Tüm insanlığın, büyük oranda da gelişmiş sanayi ülkelerinin ihtiyaç duyduğu oldukça zengin enerji yataklarına sahip olan Kürdistan coğrafyası ne yazık ki bir kez daha küresel güçlerin büyük hesaplaşmalarının zemini olarak seçilmiştir.
Oldukça riskli ve belki de çok kanlı geçecek olan bu çıkar kavgasında “filler tepinir çimenler ezilir” misali bölgede yaşayan Kürd Halkının büyük zararl görmesi ihtimal dahilinde olduğu gibi bu kavgalı süreçte Kürdleri temsil konumundaki siyasi çevrelerin akıllı, dengeli ve birlikçi bir anlayışla hareket etmeleri durumunda Kürdler açısından önemli kazanımlar elde etmek ve hatta Kürdistan’ ın beklenen ve özlenen bağımsızlığını gerçekleştirmek de mümkün olacaktır.
Küresel güçlerin, bölgedeki gelişmeleri bölgede bulunan ve bir takım iddialara sahip devletlere bırakmayacağının tüm emareleri son olaylarda ortaya çıkmış durumdadır. Bölge ülkelerinin iki farklı ittifaklaşma temelinde mücadele ettikleri ve yönetmeye çalıştıkları duruma (ki bunların birisi İran, Suriye, Merkezi Irak diğeri ise Türkiye, Suudi Arabistan, Katar eksenli bloklaşmadır) önce ABD ve daha sonraları Rusya bizzat müdahale ederek “haddinizi bilin” anlamında dur demişlerdir
Yeni bir bloklaşma şeklinde ortaya çıkan durumda bloklaşmanın ABD ve Rusya ekseninde oluştuğu rahatlıkla görülmektedir. Görünen o ki yeni kamplaşmada ABD, AB, Türkiye ve Körfez ülkeleri ittifak içinde yerini alırken diğer tarafta Rusya, Çin, İran, Merkezi Irak ve Suriye ile karşı ittifak oluşmakta ayrıca bu büyük ittifak sahipleri kendilerine yakın yerel güçleri de yanlarına alarak daha güçlü bir konuma ulaşmanın hesaplarını da yapmaktadırlar.
Ortadoğu’ nun yeniden dizaynı anlamına gelen bu karmaşık ve bir o kadar da riskli süreçte Kürdlerin ve özellikle de Kürdleri temsil konumunda olan kesimlerin son derece dikkatli ve tutarlı bir biçimde gelişmeleri izleyip süreci doğru yönetmeleri gerekmektedir.
Küresel güçlerin kendi aralarında bilek güreşine tutuştukları bu kritik süreçte Kürdlerin 1947 Mahabad ve 1975 Güney Kürdistan’ daki acı deneyimleri dikkate alarak pozisyon belirlemeleri ve hiçbir koşulda herhangi bir gücün taşeronu durumuna düşmeden ve mutlaka birliklerini oluşturarak kendi ulusal menfaatleri doğrultusunda bir tutum takınmaları en doğru ve en avantajlı davranış biçimi olacaktır.
Coğrafyamızda bu olağanüstü olaylar ve gelişmeler yaşanırken elbette ki Kürdlerin bir başka gezegende yaşıyormuş gibi olayları temaşa etme şansı yoktur. Ancak Kürdler kendi toprakların da özgürce yaşama ve kendi devletlerini kurma uğruna bedelleri oldukça ağır mücadeleler sonucunda elde ettikleri kazanımları engin bir aklı selim ve doğru bir siyaset tarzıyla koruyarak ve yine yeni kazanımlar elde edebilmek adına önce kendi aralarındaki var olan çelişki ve sürtüşmelerini bir kenara bırakarak Kürdistani anlamda en geniş ulusal birliklerini sağlayarak yaşanan süreçleri ve muhtemel gelişmeleri göğüslemelidirler.
Özellikle son dönemlerde Güney Kürdistan’ da baş gösteren İran kışkırtmalı ve KDP’ ye yönelik saldırılar ayrıca Kuzey Kürdistan’ da devlet orijinli katliamların bir bütün olarak Kürd Halkının moralini bozduğu ayrıca Kürdler arası yeni sorunlara kaynaklık yarattığı akıllardan çıkarılmaması gereken önemli olumsuz gelişmeler olarak dikkate alınmalıdır.
Küresel güçlerin çıkar mücadelesine sahne olan Kürdistan coğrafyasında yine egemen güçler tarafından Kürdlerin devletleşmesini engellemek üzere ortaya çıkarılan IŞİD belasının Kahraman Kürdistan Peşmergeleri ve savaşçıları tarafından önemli bir tehdit olmaktan çıkarıldığı bu süreçte Kürdlerin hedefledikleri kazanımları elde etmesinin olmazsa olmaz koşulu kendi aralarındaki var olan tüm çelişki ve çatışmaları diyalog ve kardeşçe ilişkilerle çözüme kavuşturup risk ve fırsatları bir arada barındıran bu sürece bütünlüklü ve güçlü bir biçimde cevap olmaktır.
Yüzyıllardır kendi topraklarında köle muamelesi gören bu halkın diğer halklar gibi özgür ve bağımsız yaşama hakkı olduğu asla akıllardan çıkarılmamalıdır. Bölgemizde önemli bir güç olan Kürdlerin birlikte hareket etmeleri dünyaya hükmeden güçler tarafından mutlaka dikkate alınacak ve bu süreçten Kürdler istediklerini elde ederek çıkacaklardır.
Yaşasın Kürdistani Güçlerin Birliği. . .
Saygılarımla
12/10/2015 İSTANBUL
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.