Kürtlerin kendi içindeki iç sorunları orta yerde dururken, ulusal demokratik çıkarların riskli zeminin fay hatları da o ölçüde gelişiyor. Ortadoğu\'nun olağanüstü gelişmelere ve alt üst oluşlara gebe olduğunu söylemenin pek bir anlamı kalmadı. Çünkü, Ortadoğu\'da baş gösteren süreç doğum sancıları yerini yeni doğmuşlara bıraktığı gözle görülür oldu. Dolayısıyla ülkeler arasındaki çıkarsal rekabetin doğuracağı uyuşmazlıkların politik hesaplaşması da kaçınılmazdır. Yani istesek de istemesek de çatışan taraflar kendi aralarındaki çatışmalara malzeme olmasını sağlayacak senaryoları harekete geçirecektir...
Bundandır ki Kürt halkının ulusal demokratik getirisini, ya da götürüsünü gelişen bu yeni süreçten bağımsız ele almak gerçekçi bir yaklaşım olmaz. Onun için, yeni konjonkturel gelişmelerle ortaya çıkan istem ve değişimleri de bu bağlamda ele almak lazım. Örneğin, Leyla Zana gibi siyasal öncülerin özellikle böylesi bir süreçte öne çıkmaları gerekir. Zira kalıplaşmış argümanların esareti altında inleyenlerden daha çok. Kürt halkının özgürlük mücadelesinin merkezine hitap edebilen Leyla Zana gibilere ihtiyaç var. İhtiyaç vardır çünkü Kürt halkının özgürlük hedefin realitesine zaiyat vermeyecek kadrolara gereksinme vardır.
Gerçi Leyla Zana\'nın ortaya koyduğu politik duruş, her zaman için ideolojik düşünenlerin korkulu rüyası olmuş. Ve bundan olsa gerek. Leyla Zana gibilerin önü hep kapatılmaya çalışılmıştır. Dolayısıyla, Leyle Zana gibi birikimli siyasal öncüleri bin bir hayalin senaristliğini yapan ideolojicilerin hayal dünyasına kurban edilmemeli.
Zira bin bir bedellerle, her bedelin bir başka deseniyle HEP, HDP, DDP, BDP gibi oluşumlara katkı sunmuş. Bu nedenle Leyla Zana gibilerden daha çok Kürt geçinmek gerçekçi olmaz.
Sözün kısası, sayın Leyla Zana\'nın duruşu kimsenin Kafasına saksı maksi düşüreceği filan yoktur! Leyla Zana gibilerin politik duruşuna duyulan ihtiyacın sebebi. Dünyada ve özelikle de Ortadoğu\'da yaşanan alt üstlerin ortaya çıkanları iyi okumalarındandır. Kürt sorunun çözümünde baş gösteren yol eğrileri, bu yol eğrileriyle ortaya çıkan bilinmezlikler devam edilmemeli. Demokratik mücadele alanın elde ettiği önemli başarılar ve kazandığı mevziler vardır.
Onun için önümüzde ki süreci ulusal ve uluslar arası arenada diplomatik manevra yeteneğine sahip kadroların öne çıkması gerekir. Yani sözün kısası, insanlık adına suç sayılan tüm fiiller Kürt halkının üzerinde devam ederken, Leyla Zana gibi öncü kadroları bekletme salonunda bekletmenin gerçekçi hiç bir anlamı yoktur. Milliyetçi düşünme ağırlıklı düşünüyorlar demenin anlamı ise, tiyatro oyununun ötesi değildir.
Kendi yetmezliklerimizle baş gösteren kararsızlıklarımız, diğer alanlardaki kararlı duruşların gölgesi olmaya devam etmesin. Aksi takdirde yeni süreçle Kürtlerin önüne çıkan sürecin ahenk taşları yerli yerine oturtulamaz.
Dolaysıyla Kürt özgürlük mücadelesinin özüne gölge edilenler var oldukça, Muhtemel doğruların üzerinde kendi yanlışlarıyla balans kontrol mekanizması olmaya devam edilecek. Haklılığın hak ettiği doğrularıyla buluşması isteniyorsa, doğruların üzerine çöken yanlışların kaldırılması gerekir. Dolaysıyla Leyla Zana gibi öncü kadrolara öncelik verme girişimi, her halükarda doğruları yanlışlıklarla yer değiştirme girişimi olarak algılanmalıdır.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.