Uzun yıllardan beridir acı çeken ve çektikleri acıların ve köleliklerinin son bulması için büyük sıkıntı ve fedakarlıklara katlanan Kürd halkı kendileri açısından konjonktürel şartların neredeyse en uygun olduğu 2016 yılını da PKK/HDP siyasetçilerinin büyük stratejik yanlışları ve pratikleri nedeniyle inanılmaz acı ve sıkıntılara katlanarak geçirdiler.
KCK ve PKK’nin böylesine yanlış ve akıldışı siyaset anlayışı sadece Kuzey Kürdistan’daki yıkım, zulüm, sürgün, ölüm ve yoksulluklara sebep olmakla kalmadı, aynı zamanda bu anlayışı ve sekter tutumunu Rojava Kürdistanın’da ve Güney Kürdistan’da da sergileyen bu sorumsuz siyaset hem Rojava da önemli bir mücadele sonucu ortaya çıkan fırsatların heba olmasına neden olmakta hem de Güney Kürdistan da ki bağımsızlık yürüyüşüne büyük engellerin çıkmasına sebep olmaktadır.
Bilinmelidir ki Kürdistani mücadele geliştikçe riskler artacak ve Kürdlerin yükü giderek ağırlaşacaktır. Her birisi binlerce yıllık devlet tecrübesine sahip olan işgalci devletlerin yeni ve beklenmedik saldırı hamleleri ve Kürd ulusal mücadelesini engellemeye yönelik farklı konseptleri Kürdleri daha ciddi ve daha sorumlu bir siyaset tarzına mecbur bırakmaktadır.
İşte bütün bu sebeplerden dolayı Kürd siyasi hareketleri işgalci devletlerin yeni ve düşmanca hamlelerini karşılayabilecek samimi, birikimli ve donanımlı Kürdistani yapılarla muhtemel düşman saldırılarını göğüslemenin tüm hazırlıklarını bugünlerden itibaren yapmak zorundadırlar. Bu anlamda önemli bir gücü ve potansiyeli elinde bulunduran KCK/PKK hareketini doğru bir yönde etkileyebilecek yeni ve güçlü Kürdistani yapılara acilen büyük ihtiyaç duyulduğu mutlaka görülmelidir.
Özellikle Kuzey Kürdistan’da PKK dışındaki mevcut partilerin tüm samimi çabalarına karşılık kitlelerde istenilen sinerjiyi yaratamadığı ve yine gerekli olan desteği alamadıkları açıkça görülmektedir. Bu konuda belli siyasi ve askeri tecrübelere sahip dostların böylesine bir kritik süreçte ortaya koydukları öneri ve projeleri son derece ciddiyetle ele alınarak değerlendirilmeli ve böylece Kürdistani yapıların yeni ve uygulanabilir bir proje etrafında güçlerini birleştirmelerinin yol ve yöntemleri aranmalıdır.
Aksi durum tüm elverişli koşullara ve samimi temennilerimize rağmen Kürdlerin mücadeleyi bir bütünen kaybetmesine sebep olabilir. Kürdistan’ın her bir parçasında ki olumlu veya da olumsuz gelişmelerin diğer parçaları direkt etkilemekte olduğu bilince çıkarılarak büyük umutlar veren Güney Kürdistan’da ki mücadele dört parçada bulunan Kürdistani güçler tarafından dikkatle takip edilmeli ve mutlaka uygun araçlar kullanılarak koşulsuz destek sunulmalıdır.
Bu naçizane eleştiri, öneri ve temennilerimle 2017 yılının başta Kürdistan halkı olmak üzere tüm dünya insanlık alemine barış, eşitlik, adalet ve özgürlük getirmesini diliyor, Her biji Hevkari ve dostluk temennilerimi iletiyorum.
Önemli Not: Sevgili okuyucularım beni sık yazdığımdan dolayı haklı olarak eleştirebilirler ancak benim acelem var, yaş 67’ye dayandı. Ömrümün son çeyreğini yaşarken olur ya Kürd halkına ve sevgili Kürdistan’a borçlu gitmek istemiyorum. Bu konuda acelemi anlayışla karşılamalarını diliyorum.
Saygılarımla
M. Hüseyin Taysun
01.01.2017 / İstanbul
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.