AH BE ŞAMİL,SENİ SANA ANLATMAK O KADAR ZOR Kİ!
Ah be Şamil-Aklını körleştiren şu ‘ben bilirim’den bir kurtulabilsen, bak o zaman seni sen yapan özünle nasıl da buluşurdun! Buluşunca da teorik şarlatanlıklarla realitenin nasıl da tersyüz edildiğine tanıklık eder rahatlardın. O zaman, oranın buranın yemlikleriyle başlayan, sen-ben kavgasına kurban edilen Kürtlerin hikayesini anlardın.
Ah be Şamil, şunun şuralarına, oranın buralarına, teorik hayallerinle kendine ettiklerini kendine bir anlatabilseydin, belki o zaman kiraya verdiğin aklınla nasıl da kirli bir miras bıraktığını anlamış̧ olurdun. Kim bilir belki de kendini nasıl da şuna buna pazarlandığını anlar yeter artık derdin.
Ah be Şamil, arada bir şunu bunu yaptık diyorsun ya, Şengal’in nasıl da muammaya evirilip çevrildiğini ve onun bunun yemliğine nasıl dönüştürüldüğünü bir anlayabilsen. Ya da Kerkük’ün satış̧ protokolünün altına atılan imzanın sana nelere mal olduğunu kavrayabilseydin, belki o zaman aklın onun bunun pazarında nasıl pazarlandığını da anlardın.
Ah be Şamil! Yarım yamalak yaptıklarına dizdiğin methiyelerin içinde sırıtan yanlışları bir görebilsen. O zaman "aha biz ne yapmışız" diyecek medeni cesareti bulur, kendi esas doğrularınla buluşurdun. Belki o zaman Kürtler adına devraldığın mirası nasıl da kendi kısır varoluşuna kurban ettiğini anlardın.Kesin ve kesin o zaman belirsizliklerle budanmış̧ manevralara, nasıl hayat verdiğini de anlamiş olurdun.
Ah be Şamil! Beyni ve yüreği belirsizlerin bir iki zılgıtına Leyla Kasım'ı ve asaletli Değer’leri nasıl kurban ettiğini bir anlayabilsen. Ya da Kürtlerin geleceğini kendine hayrı olmayan hayırsızlara nasıl da emanet ettiğini bir çözebilsen, belki o zaman sana özgü̈ hakkının nasıl, onun bunun nemalanma merasına dönüştüğünü de anlardın.
Ah be Şamil! Yapılan her yanlışa normalmiş̧ gibi bakan bir topluma, bizi nasıl adapte edildiğimizi bir görsen,ya da sıradan bir doğruya şaşkın ve şapşal sevincimizle, inşallahlara nasıl da sığıntı yapıldığımızı bir anlasan, belki o zaman yeter artık, düşmeliyim bu gelebilir geleceğin yakasından der, köşene çekilirdin. İşte o zaman gök kubbenin semasına avuçları açan Kürtlerin duasını alır rahatlardın.
HÜSEYİN AKINCİ
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Bu makale toplam: 9618 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:16:07:57