bekli de Kürtlerin en büyük bayramı, yerin en derinliklerine gömülen sözde üstü kapatılan mevcut tüm bu pislikleri gün ışığına çıkacağı gün olur. Son günlerdeki top yekun savaş tangoları, Kürt halkının tepesinde güm gümlerken, bir halkın arı ve namusu dünyamızın en karanlık güçlerin ayakları altında inlerken her hangi bir Kürdün bayram kutlamayı yüreğinin var olduğuna inanmak istemem. Din iman ve ilahi adalet Türklükten, Farslıktan, Araplıktan sonra geldiğini söyleyebilen tanrı tanımaz İslamcıların İslamlığıyla birlikte bayramın kutlanması her şeyden önce tanrıya ihanettir. Böylesi sapıklıkların, düşkünlüklerin hüküm sürdüğü bir coğrafyada bayramı kutlamak gerçekten de yürek ister ve kendi adıma diyorum ki, benim böyle bir yüreğim yok.
Hüseyin Akıncı Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.